Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

John Monaghan

John MonaghanSosyal ve Kültürel Antropoloji yazarı
Yazar
8.0/10
7 Kişi
25
Okunma
0
Beğeni
486
Görüntülenme

En Eski John Monaghan Sözleri ve Alıntıları

En Eski John Monaghan sözleri ve alıntılarını, en eski John Monaghan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Antropoloji ve Psikanaliz…
“1930'larda bazı Amerikalı antropologlar veri toplama gerecini 'ayarlama' çabasıyla alan çalışmasına koyulmadan önce psikanalizden geçtiler - bu uygulama kısa zamanda terk edildi.” -John Monaghan, Sosyal ve Kültürel Antropoloji, Dost Kıtabevi Yayınları, syf: 42
Disiplinin başlangıcından beri antropologları meşgul eden o ‘büyük’ sorulara odaklanmaya çalıştık: İnsanları farklı yapan nedir? İnsan grupları -aile, sınıf, boy, ulus- nasıl oluşur ve bunları bir arada tutan nedir? İnanç, ekonomik uğraş, ben gibi kavramların doğası nedir? Bu tür şeyleri inceleyip anlamaya nasıl başlamalıyız?
Sayfa 22
Reklam
Çoğu zaman, katılımcıların gözlenmesi diğer insanların dünyayı nasıl görüp dünyayla nasıl etkileşme geçtiklerini anlamanın en etkili yoludur ve genellikle kendi önyargılarımızı ve inançlarımızı denetlememizi sağlar.
Sayfa 27
Etnografın projeyi finanse etmek için kaynak bulmasının ardından, yine de hükümetin, yerel araştırma enstitülerinin ve ev sahibi toplumun çeşitli kademelerinden çeşitli izinler koparmak gerekir. Bu da etnografın, daha çalışma alanına ayak bile basamadan bir yıldan fazla zamanını alabilir.
Sayfa 36
Bilimsel bir eğitimden geçmemişlerse, gözlemleri kesinlikle zihnin önceden belirlenmiş tutumları tarafından engellenecektir.
Sayfa 42
Victoria dönemi insanı “kültür ve uygarlık” kavramını bir ulusun daha fazla ya da daha az derecelerde sahip olabileceği bir şey olarak görme eğilimindeydi. Terimin bu anlamına göre, operaya giden, şampanyasını yudumlayan ve Proust okuyan bir kişi bir futbol maçına giden, bol bira içen ve ucuz günlük gazeteler okuyan bir kişiden daha 'kültürlü' olacaktır. Bu anlam ‘kültür’ teriminin günlük kullanımında varlığını sürdürüyor olsa da, antropologlar tarafından reddedilmektedir.
Sayfa 53
Reklam
Yemek yemek karmaşık bir fikirler, algılar, düzgüler, değerler ve davranışlar sisteminin bir parçasıdır ve bu nedenle de yemek yeme eylemi asla yalnızca açlığı bastırmaktan ibaret bir eylem değildir, yemek yeme eylemi aynı zamanda dünyayı nasıl görmeyi öğrendiğimizin bir ifadesidir.
Sayfa 58
Fransız toplumsal kuramcı Emile Durkheim ve kuzeni Mareel Mauss insanların sınıflandırma kapasitesinin toplumsal doğamızın bir uzantısı olduğunu ileri sürdüler.
Sayfa 59
Eğer insanlığın entelektüel girişimlerinin türüne bakacak olursak ( ... ) ortak birim daima bir tür düzen getirmek olmuştur.
Sayfa 59
Kültür ne doğal ne de yapaydır. Ne genlerden ne de rasyonel düşünceden kaynaklanır, zira kültür icat edilmemiş olan ve işlevleri ona itaat edenlerce genellikle anlaşılmayan davranış kurallarından oluşur. Bu kuralların bazıları farklı türden toplumsal yapılarda edinilmiş geleneklerin kalıntılarıdır (...) ve her bir insan grubu bu yapılardan geçmiştir. Diğer kurallar belirli amaçlar uğruna bilinçli olarak kabul edilmiş ya da değiştirilmiştir. Ama hiç kuşku yoktur ki, genetik özelliğimiz tarafından miras alınan içgüdüler ile akıldan esinlenilen kurallar arasında, bilinçsizce edinilen kurallar daha önemli ve daha etkili olmayı sürdürmektedir; zira aklın kendisi (...) kültürel evrimin bir nedeni olmaktan ziyade bir ürünüdür. -Claude Lövi-Strauss, 1983
Sayfa 60
Reklam
Boas'ın insanlarda kişilik ve davranışı asıl belirleyenin biyolojik kalıttan ziyade çevre olduğu biçimindeki görüşü bazı öğrencilerince de benimsendi ve bugün de bizleri meşgul etmeyi sürdüren ‘doğa mı yetiştirme mi’ tartışmalarında doruk noktaya ulaşan kültürel determinizm kuramı biçiminde geliştirildi.
Sayfa 69
Kültür bizim dünya görüşümüzü böylesine derin ve geniş ölçüde belirlediğine göre, bir dünya görüşünün bir başkasına üstün olduğunu ya da bir dünya görüşünün bir başkasını değerlendirmek için ölçüt olarak kullanılabileceğini ileri sürebilmemiz için hiçbir nesnel temel kalmamaktadır. Bu açıdan, kültürler ancak birbirleriyle göreli olarak yorumlanabilirler ve belirli bir inanç ya da davranışın anlamı da öncelikle kendi kültürel bağlamı açısından anlaşılmalıdır. Bu, kısacası, kültürel görelilik halini alan görüşün temelidir.
Sayfa 70
Sapir, bir dil öğrendiğimizde bir dünya öğrendiğimizi ifade etmiştir.
Sayfa 71
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.