Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salim Öğüt

Salim ÖğütModern Düşüncenin Kur'an Anlayışı yazarı
Yazar
8.8/10
8 Kişi
38
Okunma
9
Beğeni
1.155
Görüntülenme

Salim Öğüt Sözleri ve Alıntıları

Salim Öğüt sözleri ve alıntılarını, Salim Öğüt kitap alıntılarını, Salim Öğüt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nedir?
Kur'an-ı Kerim'e "tarihsel bir metin" demekle,O'nu "Çöl kanunu" diye nitelemek arasındaki -üslüp dışında- gerçek fark nedir?
Sayfa 270Kitabı okudu
Niyet
Bütün davranışları ibadetleştiren en önemli unsur, niyettir Niyet ise kalbin kastı ve yönelişidir. İslam'da yapılan bir işi "ameli-i salih" kılan husus, Allah'ın rızasını elde etme amacıdır Böyle olmayan hiçbir iş, yani O'nun rızasını elde etme gayesi taşımayan hiçbir amel; isterse namaz, zekât olsun din açısından hiçbir değer ifade etmez
Sayfa 217
Reklam
Modern tehlike
"İdol" kelimesinin anlamı "put veya mini put" demektir. Acaba müellif hiç dikkat etti mi bilmem; modern gençler, beğendikleri-taktir ettikleri ve yolundan gittikleri kişileri hiç çekinmeden idolleri olarak tanımlamakta
Sayfa 142
KİTABIN ÖZETİ
"Şayet bir mabede girerken ayakkabılarımı çıkarmak istemiyorsam, ayakkabılarımı çıkarmam gerekmeyen bir mabede girerim." İşte bütün söylemek istediğimiz mesele budur. Kardeşim, bu dinin mabedine ayakkabısız girilir. Ama modern insan hem bu mabede girmek istiyor, hem de ayakkabılarını çıkarmak istemiyor Ondan sonra da bizim gibi ilahiyatçılara "ayağını paspasa silerek mi girsin, yoksa galoş mu taksın?" diye tartışmak düşüyor "Kardeşim, ayakkabınla gidebileceğin mabetler de var." diyerek bir türlü meseleyi dürüstçe çözmeye yanaşmıyoruz.
Sayfa 122
Modern dünyada "hukukun üstünlüğü"nden ziyade "üstünlerin hukuku" anlayışının egemen olduğuna inanıyorum
Sayfa 56
Kur'an'ı Kerim'in değişik dillere çevrilmesi ve anlaşılır tefsirlerinin yapılmasına büyük ihtiyaç vardır Fakat şu da unutulmamalıdır ki, hiçbir tercüme aslının yerini tutamaz ve her bakımdan aslına tam bir uygunluk arz etmez Çevirisine Kur'an denileneyeceği ve o çevirinin Kur'an hükmünde olmadığı konusunda İslam bilginleri görüş birliği içerisindedir
Sayfa 56
Reklam
dil ve uslüp
...”dil" ve ”usul” kuralları bilinmez ve bunlara riayet edilmezse, bilginin üretiminde ve paylaşımında kargaşa ve kaos yaşanır. Gerçekten de bu gün televizyonlarda bir takım konuları tartışan meslektaşlarımız bu konularda yeterince hassasiyet göstermedikleri için, çok gereksiz polemiklere kapı açmakta, dolayısıyla tartıştıkları konular yeterince yararlı olmamaktadır.
Mümin kullar, Said Nursi’nin o muhteşem tesbitiyle inanırlar ki, "Helal Dairesi geniştir. Keyfe kâfidir. Harama girmeye lüzum yoktur...” Bu mükemmel tesbitin mefhumu şudur: ”Mümin keyfini helal dairesi içinde aramalıdır. Zira bu dairenin dışındakiler keyif gibi gözükse bile, keyif değil, sapkınlıktır, hastalıktır, ahlaksızlıktır ve günahtır." Evet, ya bu ölçüye itibar etmek, yani onu kabul etmek ve gereğini yerine getirmek, ya da itibar edilebilecek başka ölçüler koymak zorundayız. Tabi bu ”başka ölçüler’i koyarken, akla gelebilecek bütün itirâzî suallerin de cevaplarını hazırlamak zorunda olduğumuzu bilmeliyiz. Yani ”neden bu ölçü? Başka türlü veya şu türlü olamaz mıydı?” gibi sorulara: “Ben koydum oldu işte” diye cevap veremeyeceğimizi baştan kabullenmek mecburiyetindeyiz. Diğer taraftan ne kendimizi, ne de başkalarını ölçüsüz, kuralsız, ilkesiz bir ahlak, bir düşünce ve bir yaşayışa düçar edemeyeceğimizi de bir kere daha hatırlayalım.
