Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İbn-i Abidin

İbn-i AbidinRedd'ül - Muhtar (18 Cilt Takım) yazarı
Yazar
7.0/10
7 Kişi
17
Okunma
22
Beğeni
2.238
Görüntülenme

Hakkında

Sam'da yetisen âlimlerin en büyüklerinden, velî. Osmanlilarin en meshûr fikih âlimlerinden olan Ibn-i Âbidîn'in ismi, Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer bin Abdülazîz'dir. 1784 (H.1198) senesinde Sam'da dogdu. Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî hazretlerinin sohbeti ile sereflenerek kemâle geldi. Ibn-i Âbidîn, küçük yasta Kur'ân-i kerîmi ezberledi. Bir müddet babasi ile birlikte ticâretle mesgûl oldu. Bu sirada bir taraftan da Kur'ân-i kerîmi okumaya devâm ediyordu. Bir gün dükkânlarinin önünde Kur'ân-i kerîm okurken, oradan geçen biri; "Burada bu sekilde Kur'ân-i kerîm okuman uygun degildir. Hem okumani düzelt." dedi. Bunun üzerine babasindan izin alarak, o zaman Sam'daki meshûr kirâat âlimlerinden Seyh-ül-Kurrâ Saîd-ül-Hamevî'ye gitti. Ondan tecvîd ilmine dâir Meydâniyye, Cezeriyye ve Sâtibiyye kitaplarini okudu ve ezberledi. Kur'ân-i kerîmin dogru ve tam okunmasini bildiren kirâat ilmini iyice ögrendikten sonra, sarf, nahiv ve Sâfiî fikhini ögrendi. Bu ilimlere dâir ana metinleri de ezberledi.Bundan sonra, o zamânin en meshûr âlimlerinden olan Seyyid Muhammed Sâkir Sâlimî'nin derslerine devâm etti. Fen ve sosyal ilimlerin, yanisira, tefsîr, hadîs ve fikih ilimlerini de ögrendi. Hocasi Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî'nin tavsiyesi üzerine, Hanefî mezhebine geçti. Daha on yedi yasindayken, fikih kitaplari üzerine hâsiye ve serhlerle açiklama ve îzâhlar yapti. Kiymetli eserler yazmaya basladi.Hadîs ilminde de, Sam'da bulunan muhaddis Kuzberî'den icâzet, diploma aldi. Ilimde o kadar yükseldi ki, daha hocalari hayattayken büyük bir söhrete kavustu. Ibn-i Âbidîn, zâhir ilimlerini ögrendikten sonra, kelâm ve tasavvuf ilimlerini de zamânin en büyük âlimi ve tasavvuf ehli, Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî'den ögrendi. Onun sohbeti ile sereflenerek kemâle geldi. Ibn-i Âbidîn'in ilimdeki üstün derecesini, ahlâkini ve hizmetlerini oglu Alâeddîn Muhammed söyle anlatti: "Babam uzun boylu, heybetli ve vakârli idi. Yüzünde nûr parlardi. Vaktini, devamli, ilim ögretmek ve talebe yetistirmekle, ibâdet ve tâatla geçirirdi. Geceleri devamli kitap yazar, az uyurdu. Gündüzleri ders okutur ve sorulan sorulara cevap (fetvâ) verirdi. Ramazanda her gece hatim okur ve göz yasi dökerdi. Insanlara faydali olmak husûsunda çok titiz davranir, hiç abdestsiz durmaz ve vaktini bosa geçirmezdi." Ibn-i Âbidîn hazretlerinin dîne uymaktaki hâlleri meshûrdur. Haram, mekruh ve süphelilerden kesinlikle uzak durur, mübahlari çok az kullanir, ibâdetlerinde sünnetlere, müstehaplara, edeplere uymakta son derece titiz davranirdi. Bes vakit namazda, tahiyyâti okurken, Resûlullah efendimizi bas gözü ile görürdü. Göremedigi zaman o namazi yeniden kilardi. Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî'nin kiymetli talebelerinden olan Ibn-i Âbidîn, ondan ders aldigi siralarda, bir gece rüyâda Resûlullah efendimizin üçüncü halîfesi hazret-i Osman'in vefât ettigini ve Câmi-i Emevî'de namazini kendisinin kildirdigini gördü. Sabahleyin derse gidip Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî hazretlerine bu rüyâyi oldugu gibi anlatinca, o da; "Senin rüyânin tâbiri, Allahü teâlâ bilir ki söyledir: "Ben yakinda vefât ederim, sen benim cenâze namazimi Câmi-i Emevî'de kildirirsin. Çünkü ben, hazret-i Osman'in torunlarindanim." buyurdu. Aradan birkaç gün geçince Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî tâûn, vebâ hastaligindan sehîd olarak vefât etti. Namazini Ibn-i Âbidîn kildirdi. Ibn-i Âbidîn hazretleri, fakirlere pekçok sadaka verir, akrabâsini ziyâret eder, annesine, babasina çok iyilik ve hürmet ederdi. Onun meclisinde bos söz konusulmazdi. Sam'da ve diger sehirlerdeki ser'î mahkemelerde ihtilafli hüküm verilse, derhal ona mürâcaat olunarak düzeltilirdi. En mühim ve zor meseleler ona sorulurdu. Ihtilafli bir sey hakkinda ona mürâcaat edilmeden hüküm verilmezdi. Ilim kitaplari üzerine kendi güzel yazisiyla öyle açiklamalar kordu ki, böylece en zor meseleler kolaylikla anlasilirdi. Kendisine sorulan sorulara verdigi cevaplari güzel bir üslupla yazardi. Birçok talebe yetistirip icâzet, diploma vermistir. Ibn-i Âbidîn, fikih âlimlerinin yedinci tabakasindandir. Yâni önceki tabakalarda bulunan fikih âlimlerinden dogru olarak nakil yapanlar derecesindedir. Ibn-i Âbidîn, 1836 (H.1252) senesinde elli dört yasinda Sam'da vefât etti. Vefât haberini duyan müslümanlar, böyle büyük bir âlimi kaybetmelerinden dolayi çok üzülüp göz yasi döktüler. Cenâzesine gelenler görülmemis bir kalabalik teskil etti. Cenâze namazi Sinân Pasa Câmiinde kilindiktan sonra, Sam'da "Bâb-üs-sagîr" denilen yerdeki kabristana götürüldü. Vefâtindan yirmi gün önce, hocalarinin ve büyük zâtlarin kabirlerinin yaninda kendisi için kazdirmis oldugu kabre defnedildi. Ibn-i Abidîn'in en meshûr eseri Redd-ül-Muhtâr'dir. Bilhassa bu eseriyle taninmistir. Bu kitabi, Dürr-ül-Muhtâr kitabina yaptigi bes ciltlik hâsiyesidir. Dürr-ül-Muhtar'a hasiye yazarken önce Vakif bahsinden baslamis, daha sonra basa dönmüstür. Önceki yazdiklarini temize çekmeden vefât edince bu kisimlar oglu Alâeddîn tarafindan temize çekilmistir. Kitap, Ibn-i Âbidîn ismiyle meshûr olmustur. Bu eseri Hanefî mezhebindeki fikih kitaplarinin en kiymetlisi ve en faydalisidir. Fukahâ (fikih âlimleri) tarafindan, üzerinde söz edilmis her meselenin hülâsasi, bütün Islâm âlimlerinin kabûl ve takdir ettigi bir sekilde bu