Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ferruh Özpilavcı

Ferruh ÖzpilavcıEbheri - İsaguci ve Şerhi yazarı
Yazar
Çevirmen
9.3/10
3 Kişi
33
Okunma
2
Beğeni
592
Görüntülenme

Ferruh Özpilavcı Sözleri ve Alıntıları

Ferruh Özpilavcı sözleri ve alıntılarını, Ferruh Özpilavcı kitap alıntılarını, Ferruh Özpilavcı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şiir (Poetika), insan nefsinin (psikolojisinin) kendilerinden (olumlu yönde etkilenip) hoşnutluk duyduğu ya da (olumsuz yönde etkilenip) hoşnutsuz olduğu, (sempati ya da antipati duyduğu, hayale dayalı) öncüllerden (muhayyelâttan) te'lif edilen kıyastır.¹
Sayfa 191Kitabı okudu
Mevzu da verilidir; hiçbir ilmin kendi mevzusunu ispatlama gibi bir durumu söz konusu değildir. Bütün ilimlerin mevzuları genellikle daha üst bir ilimde, en nihayetinde metafizikte ispatlanır ya da kendinde apaçıktır.
Reklam
[Tålişi:) Bil ki 'ilim' (bilme) lafzı, meşhur olarak pek çok mânada kullanılır: İlki, tasavvur ve tasdiki kuşatan mutlak idrak mânâsına; ikincisi, vâkıaya mutabık, sabit, kesin itikattan ibaret olan yakini tasdik mânâsına ve üçüncüsü, hem yakînî hükmü hem de onun dışındaki hükümleri içine alan mutlak tasdik mânâsına. (Delaletin tanımındaki) "ilim'den kastedilen, ilk mânâdır (mutlak idrak mânâsıdır). (Tålişi, s. 30)
Sayfa 76 - Litera yayıncılık
Ve lafzın mecazi anlamına delaleti de tazammun değil mutabık bir delalettir. Buna göre de insanın, onlardan herhangi birine, onlardan herhangi biri kastedilerek delalet etmesi, tazammun değil mutabık delalet olur. (Talışi, s 33-34) Yani tazammun delalette, mutabık delaletin anlam bütünlüğü içindeki parçaya delalet asıldır; yoksa bütünü dikkate almayıp doğrudan parçaya olan delalet, tazammun değil mutabık delalet sayılır. (Çev)
Sayfa 79 - Litera yayıncılık
Mutabakat delaleti varsa tazammun ve iltizam delaleti olabilir de olmayabilir de. Ama tazammun delaleti varsa kesinlikle mutabakat delaleti olmak zorundadır (istilzam eder), iltizam delaleti ise olabilir de olmayabilir de. Benzer şekilde eğer iltizam delaleti varsa mutabakat delaleti kesinlikle olmak zorundadır ama tazammun delaleti olabilir de olmayabilir de. Aslolan mutabakat delaletidir.
İlimlerin sıhhatli olanı hastalıklı olanından, zayıf olanı güçlü olanından ancak mantık sayesinde (ayırt edilerek) bilinir.
Sayfa 52
Reklam
vaz vasıtasıyla (delalet edilen bu mânânın) hâricindeki (lâzımî bir mânâya) delaleti ise iltizamdır (gerektirme) -tıpkı onun (insan lafzının), ‘ilim yapma ve yazı yazma sanatına kabiliyeti olan’a delalet etmesi gibi-
Esiruddin Ebheri ve İsâguci tarihi
Esirüddin Ebherî ve İsâgûcê Tarihi bir Çok yönlü filozof ve bilim adamı Kemâleddin b. Yunus'un (öl. 1242) ve Fahreddin er-Râzî'nin (öl. 1210) talebeliğini ve kendisi gibi mantıkçı-filozof olan ve Şemsiyye isimli diğer meşhur mantık risâlesinin müellifi Necmüddin Kâtibi ile Vefeyâtu'l-a'yan sahibi Ibn Hallikân (öl. 1282) gibi âlimlerin hocalığını yapmış olan Esiruddin Ebheri, mantık ve düşünce tarihimizin önemli simalarından biridir.' Mantık, felsefe, astronomi ve matematik alanlarında kıymetli eserler veren Ebherî'nin² mantıkla beraber tabiat ve metafizik konularını da içeren Hidayetü'l-Hikme isimli eseri de Iságúci gibi şöhret bulmuş ve şerh-hâşiyelerle kendine has bir gelenek oluşturmuştur. Hayatta iken eserleriyle tanınan bir âlim olduğunu İbn Hallikân aracılığıyla öğrendiğimiz Ebheri, genel olarak İbn Sinâcı bir yol izlemiş, her ne kadar hocası olsa da Fahreddin Râzî'nin mantık alanındaki İbn Sînâ eleştirilerinin hemen hemen tamamını çürütme yoluna gitmiştir
