11 yaşlarındaki üç kız arkadaş, her zaman oyunlar oynadıkları ormanda bir gün saldırıya uğruyorlar.Bir seri katilin, Alan Shahl’ın saldırısına.Naomi 17 yerinden bıçaklanıyor, diğer iki arkadaşı Olivia ve Cassidy kan ve korku içinde.
Olaydan 22 yıl sonra Alan Stahl’ın hapishanede kanserden öldüğünü öğrenen üç arkadaş Chester’da başlarından geçen olay ve sakladıkları sırları hakkında konuşmak için bir araya geliyorlar, o sır ise saldırı olayı yaşanmadan önce ormanda yine oyun oynarlarken tesadüf eseri bir mağarada buldukları iskelet.
Olivia iskeletin kime ait olduğunu bulmuş olabileceğini ve polislere artık bildirmeleri gerektiğini çünkü bu sırrı saklamaya daha fazla dayanamadığını söylüyor ancak Naomi ve Cassidy buna hazır olmadıklarını söylüyorlar çünkü bu durum başlarına kalabilir.Olivia ise durmuyor ve iskeletin olduğu yere gidiyor ancak ertesi gün Naomi ona ulaşamayıp aramaya çıktığında Olivia’yı gölün içinde başından vurulmuş bir şekilde ölü buluyor.
Bir yandansa Alan Stahl’ın oğlundan bir mektup alıyor Naomi, ona saldıranın babası değil başka biri olabileceğine dair bir mektup çünkü Naomi ona saldıranın yüzünü hiç görmedi ve o ana dair hiç bir şey hatırlamıyor.Hem bu durum, hem Olivia’nın ölümü, hem de mağaradaki iskeletin gizemi Naomi’yi harekete geçiriyor.Saldırıya uğradığı o gece gerçekte neler olduğunu ve iskeletin başına neler geldiğini öğrenmek zorunda.
Süperdi, polisiye okumayı özlemişim.Ters köşeleriyle şaşırttı ve sonuyla tatmin etti.