Kitabın ismini okuyunca düşünmeye başladım , acının ömrü ne kadardır Bu acının ne olduğuna bağlı olduğunu düşünüyorum. O kadar çok acı çeşidi var ki ... Bu acı bu dünyadan ayrılanların arkasından duyduğumuz acı ise asla geçmiyor. Sadece o acı ile yaşamayı , o acıya rağmen gülümsemeyi , hayata sarılmayı öğreniyoruz.
Mustafa Karakuş'un ilk kitabı Acının Ömrü. Kitabı sade ve samimi bir dille kaleme almış yazar . Kitabın ilk sayfasından sizi içine alıyor kurgu . Diyar 'ın yaşadıklarına eşlik ederken duyduğu acıyı da derinden hissediyorsunuz.
Bir yaşama kaç acı sığar ? Diyar acı ile küçük yaşta arkadaşı Hasan'ın kaybı ile tanışır. Allah insana taşıyabileceğinden fazla yük vermezmiş. Kitabı okurken Diyar demek ki çok güçlü ki bu kadar acıyı taşıyabildi diye düşündüm.
İnsanların birbiri ile yardımlaştığı, dert ortağı olduğu samimi bir mahallede büyür Diyar . Babası zor durumda olana yardıma koşan iyi kalpli birisidir . Fakirlik ve zor şartlar mahalledeki çocukların okula gitmesini engellemiş ve erken yaşta çalışmaya başlamışlardır. Diyar , mahallede okuyan ve üniversiteyi bitiren ilk kişidir. Bu yüzden mahallelinin gözbebeğidir.
Biz, yetişkin ve herkesten uzak kendi evinde yaşayan Diyar ile tanışıyoruz. Yıllar sonra geçmişi ile vedalaşmaya mahallesine geri dönen Diyar 'ın hem bugün neler yaptığı ve yaşadığını hem de ara ara onunla geçmişe dönerek yaşananlara şahitlik yapıyoruz.
Akıcı ve duygusal bir kitaptı #acınınömrü . Çok severek ve hızla okudum.