“Dünya bu hale nasıl geldi? diye sordu. Köydeki şehirdekine yabancı, şehirdeki kendine, erkek kadına, kadın kocasına, çocuklar kuşlara, parklarda büyüyen ağaçlara. Ağaç deyince kaldı. Çok mu tuhaftı onun bu soruyu şimdi sormuş olmadı? Boş duvarlara konuşmaktan yorulmuştu. Şair gidince duvarlara anlatıyordu derdini. Çıplak duvarlara. Anlattıkça yoruluyor, anlattıkça tükeniyordu. Hâlbuki dinlemek en büyük sadakatti.
Sayfa 103 - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür AŞKitabı okudu