Kitap, Rusya’da geçiyor, zaten yazarımız da Rusya doğumlu bir Alman. Küçük yaşta anne ve babasını kaybeden Ruth, amcası ve yengesiyle birlikte yaşar. Yaşıtlarına göre dikkat çeken bir olgunluğa sahip olan Ruth, oldukça başarılı şiirler ve yazılar yazarak öğretmeni olan Erik’i etkiler. Erik ise yürüme yetisini kaybetmiş eşi Klara-Bel ve oğulları Jonas ile yaşamaktadır.
Bu kısımdan sonrası SPOİLER içerir.
Başlarda babası yerine koyduğunu düşünmüştüm. Okurken kendi kendime fesatlığımdan dolayı yanlış düşündüğümü söylesem de, tam da düşündüğüm anlamdaymış. Pedofili içerikli bir kitap, eğer tahammül seviyenize hitap etmiyorsa okumayınız.
Kitabın sonunda Bel’e o kadar üzüldüm ki. Onun için çok büyük bir şey olan, üstüne aylarca çalıştığı ayağa kalkma hareketinin Erik’te sevinme hissi bile uyandıramaması, çünkü o sırada Ruth’u düşünüyor olması… O kısımda ben de ne hissedeceğimi bilmedim bir boşluk hissi yarattı. Erik’i o kadar seviyorken aşırı büyük bir olgunlukla Ruth ile mutlu olsun diye gitmesi… Tanrım bu sevdayı içimden al diye yalvarması… Derinden sarstı beni açıkçası.
Ruth ile Erik’e gelince de… Olmaması gerekiyordu. Yani bu anlamda birbirlerine nasıl bakabildiler bilemiyorum. Günümüzde her şey mümkün olduğu için ben daha kitabın başından bu ihtimali düşündüm ancak eski dönemlerde yaşasaydım asla ama asla aklımın ucuna gelmezdi. Empati yapmak tabiki yanlış, 19. yüzyıl zihniyetiyle şuanı karşılaştırmak çok güç, ancak daha özgür olan günümüzde bile yanlış geliyorsa o dönemler için hayli hayli yanlıştır diye düşünüyorum.