Kyōka İzumi, Edgar Allan Poe gibi batı yazarlarından esinlenip yazdığı gotik hikayelerini japon kültürüyle harmanlayıp bizlere sunmuş.
Kitabın ilk hikayesi olan Ameliyat, benim için çok beklenmedikti. Başlangıç olarak ilgi çekici olduğundan öteki hikayeleri de merak etmemi sağladı.
Aralarından en uzun olanı ve benim en beğendiğim hikaye, Koya Dağı’ndaki Kutsal Adam. Bir keşiş, trende karşılaşıp arkadaşlık kurduğu adama gençliğinde başından geçen ürkünç olayı samimi bir ortamda anlatıyor. Keşiş, olayı yaşarken hissettiği duyguları güzel bir biçimde ifade ediyor.
Üçüncü hikaye olan Büyücü çok da ilgimi çekmedi açıkçası. Okurken sıkıldım ama zaten oldukça kısa bir hikaye.
Son hikaye ise Deniz Şeytanları. Denizcilerin yaşadığı korkunç hikayeler hep ilgimi çekmiştir. O yüzden dikkatle okudum. Hikayelerin içinde en gotik ve korkunç olanın bu olduğunu düşünüyorum ama anlatıcı olan küçük çocuğumuz Sannosuke çok sevimli. Sevimliliğiyle dinleyiciyi (ve ayrıca okuyucuyu) korkmaması için teselli ediyor adeta.
Ayrıca kitabın önsözüne değinmeden geçemem. Charles Shiro Inouye, Kyōka Izumi’nin batıdan esinlendiğini yazmış. Bunu okuyunca gelen tepkileri merak ettim. Yazının devamında Japon kültürünü korumak için uğraşmış Junichiro Tanizaki’nin yazısı, her şeyi açıklığa kavuşturdu. Gerçekten de kitabıyla alakalı söyleyebileceğim en kesin şey oldukça Japon olduğudur.