Gai Eaton, Britanyalı yazar ve diplomat. Müslüman olduktan sonra ismini Sidi Hasan Abdullah Abdülhamid olarak değiştirdi. 29 yaşında Müslüman oldu. 18 yıl Britanya Dışişleri'nde diplomat olarak görev yaptı. 26 Şubat 2010 tarihinde yaşamını yitirdi
Bütün yalancı tanrılar içinde en baskın olanı ise insan egosu dediğimiz şey, yani kendisini yaratıcısından bağımsız kabul eden ve kendi kendisinin efendisi gibi hareket eden benliktir. Bu benliğin, rehber edinmeyi reddettiğinde verdiği emirler, Kur'ân'da "hevâ ve heves" olarak isimlendirilir ki Arapçada rüzgâr manasına gelen “hevâ" kelimesiyle aynı kökten gelmektedir. Bu noktada Kur'ân, "hevâ ve hevesini tanrı edinen kişi" yi, kuşların kaçırdığı veya rüzgârın aniden alıp uzağa götürdüğü şeye benzetir.
"Yarın semavi bahçeye girmeyi ümit ederken, buradaki yeşil bahçeye hürmette kusur etmeyin.Sebepsiz yere küçük bir ot parçasını dahi koparmayın!
O, istifade etmeniz için Allah'ın topraktan bitirdiği bir ayettir."
"Allah korkusu daha küçük korkuları saf dışı eder, oysa Allah sevgisi, kendisine tâbi olmaları şartıyla daha küçük sevgileri zenginleştirir ve sonsuzlaştırır."
-
“Tanrı'yı Hatırlamak”, Tanrının unutulduğu modern dünyada, insanlığın geldiği noktayı, İslam perspektifinden gözler önüne sermekte ve bunu yaparken de İslam dünyası ve "Modern Batı" anlayışı üzerine tuttuğu eşsiz meşale ile ister inanan olsun ister inanmayan, insanların zihinlerini aydınlatmak ve gönüllerini ısıtmak gibi harikulade güzel ve hayli zor bir işi başarmıştır.
Gai Eaton Tanrı'yı ararken bir sistematikten ziyade, her şeyde O'nu aramış, her şeyin Tanrı'dan geldiğine inanarak, her şeyde O'nu bulmaya çalışmıştır. Kitapta bu arayış esnasındaki duraklardan sadece bir kaçına temas etmektedir. Şehrin kent haline gelmesinden, sanat ve zanaatın artık birbirinden ayrılmasına; zulmün artmasından cemiyet hayatındaki ahlakî çöküşe kadar bir sorunun ana kaynağını Tanrı'nın unutulmak istenmesi, unutulması ve ölçü olarak insanın kendi zevk ve ihtiraslarının kabul edilmesine bağlamıştır.
Şunu açık yüreklilikle söyleyebiliriz ki, yazarımız Batı dünyası ile Müslüman dünya arasındaki setleri kırmış, insanlığa bir çağrıda bulunmuştur. Şahsiyeti gibi fikirleri de dengeli, orta yolludur...
Fakat bu çok zor ve dikkat gerektiren bir iş olduğundandır ki Müslümanların bazıları, Hz. Peygamberin açıkça uyardığı aşırılığa düşmekten kendilerini kurtaramamaktadırlar...“Tanrı'yı Hatırlamak” bir çağrıdır, bir susamışlığın getirdiği arayıştır...
İyi Okumalar...
Çok kıymetli bir eser. Aklını kullanarak Müslüman olmuş, İslâmı bilinçli bir teecihle seçmiş bir insanın İslam dini ve müslümanlar hakkındaki görüşlerini kaleme aldığı nitelikli bir çalışma olmuş. Okumanızı tavsiye ederim. Hattâ ısrarla okumalısınız diyebilirim...
Hakikat Düzlemin Fenomenler Kavrayışı
❈ ❈ ❈ ❈
Modern çağın şartları ve imkânları bir fırsat iken zorunlulukları ve çekiciliği de birer ızdırapdır. Dünya ve ahiret yurtları beklenen birer gerçek iken ikisinin arasındaki bağlantı zayî olunmasından kurtarıp selâmete ‘doğru yol’ üzere eriştirilmelidir. Yoktan var olmamız, ahireti