1921 yılında Budapeşte’de doğdu. Dünyaca ünlü yazar Frigyes Karinthy’nin ve psikiyatr Aranka Böhm’ün oğlu olarak entelektüel bir ortamda büyüdü. Annesi Aranka Böhm 1944’te Auschwitz Toplama Kampı’nda katledildi. Ferenc Karinthy Budapeşte’de Pázmány Péter Üniversitesi’nde dilbilim üstüne doktora yaptı. 1947’de aldığı bursla eğitimini Fransa’da, İsviçre’de ve İtalya’da sürdürdü. Uzun yıllar sutopu oyunculuğu yapmanın yanı sıra Budapeşte’de birçok tiyatroda dramaturg olarak çalıştı ve İngilizce, Yunanca, İtalyanca, Almanca dillerinden çeviriler yaptı. Hayatı boyunca romanları ve oyunları başta olmak üzere pek çok eser vermiş olsa da en çok ses getireni Epepe (1970) romanı oldu. Epepe herkesin her şeyi kanıksadığı bir yerde yabancılık çekmenin, tek başına sürgün ya da göçmen olmanın yarattığı kaygıyı yansıtan bir başyapıt olarak kabul edilir ve edebiyat çevrelerince Kafka’nın Dava’sı, Huxley’nin Cesur Yeni Dünya’sı, Orwell’in 1984’üyle birlikte anılır. Metropollerin gelişmiş, bir o kadar da kaotik dünyasını resmeden bu absürd distopyada İkinci Dünya Savaşı’nın ve Macaristan’da János Kádár diktatörlüğünün etkileri de görülür. Epepe’nin başkahramanı gibi çokdilli olan Ferenc Karinthy yaptığı çevirilerle de Macar edebiyatının uluslararası alanda tanınmasına katkı sağladı. 1992 yılında Budapeşte’de öldü.