Sayfa 166Kitabı okudu
Sakal bırakmak ve sakalı savunmak nasıl bir zihniyet meselesi ise, sakalı kesmek ve sakal karşıtı bir söylem geliştirmek de bir zihniyet meselesidir. Sağ elle yemek nasıl bir zihniyeti ele veriyorsa, sol elle yemek de öyledir. Topuğuna kadar örtünmek nasıl bir zihniyetten kaynaklanıyorsa, dizkapağına veya daha yukarısına kadar açmak da yine bir zihniyetin neticesidir. Ne var ki sermaye ve medya gücünü elinde bulunduranlar, topuğuna kadar örtünmeyi ideolojik bularak periferiye/çevreye gönderirken, diz kapağına veya daha yukarısına kadar açmayı, çağdaş giyim diye merkezde ağırlamaktadırlar. Sakallılık veya sakalsızlık hali, sağ veya sol el ile yeme adetleri de böyledir. Günümüzde önemli davetlerde yemek yemek, neredeyse bir işkenceye dönüşmüştür. Hangi şarabın hangi yemekle alınması gerektiğinden tutunuz da, salata tabağı ne tarafta, tatlı tabağı ne tarafta duracak meselesine, oradan da hangi yemeği hangi çatalla yiyeceğinize kadar hiçbir ayrıntı atlanmadan hazırlanan sofralarda, -hele bir de sürekli değil de, ara sıra bu sofralarda bulunanların -ne işkence yaşadıklarını ancak kendileri bilir, ama ne moderniteye lanet ederler, ne bu sisteme... Ellerinden geldiğince talimatlara uymaya çalışır, beceremedikleri yerlerde kendilerini kınar, bir dahaki sefere daha dikkatli olmak niyetiyle o sofralardan kalkarlar. Yani demem odur ki bütün mesele, olaylara nasıl baktığınızla ilgilidir.
Sayfa 106Kitabı okudu
Bizim "din ilmi" anlayışımız, bu ilmin Müslümanlar için dini hayatı takviye etme, dolayısıyla dini yaşantıyı zenginleştirme ve güçlendirme faaliyeti olmasıdır. Zira bu ilim felsefe değildir ki, bağımsız akıl yürütmelerle zihni doyum sağlayasınız; fizik ilmi değildir ki teknik ürünler üreterek ekonomik gelişmeye katkı sağlayasınız. bu ilim sadece ve sadece semânın, yeryüzüne bir hediyesidir ve tamamen iman mevzuudur. İnanmayanlar için Allah'ın kullarına uzattığı bir şefkat ve merhamet elidir.
Reklam
Bu kitapta okuduğum her satır, ben de tuhaf hisler ve daha önce hiç tanımadığım duygular uyandırmaktadır. Şu anda ”çalışma" başlığı altında yazılanlar da, bu düzeni bozmadan sürdürmektedir. Müellif diyor ki: ”Mektep, fabrika, mabet, Amel-i Sâlihin biri diğerine tercih edilemeyecek yansımalarıdır... Bu anlamda hastane yapmak, mabet
Barış zamanı kalem tutmak ne ise, savaş zamanı da kılıç tutmak öyledir.
Kefenin Cebi Var mı?
Müellif bu başlık altında bir de şunu söylüyor: ’Kefenin cebi yok, dünya malı dünyada kalır.’ tarzındaki, adeta dünyadan kaçışı öğütleyen anlamsız sözler, yerini çalışmaya, üretmeye teşvik eden öğütlere bırakmalıdır.”187 Müellifin, "anlamsız söz” diye nitelemekte hiçbir beis görmediği bu söz, benim penceremden bakıldığında, dünyanın
Sayfa 115Kitabı okudu
Müellif diyor ki: ”Ölümü bile yenip, yeniden dirilişi ilan ederek, insanı ölümsüzleştiren bir dinin; insanın enerjisi olan ümidi yok etmek için kullanılması; herhalde Yaratıcının affetmeyeceği bir din günahidir.”315 Bu paragraftaki iki konunun sorgulanması gerektiğini düşünmekteyim: Birincisi: insanın enerji kaynağı sadece ümit midir?
Sayfa 175Kitabı okudu
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.