"Isagaci, Yunanca bir lafızdır ve mânâsı beş tümeldir; yani cins, tür, fasıl, hâssa ve araz-i âm (genel araz). Ve o (Isaguci), mantığın dokuz babından (kitabından) bir bábtır. Bazıları onun zapu hakkında şöyle demiştir:
İsaguci denmesi
Ebheri'nin İsâguci diye tanınan'ya da meşhur olan' ifadesini bilinçli kullanıyoruz; zira büyük ihtimalle Îsâgûci, bizzat Ebheri'nin koymuş ol- duğu bir isim değildir; eserinin adı er-Risâle fi'l-Mantık veya Fenârî'nin ifadesiyle er-Risâletü'l-Esiriyye fi'l-Mantıktır. Ancak ileride, eserin tahkik kısmında görüleceği üzere, Ebherî risâlesine başlarken, hamdele ve sal- veleden hemen sonra; "Imdi bu risâle, herhangi bir ilme başlayan kişinin elinde hazır bulundurması gerekenleri, Allah Teâlâ'dan yardım dileyerek ortaya koyduğumuz, mantık hakkında bir risâledir (er-Risâle fi'l-Man- tık). Hayrı ve mükemmelliği bahşeden O'dur." demiş ve hemen akabin- de metne İsâgúci başlığını atarak beş tümel konularını ele almıştır. Bizzat Ebheri'nin atmış olduğu diğer başlıklar ise bu beş tümel konusu bittik- ten sonra 'kavl-i şârih' başlığı, akabinde 'el-kazâyâ' (önermeler), tenâkuz (çelişki), aks (döndürme), kıyas ve burhan, cedel gibi beş sanatın her biridir.
Reklam
[İbn Sînâ:) Mantık ilminin mevzuu, öğrendiğin gibi birinci mâkul anlamlara istinat eden ikinci mâkul anlamlardır; mantık onları, mâkul olmaları cihetinden değil ve kesinlikle bir maddeyle ilgili olmayan veya cismânî olmayan bir maddeyle ilgili olan aklî varlıklarının bulunması cihetinden değil kendileri sayesinde bilinenden bilinmeyene ulaşmanın keyfiyeti cihetinden inceler. Bunların dışında başka da bir ilim yoktur.
Sayfa 70 - Litera yayıncılık
Mantığın ‘Burhan' kısmında işlendiği üzere her ilim için (konu), mebâdî (ilkeler), mesail (meseleler) ve makâsit (maksatlar) söz konusudur. Her ilmin varlık sebebi olan bir mevzu’u, bu mevzua yöneltilen ve onun zâtî arazlarını araştıran soru ve cevapların oluşturduğu ‘mesâil'i ve başka bir ilimde, genellikle de daha üst bir ilimde veya metafizikte ispatı yapılan ve o ilimde ispatı yapılmaksızın kabul edilen da bizatihi apaçık olan 'mebâdi'i (ilkeleri) ve nihayetinde o ilimden elde edilecek fayda, yani ‘makâsıd'ı vardır. Dağınık bilgi verileri, insanın mâlumatı, bu sistem içinde bir birlik oluşturup disipliner olarak bir ilme dâhil olmakta; yeni bir ilim ortaya çıkacaksa, mevzuu, mebâdii ve mesailinin vazedilmesiyle müstakil bir. sistemin kurulması gerekmektedir. Mâlumatın bir kısmı, farklı cihetten başka bir ilim sistemi içine de dâhil olabilmektedir; mesela lafız ve delalet meseleleri, hem dil ilmine hem mantık ilmine, ilimlerin kendilerine has bu ‘mev-zu-mebâdî-mesâil sistemi içinde dâhil olabilmektedir. Bu sistemin aslî unsurunu ‘mevzu' oluşturmakta ve genelde de bir cihetle kayıtlanmaktadır. Mevzu da verilidir; hiçbir ilmin kendi mevzusunu ispatlama gibi bir durumu söz konusu değildir. Bütün ilimlerin mevzuları genellikle daha üst bir ilimde, en nihayetinde metafizikte ispatlanır ya da kendinde apaçıktır (Çev.)
Sayfa 68 - Litera yayıncılık
Cins, o nedir sorusunun cevabında hakikat bakımından birbirinden farklı olan çoklar üzerine söylenen küllidir.
Öyle tümeller beştir: Tür, cins, fasıl, hâsse ve genel araz.
Başka bir lafza nisbetle her bir lafız, eğer anlamda tevâfuk ediyorlarsa onun eş anlamlısı (mürâdif) ve eğer anlamda farklılaşıyorlarsa ayrı anlamlısıayrı anlamlısı (mübâyin) olur.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.