Hala başaramadığınız davranışsal bir hedef seçin.
Hepimizin kilo vermekten tutun da annemize karşı daha sabırlı olmaya ya da zorbalara karşı daha dirençli olmaya kadar en az birkaç hedefi vardır.
Performansınızın kalitesini etkileyen kişilerin ve durumların listesini
yapın.
Gün boyunca karşınıza çıkan bütün tetikleyicileri yazmayın. Bu çok büyük bir abartı olur çünkü gün içinde yüzlerce, hatta binlerce duyusal ve serebral uyarana maruz kalıyoruz. Seçmiş olduğunuz hedefle ilgili birkaç tetikleyici belirlemeniz yeterlidir. Onları tanımlayın. Teşvik edici mi, cesaret kırıcı mı, verimli mi, ters etkili mi?
Sayfa 69 - MediaCat 1. Baskı Mayıs 2021 PDFKitabı okudu
Korku... utanmaktan, cezalandırılmaktan, misillemeden, pişmanlıktan, saygı görmemekten, dışlanmaktan duyduğumuz korku son derece cesaret kırıcı bir tetikleyicidir ve genellikle bir kurala uymadığımız zaman ortaya çıkar.
Sayfa 67 - MediaCat 1. Baskı Mayıs 2021 PDFKitabı okudu
Geribildirim, bizlere neyi değiştirmemiz gerektiğini söyler, bunu nasıl gerçekleştireceğimizi değil. Fakat neyi değiştirmeniz gerektiğini biliyorsanız, kendiniz ve insanlar üzerinde bıraktınız izlenimleri de değiştirmeye hazırsınız demektir. Ve aynı zamanda bir diğer adıma geçmeye hazırsınız demektir.
Değişimi olası kılacak açık, net ve sorunsuz bir geri bildirim (a) eleştiriden ziyade tavsiye odaklı dır, (b) negatif geçmişe takılıp kalmaktan ziyade geleceği yönlenmiştir ve (c) sizi harekete geçirecek bir dille ifade edilmiştir; ilerleme kaydetmeniz için sizi yüreklendirecek bir dille.
Başkalarından kendiniz hakkında geri bildirim yapmalarını isterken, işinize yarayacak tek- kesinlikle tek! - soru şu şekilde sorulmalıdır: "Nasıl daha iyi olabilirim?" "Daha iyi bir eş olmak için ne yapmalıyım?" , "Daha iyi bir iş arkadaşı olmak için ne yapmalıyım?" veya " Bu gruba daha iyi bir lider olmak için ne yapmalıyım?" şeklindeki diğer sementik varyasyonlar da kabulümüzdür.
Insanları hak ettikleri şekilde takdir etmeyerek, hak etmediğimiz itibarın üstüne konmaya çalışarak, özür dilemekten uzak durarak veya minnettarlığımızı ifade etmeyerek de bilgiyi alıkoymaya çalışırız.
Gazeteci yazar Tom Wolfe'nin "bilgilendirme güdüsü" adını verdiği bir teori var. Wolfe'ye göre insanlar, bilmediğiniz bir şeyi size anlatmak için karşı konulmaz bir istek duyarlar - anlatacakları şeyi kendi çıkarlarına olmasa bile. Bilgilendirme güdüsü olmasaydı sanırım gazeteciler hayatlarını zor sürdürürlerdi. O zaman insanlar ağızlarındaki baklayı çıkarmak için, röportaj teklifini kabul ettikleri için, şirketleri hakkındaki sırları paylaşmak için veya bir dedikodu yaymak için gazetecileri çağırmazdı.
“Çevrenizi sanki bir insanmış gibi düşünmenizi istiyorum. Masada karşınızda oturan ezeli bir düşman gibi görün onu.”
Çevreniz, parmak uçlarınızın ve derinizin hemen ötesindeki amorf bir boşluktan veya soluduğunuz havadan ibaret değildir. Siz rutin hayatınızı sürdürürken duyarsız kalmaz. Dur durak bilmeden çalışan tetikleyici bir mekanizmadır ve davranışlarınız üzerindeki etkisi, görmezden gelinemeyecek kadar güçlüdür. Bu nedenle onu etten ve kemikten bir insan olarak görmek bir fantazi değil, neye karşı mücadele ettiğimizi görmemizi sağlayan bir stratejidir (hatta bazı durumlarda çevreye bir isim verilmesini bile tavsiye ediyorum).
Oraya vardığımız zaman, kararlılık ve disiplinle hareket etmezsek orada kalamayız. Sonsuza kadar spor salonuna gitmek zorundayız. Masallar "... ve sonsuza dek mutlu yaşadılar" diye biter. İşte bu yüzden onlara belgesel değil, masal diyoruz.