Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hazal Yılmaz

Hazal YılmazAnlam Arama yazarı
Yazar
7.1/10
54 Kişi
239
Okunma
9
Beğeni
1.170
Görüntülenme

En Eski Hazal Yılmaz Sözleri ve Alıntıları

En Eski Hazal Yılmaz sözleri ve alıntılarını, en eski Hazal Yılmaz kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Van kedimiz, pembe panjurlu evimiz, değerli mücevherle dolu kasamız olmasın, bu yol bizim olsun. Başka kimseyle geçme üzerinden.
Sayfa 96 - KarakargaKitabı okudu
Ruhumu tanıma bahanesiyle beni mutsuz eden şeyleri, zaaflarımı soranlara kendi hakikatimi sansürsüz anlatıyorum hala. Korkularımı yumurta gibi dikkatle taşıyacaklarına olan naif inancım baki. Ayrılma vakti geldiğinde bisküvinin ambalajı gibi çöpe atıyorlar ama.
Sayfa 22 - karakargaKitabı okudu
Reklam
"Keşke, olamayışların değil, başımıza düşecek güzelliklerin habercisi."
Artık seni sevmiyorum diyeceğin günü beklerken ne çok özlüyorsun o birini.
Sayfa 139Kitabı okudu
Bazı sabahlar yağmurun bulutların ağlaması olduğunu sandığım günleri özlüyorum.
"Hüzün garip bir duygu, bir kere ruhundan içeri girdi mi, üzüntü, acıklanma, yalnızlığı da yemeğe çağırıyor, hep birlikte kutlamaya oturuyorlar."
Reklam
"İstemediklerinden kurtuldukça, tutkularına yer açılıyor ruhunda."
Sayfa 141Kitabı okudu
Kendime güveniyorum. Yanlış kararlar almayacağıma, göğsünden ayrılmak istemediğim sabahta beni terk edecek adama aşık olmayacağıma, etraftan bravolar alan işleri seçeceğime değil ama. Hepsi hayatımdan gittiğinde, yataktan kalkmak istemeyeceğim günlerden geçeceğime ve sonunda, yine de yeniden güneşe uyanabileceğime
Sayfa 146Kitabı okudu
Hiçbir şey istememenin mutluluğu var üzerimde. Hiçbir şey beklememenin. Hiçkimseyi bekletmemenin. Söz vermemenin. Verilen sözlerden caymak için hastayım, vergi dairesinde çok sıra vardı, trafik kabus gibiydi dememenin. Akşam eve dönmem lazım diye masalardan kalkmamanın. Bir kanepede, etrafımda konuşmalar sürüp giderken, birinin kucağında bile değil, yastıkta uyuyakalmanın. Kurşun kalemimin kağıt üzerinde çıkardığı sesi dinleyecek zamanımın olmasının. Sokakta peşime takılan köpekle birlikte kaldırım kenarında oturmanın. Sabah kahvaltısında Pessoa, akşam yemeğinde Kundera okumanın. Gelip gelmeyeceğinin, olup olmayacağının önemi olmaksızın gündüz düşlerine dalmanın. Mideden kalbe uzanan o kişisiz, amaçsız heyecanın. Şehirli psikopatların yaşadığı ucuz melodramlardan uzak olmanın. Arabasızlığın, sessizliğin, paniksizliğin. Geçmişe güvenle hoşçakal demiş olmanın. Uyanmanın, ayılmanın, kendimle kalmanın kusursuzluğu. Var üzerimde.
" Nerelisin?" Son bir yılda en çok duyduğum soru bu. " Nerede doğdun, büyüdün, en mutlu olduğun günleri hangi ülkede geçirdin, nerenin denizlerine ayak bastın" değil. Gözlerimi dünyaya nerede açtım, onu öğrenmek istiyor. "Akdenizliyim" ( Mediterranean) diyorum ben de. Bu devletsiz aidiyet duygusunu, masanın etrafında yüksek sesle konuşan kalabalıkları, sabah kahvaltısında akşam ne yiyeceğiz planlarını, domatesin ve zeytinyağının kokusunu, kumsalda biten kitap sayfalarını, güneşin battığı yöne bakmayı, ağaç gölgesini, nefes nefese kaldığım yokuşları, çıplak ayak dolaşmayı, öğle uykusunu, aynı dili konuşmadan bile anlaşmayı, aya bakarken hüzünlenmeyi, kapısı kitlenmeyen evlerde uyumayı, vakti gökyüzünün rengine göre ayarlamayı, duşa değil denize dalmayı, leylalığımızı seviyorum. Akdeniz'e, Ege'ye, bu ruhani vatana aidim.
Reklam
Hayatta kalmak için sana ihtiyaçsızlığım, birlikte gezeceğimiz okyanuslara engel olmasın.
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.