kitapta toplanmistir. Hanefî mezhebinde kendi zamânina kadar yazilmis fikih kitaplarinin sanki bir özetidir. Bu kitaba kendi oglu tarafindan Kurret-ül-Uyûn-il-Ahyâr adinda bir tekmile yazilmistir. Sam âlimlerinden Ahmed Mehdî Hidir da, Ibn-i Âbidîn kitabinin bir fihristini hazirladi ve 1962'de basildi. Bundan baska; Tefsîr-ül-Beydâvî Hâsiyesi, El-Ibâne, El-Ukûd-üd-Dürriyye, Ithâf-üz-Zekî, Bugyet-ül-Menâsik, Tahrîr-ül-Ibâre, Tahrîr-ün-Nükûl, Sifâ-ül- Alîl, Ukûd-ül-Le'âlî, Icâbet-ül-Gavs, Sell-ül-Hisâm-il-Hindî li Nusreti Mevlânâ Hâlid en-Naksibendî, Nesemât-ül-Eshâr. Dört mezhebin inceliklerine vâkif, derin âlim, kâmil velî Seyyid Abdülhakîm Efendi; "Hanefî mezhebindeki fikih kitaplarinin en kiymetlisi, en faydalisi Ibn-i Âbidîn'dir. Her sözü delîl, her hükmü senettir..." buyurdu. Ibn-i Âbidîn, buyurdu ki: "Âdem aleyhisselâmdan beri, her dinde bir vakit namaz vardi. Hepsinin kildigi, bir araya toplanarak bize farz edildi. Namaz kilmak, îmânin sarti degil ise de, namazin farz olduguna inanmak, îmânin sartidir. Namaz, duâ demektir. Dînin emrettigi, bildigimiz ibâdete, namaz "salat" ismi verilmistir. Mükellef olan yâni âkil ve bâlig olan her müslümanin, her gün bes vakit namazi kilmasi "Farz-i ayn"dir. Farz oldugu, Kur'ân-i kerîmde ve hadîs-i serîflerde açikça bildirilmistir. Mîrâc gecesinde, bes vakit namaz emrolundu. Mîrâc, hicretten bir yil önce, Receb ayinin yirmi yedinci gecesinde vukû buldu. Mîrâcdan önce, yalniz sabah ve ikindi namazi vardi." "Kur'ân-i kerîm, Kadir gecesinde inmege baslamis ve hepsinin inmesi yirmi üç sene sürmüstür. Tevrât, Incil ve bütün kitaplar ve sahifeler ise, hepsi birden, bir defâda inmisti. Hepsi, insan sözüne benziyordu ve lafzlari mûcize degildi. Onun için çabuk bozuldu, degistirildiler. Kur'ân-i kerîm ise, Muhammed aleyhisselâmin mûcizelerinin de en büyügüdür ve insan sözüne benzememektedir." YAPTIGINIZ HIZMET Hocasi Mevlânâ Hâlid-i Bagdâdî'nin kendisine yazdigi bir mektup asagidadir. "Her sözü sened olan büyük âlim Mevlânâ Muhammed Emîn Âbidîn'e en güzel duâlarimi ve en latîf medhlerimi bildiririm. Sizinle görüsüp bulusma arzumuz çogaldi. Size olan muhabbet atesimiz artti. Seyh Ismâil Enârânî'nin sizden tarafa gitmesini vesîle ederek bu mektubu yaziyorum. Yazdiginiz pek kiymetli eserlerle Islâm âlemine yaptiginiz büyük hizmet için, pekçok duâlara mazhar oldunuz Siz de bizim hâlimizi sorarsaniz, sevdiklerimizden uzak kalmamizin acisi içindeyiz. Allahü teâlâdan dilegimiz, sizin de öyle olmanizdir. Hâllerinizi bize bildirmeyi ihmâl etmeyiniz. Allahü teâlânin izniyle, her sikintinizda bütün gücümüzle size yardim edecegiz. Selâm eder, bütün kalbim ve rûhumla yaninizda oldugumu bildiririm."
Unvan:
Fıkıh âlimi
Doğum:
Şam, Suriye, 1784
Ölüm:
Şam, Suriye, 1836

Okurlar

22 okur beğendi.
17 okur okudu.
5 okur okuyor.
