Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Reşat Nuri Güntekin

Reşat Nuri GüntekinÇalıkuşu yazarı
Yazar
Çevirmen
8.8/10
35,2bin Kişi
207bin
Okunma
9,1bin
Beğeni
191bin
Görüntülenme

En Eski Reşat Nuri Güntekin Sözleri ve Alıntıları

En Eski Reşat Nuri Güntekin sözleri ve alıntılarını, en eski Reşat Nuri Güntekin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa kendisi kim bilir neydi?
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.
Reklam
İstanbul'un hali başkadır. Orada kimse kimsenin farkında değildir. Ayaklara dolanmamak şartıyla bir duvar kenarına upuzun yatarak ölmeye kalksan kimse, ''Ne yapıyorsunuz'' diye sormaz.
Sayfa 83
"Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı."
Çirkin bir kalbin içine uyanık bir ruh koymak niçin? Beğenilmediğini, her yerde, her şeyde ihmal edildiğini daha çabuk fark etsin diye mi? Çirkinin ağzındaki güzel söz, acizin ağzındaki haklı söz kadar faydasız bir şeydi.
«Her ümidi kaybetmiş olabilirsin... Bütün dünya seni terketmiş, sana düşman kesilmiş olabilir. O şartlar içinde dahi vazifen ümitsizliğe düşmemektir. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki kandadır.»
Reklam
İnsanlar ne kadar kötü olurlarsa olsunlar onların yüreklerinin köşesinde mutlaka iyi hissler ve temiz duygular vardır. Önemli olan onların bu huylarını açığa vurmaları için imkân ve ortam sağlamaktır.
"Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse, başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir..."
Ümitsiz hastalıkların, mukadder felaketlerin son bir ilacı vardır; tahammül ve tevekkül. Elemlerde bir giz şefkat var gibidir. Şikayet etmeyenlere, kendilerini güler yüzle karşılayanlara daha az zalim olurlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.