“Hayatta insanı bir çamur kütlesine mensûb sefil bir mahlûk olmaktan kurtaran üç şeyin mevcûdiyetine inandım: Aşk, musiki ve güzel ve yüksek eserlerle hislerin mukârenetinden mütevellid zevk…”
"Bir şey duydum mu, onun içinde Türk kültürüyle ilgili ne kıymetler varsa hepsini topladım. Bu beni ilgilendirir, bu ilgilendirmez demedim ve bu beni ilgilendirmez sözünü kimsenin söylememesini isterim."
Süheyl Ünver
Süheyl Ünver’in “defter-i meşâhir”leri arasında 1918-1935 yılları arasında tuttuğu 3. defterden:
Âzâde-ser ol hâkim-i ahlâka esîr ol
Zâhirde gedâ-pîşe vü mânâda emîr ol
Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye âzâsından Şeyhülislâm Haydarîzâde İbrâhim Efendi (1864-1931)
- Şiirde neden vezinle kafiye kullanmıyorsunuz?
- Vezinle kafiye mi? Onlar da ne demek?..
- Şey... yani satırların ölçülü olması, son hecelerinin birbirine uygun bulunması!
- Ha, şu mesele... Anladım... O dedikleriniz bizim nazariyeye aykırı düşer... Eskiler, şiiri bu gibi suni tedbirlerle güçleştirmek yolunu tutmuşlardı. Şiiri yalnız kendilerine hasretmişlerdi. Halbuki şiir, bir ruh ifrazatıdr; bu ifrazat, herkesin ruhunda teşekkül eder, onu dışarı atmak ister... Neden yanlız şair adı taşıyan birkaç kişi heyecanını ifade etsin de bütün cemiyet ancak onlan dinlemekte iktifa etsin?.. Onlar da duyuyor, onlar da düşünüyor, onların da soylemesi lazım... işte, biz şiiri herkesin söyliyebileceği bir meta haline getirdik!
- iyi yaptınız!
Sayfa 268 - Hece Yayınları Birinci Basım - Ekim 2003Kitabı okudu