Öne Çıkan Marion Milner kitaplarını, öne çıkan Marion Milner sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Marion Milner yazarlarını, öne çıkan Marion Milner yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğrudan mutluluk avına çıktığın için onu kaybedersin.
Neyin mutluluk getireceğine dair düşüncelerin çok kaba ve aptalca. .. Belki de ahlak teorisyenleri haklıdır ve mutluluk, keyif ve rahat peşinde koşarak gelmez.
.
Bir insan kusurunu düzeltebilmek için görmeli ve incelemelidir; kusurunu başkalarından gizleyenler genelde kendilerinden de gizler; kendileri görse bile üzerinde iyice düşünmez er: Ondan kaçar ve onu kendi vicdanlarından saklarlar: ..
(Neden kimse kusurlarını itiraf etmez? Çünkü kendisi daha onların içindedir; ancak uyanmış olan biri rüyasını anlatabilir.)
Bedendeki hastalıklar kendilerini arttıkça gösterir: Nezle ya da tutulma dediğimiz şeyin zamanla gut olduğunu anlarız: ruhun hastalıkları da ne kadar büyükse kendilerini o kadar gizler: en fazla hasta olanlar bunun en az farkında olanlardır.
MONTAIGNE
Başkalarının benimle ilgili düşüncelerine öyle bağımlıydım ki ....
sürekli itici gelme korkusuyla yaşıyordum ve yaptığım bir şeyin onaylanmadığını hissettiğimde durumu kurtarana kadar içim rahat etmiyordu. Daima bir şeyler arıyor gibiydim, hep biraz dalgındım çünkü bu andan hemen sonra ilgilenilmesi gereken daha önemli bir şey vardı.
... Sürekli bunu doğru mu yapıyorum?" şüphesiyle doluydum. 'Tabii falanca konusunda hiçbir şey bilmiyorum ama kendim ne istediğimi biliyorum," diyen insanlardan olmadım hiç. Çünkü bunu asla bilemedim.
"en büyük ihtiyacımın -bir cesaret edebilsem- kendimi bırakmak ve başarı kazanms dürtüsünden kurtulmak olduğunu tahmin etmeye başlamıştım. Bütün bu hedefleri bıraksam, daha temel bir amacın, kendi kendime yüklediğim şahsi hırsların değil kendi mizacımın özünden çıkan bir şeyin farkına varabileceğimi de seziyordum. İnsanlar "Ne pahasına olursa olsun kendin ol," diyorlardı. Ama insanın kendisinin ne olduğunu bilmesinin o kadar da kolay olmadığını anlamıştım. Başka insanların istediği şeyi istemek, sonra da bunun kendi tercihinin olduğunu zannetmek çok daha kolaydı."
.. kendini umursamazsan, güvenliğine ya da ebedi cezaya dair korkular gücünü kaybeder.
Bence olan şu: Zavallı bir günahkar olduğu hissi insanı yakalanmamak için sürekli tetikte olmaya sevk ediyor, bu yüzden de her şeyi bastırılmış, ihtiyatlı, gönülsüz yapıyorsun ve tabii başarısız oluyorsun; bu da geri tepiyor ve seni yetersiz, zayıf, aşağı olduğuna inandırıyor, kısırdöngü.
Görebildiğim kadarıyla bu döngüyü kırmanın tek yolu var:
1 ) Otomatik benliğini zavallı bir günahkar olmadığına, sonsuz bir cezanın seni beklemediğine ikna etmek.
2) Birinci yol negatif, şeytanı kovmak. İkinci yol enerjini kendinden dışarı yönlendirmek -
kendini umursamazsan, güvenliğine ya da ebedi cezaya dair korkular gücünü kaybeder.