Jean-François Kervegan

Hegel ve Hegelcilik yazarı
Yazar
6.8/10
4 Kişi
24
Okunma
1
Beğeni
832
Görüntülenme

En Eski Jean-François Kervegan Gönderileri

En Eski Jean-François Kervegan kitaplarını, en eski Jean-François Kervegan sözleri ve alıntılarını, en eski Jean-François Kervegan yazarlarını, en eski Jean-François Kervegan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hegel’in hukuksal kişilik kavramını yorumlama biçimi, onun, hukuku kendi içinde kapalı olmayan ama dünyaya damgasını vurmuş ve bir evrensellik biçimine bürünmüş bir özgürlüğün -eksik- ifadesi gibi görme kaygısını gösterir. Özgürlük kendisini şeylerin içinde görmek isteyerek nesnelleşir, kendi nesnelleşmesinin sonsuz gücü gibi ifade eder kendisini: “İnsan doğada her şeyin efendisidir”
Kitlelerin sefaleti sadece öteki toplumsal katmanları değil, özellikle ahlak düşüncesinin kendisini de tehlikeye düşürür.
Reklam
Şu bir gerçek ki, uzlaşma ancak devletle anlam kazanabilir. Ama devletin de bunu garanti edebilmesi için köklerinin sivil toplumda ve kurumlannda (devletin istikrarlı temeli ve kamusal özgürlüğün temel direkleri) olması gerekir (PPD, § 265, 348). Rasyonel devletin işlevini yerine getirebilmesi için toplumsal bütünün olası bir çatlağının bertaraf edilmesi gerekir. Ancak mümkün olamamaktadır bu.
Gerçek yurtseverlik bir özveri yeteneği değildir; her şeyden önce evrensel içinde ve evrensele katılım içinde kendisine katılımdır, özgürlüğün nesnel koşullarına uygun biçimde davranabilme yeteneğidir ve sıradan yaşamda kendini ifade edebilmektir. Devletin rasyonel olabilmesi için öznellik ve nesnelliğin iki boyutunun ayarlanması gerekir. Devlet aynı zamanda (inter)sübjektif gerçeklik, birlikte yaşam özlemi, dinamik bir biçimde, bir yapı içinde düzenlenmiş kurumların nesnel sistemidir. “Birlik olarak birlik" “gerçek amacı”dır: bireylere “evrensel bir yaşam sürme” olanağı sağlar (PPD, § 258, 334). Evrensel düzenleme yurttaşı burjuvadan ayırır; burjuva özel bir insandır ve onun için evrensellik (yasalar, sosyal düzenlemeler) özel mutluluğun enstrümanıdır. Ama olgunluk dönemi Hegel'ine göre bu iki tavır uzlaşmaz değildir. Modern devlette “burjuva”nın özel sosyal varlığı evrensel siyasal unsur ve öznel bireysel tavırlar arasında aracılık eder: devletin anlamı paradoksal olarak sosyal yaşamın yarattığı özel tavırlardan beslenir. Böylece, sosyal yaşam bireyin siyasal kimliğinin ve daha sonra devletin kendisinin kimliğinin, her halükârda rasyonel devletin oluşmasının önemli bir anıdır.
Bir Napoleon hayranı olan Hegel, derslerinde Ispanya’ya anayasal bir rejim empoze etme bağlamında başarılı olamamış bir girişimden söz eder. Ama aynı zamanda 1817’de analiz edilen Württemberg örneği de düşünülebilir: bir hükümdar, isteksiz bir ulusa anayasal bir rejim empoze edemez, çünkü gerçek anayasa “halkın ruhu”nun bir diyapazonudur. Sonuç: “Her halkın kendisine uygun düşen ve benimsediği bir rejimi vardır.” Ancak görünüşte tutucudur bu: zamanın ruhu anayasal bir rejim konusunda olgunlaştığında ona karşı çıkanların çabaları başarısızlığa mahkûmdur. Hegel, döneminin muhafazakârlarına karşı meşruti monarşinin “gelişmiş aklın rejimi” olduğunu söyler (Encycl., 3, § 542, 319). Klasik anayasal biçimlerin her biri sonu meşruti monarşi (kabullenilmiş ve aşılmış anlar bağlamında ötekileri içerir) olan bir tarihsel sürecin evresidir; bu süreç “dünyanın evrensel tarihinin meselesi”yle eşdeğerdir (PPD, § 273, 367).
Ayrıca, siyasal rasyonalitenin tarihsel gelişmesinin anlarını farklı rejimlere dönüştürme düşüncesi özgündür: aslında tek bir rejim vardır -tek bir felsefe olduğu gibi- ve halklar ve tarihsel dönemler bunun unsurlarını tek tek keşfederler.Dolayısıyla, rejim keyfi bir biçiımle benimsenmiş siyasal bir formül değildir: daha çok tarih içinde gelişen nesnel tinin eylem halindeki rasyonalitesi, tüm nesnelleştirme hareketi içinde düşünülmüş özgürlüktür.
Reklam
52 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.