Helsinki Dilbilim Kongresi’ne katılmak için yola çıkar Budai. Gideceği yeri bilir ama vardığı yer şaşırtır onu.
Bir yanlışlık olmalıdır, burada bambaşka bir dil vardır, bilmediği hatta hiç duymadığı bir dil.. Öyle kalabalıktır ki burası gözünü korkutur Budai’nin. Yapması gereken tek bir şey vardır: beklenildiği yere gitmek.
.
Dil ile birey arasındaki ilişkiyi, bilinmezliğin ve çaresiz hissetmenin anlatıldığı akıcı ama zorlayıcı bir eserdi Epepe. Zorlayıcı diyorum çünkü Epepe’yi okurken sürekli sıkışmış hissettim, insanlara sıkışmış-duvarlar arasına sıkışmış-yollarda sıkışmış.
Anlamak ve anlaşılmak ne önemliymiş dedim. Halbuki kendi kendimi anlamaya çalışmak bile yeterli olur sanıyordum, değilmiş.
Sevdiğim, üzerine bolca düşündüğüm, sonunu kafamda kurgulamaya devam edip eklemeler yaptığım bir eser oldu, tavsiye ederim ~
.
Sevgi Can Yağcı Aksel çevirisi, Virginia Elena Patrone kapak tasarımıyla ~