43 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Namaz
Namazın aslı her peygamberin şeriatında vardır. Sabah namazının Adem Aleyhisselam'a, öğlen namazının Davud Aleyhisselam'a, ikindi’nin Süleyman Aleyhisselam'a, akşamın Yakup Aleyhisselam'a, yatsının Yunus Aleyhisselam'a farz kılındığı, bu ümmete ise hepsinin toptan meşru olduğu söylenir.
Reklam
Ebû Cehiller Az Kaldı Kökünüzü Kazımaya...
Muhakkak doğudan bazı insanlar çıkar ki, Mehdîy-i Ahir zamanın hakimiyeti için zemin hazırlarlar.
Darul Kutubil İlmiyye - Ciltli
Neler Neler Değiştiriyormuşuz?...
Nahvi, kitaplardan alan kişi, muhakkak KELÂM'ı bozar. Fıkhî, kitaplardan alan kişi, muhakkak AHKAM'ı değiştirir. Tıbbı kitaplardan alan kişi de muhakkak CANLI'ları öldürür.
Sayfa 13
Dünya Sevgisi
“Bir mü'minin çocuğuna tevhid ve imânı öğretmesi nasıl lazımsa, cûd (cömertlik) ve ihsânı öğretmesi de lazımdır. Zirâ dünya sevgisi, bütün hataların başıdır." İmam Maturidi
Farz namaz dahi olsa endişeli bir sesle yardım çağrısında bulunan birine yardım etmek maksadıyla namazı yarıda kesmek vaciptir. Nafile namaz kılarken anne baba seslenirse, zaruri bir durum olmasada namazı bozup anne babanın çağrısına cevap vermek gerekir. Her iki durumda da bu kişi ayaktaysa selam vererek namazdan ayrılır. (
Redd'ül - Muhtar (18 Cilt Takım)
Redd'ül - Muhtar (18 Cilt Takım)
)
Su içerken içki içiyormuş gibi bardakları tokuşturmak günâhtır. Çünkü fâsıklara benzemek olur. Nitekim Hadîs-i Şerifte, “Suyu alkollü içki içenler gibi içmek harâmdır! ” buyurulmuştur.
Redd'ül - Muhtar (18 Cilt Takım)
Redd'ül - Muhtar (18 Cilt Takım)
Reklam
Hasan-ı Basri
Hasan-ı Basri
•••••••••(641, 728)
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
••••(699, 767)
İmam Malik
İmam Malik
•••••(711, 795)
İmam Şafii
İmam Şafii
•••••(767, 820)
Cabir bin Hayyan
Cabir bin Hayyan
•••••(721, 815)
Harizmi
Harizmi
••••••••(780, 850)
Ahmed Bin Hanbel
Ahmed Bin Hanbel
••••••(780, 855)
Haris El Muhasibi
Haris El Muhasibi
•••••••(781, 857)

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
257 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
İmam Birgivî Hazretleri'nin Zuhru'l-Müteehhilin isimli eserini Muhammed Emin İbn-i Âbidîn Menhelü'l-Vâridîn adıyla şerh etmiştir. Hanefî Mezhebi'ne göre kadınlara mahsus hayız ve nifasa dâir meseleleri îzah için yazılmış Arapça bir eserdir.
Menhelü'l-Varidin Şerhu Zuhru'l- Müteehhilin
Menhelü'l-Varidin Şerhu Zuhru'l- Müteehhilinİbn-i Abidin · Fazilet Neşriyat · 20195 okunma
8224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Hanefi fıkhının, ibadet, muamele ve ukubatını ele almıştır. Yıllarca Şeyhü’l-islam, kadı, müftü ve ulemaya rehberlik etmiştir. İbn-i Abidin kitabı, âlimlerin eserlerinde hep kaynak olarak sunulmuştur. İbn-i Abidin hanefi fıkhında ki meseleleri en pratik ve en geniş yoldan ele alır Okumanızı şiddetle Tavsiye Ederim
Haşiyetu İbni Abidin / Reddül Muhtar (12 Cilt Takım)
Haşiyetu İbni Abidin / Reddül Muhtar (12 Cilt Takım)İbn-i Abidin · Darül Marife · 20217 okunma