Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Çağrıcı

Mustafa ÇağrıcıGazzâlî yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.6/10
29 Kişi
296
Okunma
13
Beğeni
3.290
Görüntülenme

Mustafa Çağrıcı Gönderileri

Mustafa Çağrıcı kitaplarını, Mustafa Çağrıcı sözleri ve alıntılarını, Mustafa Çağrıcı yazarlarını, Mustafa Çağrıcı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gazzâlî’nin din-dünya ilişkisiyle ilgili temel ölçüsü şudur: “Dünyayı kazanmak için dini kullanmak değil, dini kazanmak için dünyayı kullanmak gerekir.” ***
“Bilginin değeri akıldan gelir; çünkü akıl bilginin kaynağı, doğuş yeri ve temelidir. Meyveye göre ağaç, ışığa göre güneş, görmeye göre göz neyse bilgiye göre akıl da odur. Dünya ve ahiret mutluğuna vesile olan şey nasıl şerefli olmaz!” der. Ardından da aklın değerine işaret eden âyet ve hadislerden örnekler verir. Sonuçta insanın en değerli yeteneğinin akıl olduğunu söyler. Özellikle son yazdığı eserlerden olan el-Mustasfâ’nın başına mantık bilmeyenin ilmine güvenilemeyeceğini ifade etmesi ve esere uzun bir mantık girişi koyması, akla duyduğu güveni hayatının sonuna kadar koruduğunu gösterir. Gazzâlî’nin öğrencisi olma şerefine ermiş bulunan Endülüslü âlim Ebû Bekir İbnü’l-Arabî, hocasının felsefeye bir defa girdiğini, bir daha da çıkamadığını söylerken muhtemelen onun akla verdiği değer konusunda felsefeden yararlanmış olmasını kastediyordu. ***
Reklam
"Her kim bildiği ile amel ederse Allah Teâlâ ona bilmediği şeyler hakkında da bilgi ihsan eder.” ***
Gazzâlî, tasavvuf konusunda, başta Muhâsibî (ö. 243/857), Ebû Tâlib el-Mekkî (ö. 397/1006) ve Kuşeyrî (ö. 465/1072) olmak üzere, Cüneyd-i Bağdâdî (ö. 298/910), Ebû Bekir eş-Şiblî (ö. 334/945), Ebû Yezîd el-Bistâmî (ö. 260/874) gibi ünlü mutasavvıfların eserlerini veya onlardan nakledilen sözleri ihtiva eden eserleri okumuş ve bu alanda geniş bir birikime sahip olmuş, bu vadide çok değerli eserler telif etmiştir. Bu eserlerin en tanınmış olanları şunlardır: Mîzânü’l-amel, İhyâu ulûmi’d-dîn, Bidâyetü’l-hidâye, Cevâhiru’l-Kur’ân, Kimyâ-yı Saâdet, Eyyühe’l-veled, el-İmlâ ‘alâişkâlâti’l-İhyâ, Minhâcü’l-âbidîn, el-Maksadü’l-esnâ fî şerhi esmâillâhi’l-hüsnâ, el-Erba‘în fî usûli’d-dîn, Mişkâtü’l-envâr. ***
Gazzâlî’nin düşüncesine göre filozofların başlıca yanlışları şu noktalarda toplanmaktadır: a) Onlar, aklî delillerle kanıtlanması mümkün olmadığı halde başlangıçsız evren ve başlangıçsız zaman fikrini savunmakla İslâm’ın hür ve yaratıcı Allah inancından sapmışlardır. b) Allah’ın ilmini beşerî bilgiyle karıştırarak değişken varlıklar hakkındaki bilgilerin değişmesinin, onu bilende de değişiklik meydana getireceği fikrinden hareketle Allah’ın eşyayı tümel bilgiyle bildiğini iddia etmişler ve bu suretle Allah’ın bilgisini