Julius Evola Gönderileri
Julius Evola kitaplarını, Julius Evola sözleri ve alıntılarını, Julius Evola yazarlarını, Julius Evola yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
❝Tutkularının cehenneminden geçmemiş bir insan,onları hiçbir zaman yenememiştir.❞
✱ 
Julius Evola
Yol unutulduğunda yerini erdem, erdem unutulduğunda yerini ahlâk, ahlâk unutulduğunda yerini yasa, yasa unutulduğunda da yerini adet (alışkanlık ya da içgüdüsellik) alır. Adet ahlâkın (ethique) dış yüzünden başka bir şey değildir ve çöküşün başladığını gösterir.
İnsan
“Gizli gizli ilerleyerek ancak iş bittikten sonra fark edilebilen bazı hastalıklar vardır: İşte, mükemmel diye övülen modernleşme de beşeriyet için bu tür bir hastalıktır.”
İnsan
Feminizm Eril Taklidi
Asırlarca süren bir kölelikten sonra kadın artık özgür olmak istemiştir. Fakat “feminizm” -altında bir kendine güvensizliğin, kendisi (yani kadın) olmaktaki yetersizliğin yattığı- erkeği taklitten öteye gidememiştir.
Sayfa 264 - İnsan
Feminizm ve Sistemin Bozulması
Kadının özgürlüğüne kavuşmasını kaçınılmaz olarak kölenin özgürleşmesi, sınıfsızın ve tradisyonsuzun, yani paryanın yüceltilmesi izleyecekti.
Sayfa 263 - İnsan
Demos
Temelde demos’un (halkın) özü daima -sözcüğün dinsel ya da moral değil de kadim anlamında- şeytanidir.
Sayfa 63
Tradisyonel devletin merkezi (en üst otoritesi) kutsal kral ise, özgün öğeleri bu merkeze bağlayan ve kraldaki aşkın etkinliğin bireylere ulaşmasını sağlayan da tören ve sadakattir.
Sayfa 69
Hiyerarşide Ontolojik Farklar
Gerçek şu ki, normal bir hiyerarşide, aristokrasinin temelini ve hukukunu oluşturan ontolojik ve varoluşsal farklılıkları yaratan hiçbir zaman “entelektüellik” değildir, “maneviyat”tır.
Sayfa 81
Aşkın liyakat ve tradisyonel ilke
Tradisyonel ilkenin tam uygulanabilemesi, daima aşkın liyakatin hiyerarşik bir dağılımı ile mümkün olmuştur, ki bu da en iyi uygulanımını -iki öğenin (ayin, ibadet ve mızrak ya da kutsallık ve savaşçılık) birleştirilmesiyle- eski Roma soyluluğunda bulmuştur.
Sayfa 92
Safkan
Safkanlılık ve birlik, bütünlük, bir uygarlığın yaşam ve gücünün temelini oluşturuyordu: Kan birliğinin yitirilmesi ise bir uygarlığın batışının baş nedeni oluyordu… kan ya da “ırk” öğeleri tradisyonel açıdan önemlidir. Zira; tradisyonlar zihinsel(mental) düzeyde -yani, kişinin beyninde ve düşüncelerinde-değil, fakat tipik ve oluşturucu enerjiler olarak, Yaşamın en deruni güçleri üzerinde (ve o düzeyde) etkinlerdir. Kan bu işlevin izlerini taşır, yani “kadim asıl”a benzer tezahürlerin, kalıtım yoluyla, nesiller boyunca, doğal bir biçimde ve hemen hemen kendiliğinden oluşmasını sağlayan, işlenmiş hazır öğeler sunar.
Sayfa 108
Demos’un Tahta Ulaşması
Hangi monarşi, maneviyatı zayıflatıp mutlakiyete ve maddeci politik bir merkeziyetçiliğe taviz vererek, feodal asaleti küçümseyerek, aristokrasiden iktidarı alıp kutsal otoriteyle tüm bağlarını kopararak, bunun benzeri bir duruma gelmişse; kaçınılmaz bir tepki uyandırıp kendi mezarını kazmış demektir: mutlakiyetçilik kısa süren bir seraptan başka bir şey değildir, zira, eşitleştirmek, demagojiye ve avamın, demosun kutsal tahta tırmanmasına yol açar.
Sayfa 138
Bir "bulaşıcı hastalık" olan hata, öte alemde cezalandırılacak günah ve varlığın tutkusal, aşağı düzeylerinden kaynaklanan kaçışçı bir özgürlüğe yönelik başıboş, düzensiz coşku, atılım kompleksi anti Helenik'tir, yabancı kaynaklıdır.
Sayfa 385Kitabı okudu
İlke
tradisyonel görüşte, doğmak ve ölmek kaderine, faniliğe, aşağı düzeye özgü dünyevi güçlere ve değişime mahkum olan insana özgü her şey de doğanın parçası olarak
kabul ediliyordu.
Sayfa 25 - tradisyon alemiKitabı okudu
Farklı olan bir şeyin varlığını tasavvur edebilmeyi bilmek gerekir.
Sayfa 9Kitabı okudu
Ah, ölümün korkusuzca
yaklaşılabildiği, sabırsızlıkla beklendiği ve dingin
bir kalple karşılanabildiği talihli durum!'
