Rıza Zelyut kitaplarını, Rıza Zelyut sözleri ve alıntılarını, Rıza Zelyut yazarlarını, Rıza Zelyut yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitaptan bazı bölümleri paylaştığımda karşı çıkan arkadaşlar vardı... Son dönem araştırmalara göre bu kitapta paylaşılan Türklere hakaret içeren şiirler yazılmış.. dil konusunda yazara katılıyorum.. Bugün hamasetle eski alfabeyi savunanlar olsa da Osmanlıcanın Türklere ait olmadığını ve sınıf farkı yaratmak için kullanıldığını düşünüyorum.. yanlış bilmiyorsam İngilizcede de saray dilinde ve avam kalıplarında farklılık var... Devşirmeler konusunda da hak verilecek kadar çok örnekler var... Alimler konusuna gelince İslam tarihi boyunca öldürülen çok sayıda din bilgini var... (Hanefi mezhebinin kurucusu ve dahası..)
Bugün ülkemizdeki en derin mücadele demokrasi güçleri ile tarikat güçleri arasındaki bu mücadeledir.
Türk milleti er geç yoz yobaz Halidileri ve arkasındaki siyasi kadroyu yenecek, devleti yeniden doğru rotasına oturtacaktır.
Özetle, İslam dini ve Hz. Muhammed, 1400 senedir, yönetici tabakaların, halk katmanlarını aldatarak yönetmek ve elbette ki sömürmek için kullandıkları bir araç haline getirilmiştir. Tarikatlar, bu sömürünün en dar sokaklara inmiş halidir.
Halid'in, Kürtler arasından çıkması tesadüf sayılamaz. Kürtler yüzyıllarca kendisini Allah eri olarak gösteren işte böyle sahte Allahların kuşatması altında kaldı. Bugün de Kürtlerin bir kısmı, işte bu sahte seyyidleri Allah'ın velisi/Allah gücüne sahip kutsal varlık (Gavs) gibi görme eğilimindedir. Geleneksel Nakşibendiliğin Osmancı-Ebû Bekirci yönü ile Kadiriliğin şeyhleri Allahlaştıran özelliğini harmanlayarak yaratılan akım, Güneydoğu Anadolu'da medreseler aracılığıyla çok yaygınlaştı.
Üçüncü Halife Osman zamanında devrimci İslam hareketi kuşatılmış, Emevi ailesinin saltanatına çevrilmiş ve Muaviye dönemiyle de İslam devrimi, saltanatın aracı haline getirilmiştir.
Kitabı oldukça sürükleyici buldum. Beyefendi ve hanımefendinin Türkiye'ye ne yapmak istediğini açıklayan güzel bir roman kurgusu olmuş. Tarihte yaşanan olaylara da değinen bu kitap bir kadının etrafında şekilleniyor.
Siyasi göndermeleri gayet yerinde buldum. Araplaşmaya açıktan tavır alan bu kitap siyasal İslamcıların gerçek yüzünü görmek adına iyi bir yapıt olmuş.
KirlenmeRıza Zelyut · Toplumsal Kitap · 20205 okunma
Osmanlı sultanları içinde Türklerden en fazla nefret eden Yavuz
Sultan Selim, bu düşmanlık yüzünden şirlerini Türkçe değil Farsça
yazmıştır. Onun adına sonradan bazı kıtalar uydurulmuş olsa bile, Sehi
Bey, Sultan Selim'den bir beyit bile Türkçe şiir kalmadığını yazmiştır:
Onun özgür düşünceli bir hakan olduğunu söylersek de, Müslü-
manlığı konusunda asla kuşkuya düşemeyiz. Çünkü çok kuvvetli bir
Sünni ulema tarafından kuşatılmıştı ve İslam içindeki başka mezheplere ilgi göstermesi bile engelleniyordu. Bunun en açık örneği,
Edirne Sarayı'na davet edip görüştüğü Hurufilerin başına gelen
acıklı olaydır..
Osmanlı Beyliği, işte bu zulümden kaçan ve sinır boylarına yığılan Türkmen alplerin kurduğu bir beyliktir. Temelinde Türk töresi ve halk İslamı bulunur. Bu yüzden de Türk alpi kendisini Hazreti
Ali'nin çağdaş bir örneği gibi görür. Ali'ci yiğitlik ve adalet, Hüseyin'ci serdengeçtilik, yeni kurulan beyliklerin itici gücü olmuştur.
Bu süreçte Türk kadını, "Bacıyan-ı Rum" olarak erkeğin yanındadır. Sarayda olmasa bile toplum hayatında tekeşli evlilik temeldir.
Oğlancılık, kurucu kitleler arasında bilinmemektedir. Bu bağlamda
devleti kuran Odman Bey'in oğlancılıkla ilgisi yoktur. Gelenekten
böyle bir şey taşınıp aktarılmamıştır...
Devleti kuran Türke, devleti ele geçiren devşirmelerin böyle düşmanca davranmasi Sonucủ yôneten ile yönetilen arasında
düşman ortaya çikmış, peş peşe Türkmen isyanları patlak vermiştir. Devlet
bunlara Celali isyanları adını vererek kötülemeye kalkışmişsa da
artik eski düzen yürümez olmuş; reayaya (çalışan halka) yüklenen
vergiler birken ikiye hatta üçe çıkartılmiş; böylece geleneksel adalet
de zaafa uğratılarak kargaşa daha da büyütülmüstür..