sınırlamışlardır. c) Âhiret hayatının sadece ruhanî bir hayat, âhiret mutluluğunun da aklî ve ruhî doyumlardan ibaret olduğu şeklindeki fikirleriyle cismanî dirilişi reddetmişlerdir. Sonuç olarak Gazzâlî, filozofların bu üç konudaki fikirlerinin Kur’an’da yer alan sarih açıklamalara ters düştüğü ve peygamberleri yalanlama anlamı taşıdığı için filozofların tekfir edilmesi gerektiği kanaatine varmıştır. Bu meselelerin dışında kalan dinî konulara gelince, o konuların İslâm mezhepleri arasında da tartışmalı olduğunu dikkate alarak filozofların bunlarla ilgili görüşlerinin bid‘at olduğunu savunmuştur. ***
Resûlullah’ın en açık mucizesi ise fesahat ve belâgattaki yetkinliğiyle tanıdığımız bütün Araplara meydan okuyan ve bu hususta muhaliflerini âciz bırakan Kur’ân-ı Kerîm’dir. Ayrıca Kur’an’ın kısa, özlü, açık ve düzgün ifadeleri, kendine özgü nazmı ve yüksek ikna gücüne sahip olması, ümmî bir zat tarafından ortaya konduğu halde geçmiş kitaplar hakkında bilgiler vermesi ve –Mekke’nin fethi, Bizans’ın İran’a galip gelmesi gibi- ileride gerçekleşecek olan hadiselere dair haberler içermesi de onun mûcize olduğunun kanıtlarıdır. ***
Reklam
Allah’ın zatı ve sıfatları konusunda doğru olan tutum, bu meselelerde fazla fikir yormayıp bazı âlimlerin tercih ettiği ölçüyle yetinmektir ki o da şudur: “Allah Teâlâ mekânla sınırlandırılamayacak şekilde yüce ve aşkındır; bölgelere ve yönlere nispet edilmekten münezzehtir. Âlemin ne içinde ne dışındadır; âleme bağlı (muttasıl) olmadığı gibi ondan ayrılmış (munfasıl) da değildir. Çünkü bu tür nispetler, zaman ve mekân kayıtlarıyla sınırlı hâdis varlıklar için geçerli ve onları tanımlayabilmemiz için zihnimizin ihtiyaç duyduğu araçlar olup Yüce Allah bu kavramlarla sınırlanmak ve tanımlanmaktan münezzehtir.” ***
İlâhî sıfatlara gelince, bunlar bir ölçüde kavranabileceği için birçok âyette ilim, kudret, hayat, kelâm, hikmet, sem‘ (işitme) ve basar (görme) gibi kavramlarla bunlardan bahsedilmiştir. Bununla birlikte Gazzâlî, Allah hakkında kullanılan görme, işitme gibi haberî sıfatlara bakarak bundan Allah’ın insana benzer bir varlık olduğu sonucunun çıkarılmaması gerektiğini özellikle vurgular ve bu şekilde bir tanrı anlayışı taşıyanları “ahmaklar” diye niteler. Antikçağ filozoflarından Ksenofanes, tanrılarını insana benzer varlıklar olarak tasavvur eden Grekleri, “Eğer resim yapmasını bilselerdi, tanrılarını şüphesiz aslan veya boğa biçiminde gösterecek olan öküzlere veya aslanlara benzetmişti.” Tıpkı bunun gibi Gazzâlî de teşbihi andıran Allah tasavvurunu, “Sineğin aklı olsaydı ve ona ‘Seni yaratanın kanadı yok, ayağı yok, uçması yok.’ denilseydi bunu asla kabul etmez; ‘Benim yaratıcım nasıl benden eksik bir varlık olabilir!’ derdi.” ifadeleriyle eleştirmektedir. ***
