Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Semavi Eyice

Semavi EyiceBizans Devrinde Boğaziçi yazarı
Yazar
Derleyen
8.2/10
44 Kişi
187
Okunma
42
Beğeni
3.930
Görüntülenme

En Eski Semavi Eyice Sözleri ve Alıntıları

En Eski Semavi Eyice sözleri ve alıntılarını, en eski Semavi Eyice kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ayıp Olmasın Diye Yerden Alınmayan At Nalı.
“1107 yılında İstanbul’a gelen Norveç Kralı I. Sigurd mahiyetindekilere: Dünyanın en zengin şehrine girmekte olduklarını, bu şaşaa karşısında hayran kalıp her şeye öyle uzun uzun bakmamaları konusunda uyarıda bulunmuştur. Hatta şehirde ilerlerken Sigurd’un atnın altın olan nallarından biri koptuğu halde tembihli olan Norveç askerleri, hiç durmadan nalı düştüğü yerde bırakıp ilerlemişlerdir.”
Sayfa 59 - YeditepeKitabı okudu
Surlarda Gedikler Açılırken Bizanslılar Ne Yapıyordu?
“Fatih'in topları İstanbul surlarında gedikler açtıkça Bizanslılar Ayasofya’da ayinler yapıyor, bütün kiliselerin çanlarını durmaksızın çalıyor, bin yıldır Konstantinapolis’i koruduğuna inandıkları Meryem'in çok değerli ikonunu (Hodigitira=Yol Gösterici) Sarayburnu'nda, kendi adını taşıyan kiliseden alıp koruması için, surların yakınına getiriyorlardı.”
Sayfa 185 - YeditepeKitabı okudu
Reklam
Savaş Yeteneği Gelişmemiş Millet
“Grekler hepsi de barbarlardan olan her milletten askerler toplarlar ve bunları Türklere karşı olan savaşlarda hizmet ettirirler. Kendilerinin askeri ruhları gelişmemiştir ve adeta kadınlar gibi savaş yetenekleri yoktur.”
Sayfa 71 - YeditepeKitabı okudu
Örümcekten Perdedar-Baykuştan Mehter
Örümcek, Kisrâ’nın penceresinde perdedarlık yapıyor, Baykuş, Efrasiyab’ın kalesinde nevbet vuruyor. Tursun Bey'in fetih sırasında söylediği iki beyit.
Sayfa 196 - YeditepeKitabı okudu
Haçlı Yağması ve İstanbul
“1204’de Haçlıların işgali altında olan Konstantinopolis’i VIII. Mikhail Palaiologos 1261 yılında geri almıştı fakat Haçlılar şehri öyle yağmalamış, öyle tahrip etmişlerdi ki artık şehir “dünya devleti” olma vasfını kaybetmiş bulunuyordu.”
Sayfa 251 - YeditepeKitabı okudu
Haliç'in "V" biçimindeki dibinde kalın çamur tabakasını içinde çok değerli şeylerin bulunduğu kesindir. Nitekim 1850'de bir yabancı tüccarın gemiye binerken elinden düşürdüğü, içinde bütün serveti olan altın kesesini aramak üzere Haliç'in derinliklerine inen bir dalgıç dibin çok dik ve akıntılı olduğunu söylemiş, keseye rastlamamasına karşılık burada yirmi kadar tunç top bulmuş ve bunlar derhal çıkarılmıştır. II. Abdülhamid döneminde bir Beyoğlu eğlencesinden sabaha karşı çift at koşulu arabasıyla dönen bir paşazade, araba sürücüsünün köprünün açık olduğunu farketmemesi yüzünden Haliç'e düşmüş, atlarla araba ve sahibi Haliç'in dibindeki kalın çamur tabakası içinde kaybolmuştu. Nihayet tersane ve kalafat yerleri önünde bakımsızlık veya tamir sırasındaki ihmal yüzünden batan gemiler de Haliç'in derinliklerinde kaybolup gitmiştir.
Haliç ve AltınlarıKitabı okudu
Reklam
Mesudi şehir adı hususunda bazı fikirler vermekte ve bu şekilde "Rumların Konstantinopolis'e Bolin veya imparatorluğun başkenti olduğunu ifade etmek istedikleri zaman, İsten Bolin dediklerini, Konstantiniye adını kullanmadıklarını, sadece Arapların kenti bu isimle andıklarını" belirten ilk Arap yazardır.
Nasıl müze yapıldı?
1. Dünya Savaşı'nın ardından İstanbul'un işgali yıllarında, Ayasofya'yı tekrar kilise yapmak isteyen bazı yabancı güçlerin bir oldubitti yapmasını önlemek üzere, burada bir Türk askerî birliği hazır tutulmuş ve Rumların girişimleri engellenmiştir. Cumhuriyet'ten sonra 1926'da yine yerli ve yabancı uzmanlardan Ayasofya'nın karşı karşıya olduğu tehlikeler ve tamir esaslarına dair raporlar istenmiştir. Amerikalı Thomas Whittemore (1871-1950) 1931 de Ayasofya'nın mozaiklerini meydana çıkarmak üzere izin almış ve çalışmalara 1932'de başlanmıştır. "1934'te Atatürk'ün binanın müze yapılmasını teklif etmesi üzerine", Milli Eğitim Bakanı Abidin Özmen ertesi gün, binanın Vakıflar'dan kendi bakanlığına devrini isteyen ilk yazıyı yazmış ve 1 Șubat 1935'ten itibaren Ayasofya resmen Müzeler İdaresi'ne bağlanmıştır. Amerikan Bizans Enstitüsü binanın rölövesini çıkartıp mozaiklerin üzerini açarken, 1936'da Alman Arkeoloji Enstitüsü Ayasofya'nın batı cephesi önündeki kazıyı yapmıştır.
Sayfa 3 - Derin Tarih YayınlarıKitabı okudu
Türk Şehirlerinin çoğunda bulunan Ulu Cami İstanbul'da yapılmamış, bu görevi 1934'te camilikten çıkarılıncaya kadar 480 yıl Ayasofya sürdürmüş, Türkleşen İstanbul'un en başta gelen İslâm ibadet yeri olarak özel bir değere sahip olmuştur.
Sayfa 2 - Derin Tarih YayınlarıKitabı okudu
36 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.