Gazzâlî’ye göre Allah’ın zatı, üzerinde düşünülerek doğru bilgiye ulaşılması ve hakkında konuşulması en zor konu olduğu için Kur’an’ın bu konuya ilişkin açıklamalarında daha çok Allah’ın aşkınlığını ve yüceliğini bildiren ifadelerle yetinilmiş, zât-ı ilâhîyi ilgilendiren konulara insan idrakinin kapasitesi ölçüsünde yer verilmiştir. Hz. Peygamber de “Allah’ın yarattıkları hakkında düşününüz fakat Allah’ın zatı hakkında düşünmeyiniz.” buyurmuştur. ***
Meselâ sevgi bahsini işlerken sevmek için önce bilmek gerektiğini anlattıktan sonra, mârifetullaha ulaşanların bu mertebeye iki yoldan ulaştıklarını belirtir. Birincisi Allah hakkındaki bilgiden varlığın bilgisine gitmek olup bu güçlü zihinlerin yoludur. Onlardan birine, “Rabbini ne ile bildin?” diye sorulduğunda “Rabbimi bildim; çünkü eğer mevcut olmasaydı O’nu bilmem imkânsızdı.” şeklinde cevap vermiştir. Görüldüğü gibi bu, Gazzâlî’den beş buçuk asır sene sonra Descartes’ın, “Tanrı var olmasaydı O’nun varlığını düşünmem imkânsız olurdu.” şeklindeki ontolojik deliliyle aynıdır. Gazzâlî bu delili şu ifadelerle açmaktadır: “Bil ki en güçlü ispat yolu, yüce Allah’ın varlığını O’nun dışındakilerin varlığına kanıt yapmaktır. Ama bu zor bir yöntemdir ve bu konuda söylenecekleri anlamak insanlardan çoğunun kavrama kapasitesini aşar.” Anlaşılması daha kolay olan yöntem ise yaratılmışların varlığından hareketle Yaratıcının varlığına götüren (felsefede kozmolojik delil denilen) kanıtlama şeklidir. Gazzâlî, Kur’ân-ı Kerîm’in evren ve ondaki varlık ve olaylar üzerinde düşünüp taşınmaya çağıran birçok âyetinde bu yöntemin kullanıldığını hatırlatır; ardından da bu delillerden bazı örnekler verir ***
Reklam
Gazzâlî’ye göre ilimlerin en yücesi ve en şereflisi Allah hakkındaki bilgilerdir (mârifetullah). Bu bilgiler ya Allah’ın zatı ve sıfatları ya da fiilleri hakkındaki bilgilerdir. ***
Kavâ‘idü’l-’akâid. Gazzâlî, sonradan İhyâ’ü ‘ulûmi’d-dîn’e (I, 89-125) ilave ettiği eseri itikadi, konularda Ehl-i Sünnet görüşünü derli toplu bir şekilde ortaya koymak maksadıyla yazmıştır. ***
Makâsıdü’l-felâsife. Gazzâlî’nin felsefeye dair ilk eseridir. Müellif bu eseri, filozofların görüşlerini eleştirmek üzere yazmayı planladığı Tehâfütü’l-felâsife’ye hazırlık maksadıyla 487 (1094) yılında kaleme almıştır. Gazzâlî’nin Batı’da tanınan ilk eseri olan Makasıd’ın XII. yüzyılda gerçekleştirilen Latince çevirisi 1506’da Venedik’te basılmıştır. ***
Murtaza ez-Zebîdî’nin İhyâu ‘ulûmi’d-dîn’e yazdığı İthâfü’s-sâde adlı şerhte (I, 27) kaydettiği bir bilgiye göre Gazzâlî’nin yazdığı eserler bütün ömrüne bölününce her gününe dört cüz (yaklaşık kırk sayfa) düştüğü tespit edilmiştir.” ***
Gazzâlî’nin en çok eser veren Müslüman ilim ve fikir adamlarından biridir. ***
1.500 öğeden 1.441 ile 1.455 arasındakiler gösteriliyor.