Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sezai Coşkun

Sezai CoşkunBulutları Delen Kartal yazarı
Yazar
8.6/10
10 Kişi
36
Okunma
0
Beğeni
1.795
Görüntülenme

Sezai Coşkun Gönderileri

Sezai Coşkun kitaplarını, Sezai Coşkun sözleri ve alıntılarını, Sezai Coşkun yazarlarını, Sezai Coşkun yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil, argoların en sakili, idrakler mefluç, gönüller sağır… Sanat adamının ilk vazifesi dili kur­tarmak. İdrak kendiliğinden canlanır. Dil, milletin hâdîsi, bütün mefahiri, bütün mazisi, bütün istikbaliyle. Hafızasını kaybeden bu zavallı nesillere baktıkça insanın ıstıraptan çıldırası geliyor. Onları biz mahvettik, bu cinayet hepimizin eseri, hepimizin, yani aydınların.
Aydın insanından kopmuş, kendini de tanımıyor, dünyayı da. Dilini kaybeden, mavera ile göbek bağını koparan bu zavallı tam bir boşluk içindedir. Aydın olmak için önce insan olmak lazım. İnsan, mukaddesi olandır. İnsan hırlaşmaz, konuşur. Maruz kalmaz, seçer. Aydın kendi kafasıyla düşünen, kendi gönlüyle hisseden kişi. Aydını yapan, uyanık bir şuur, tetikte bir dikkat ve hakikatin bütününü kucaklamaya çalışan bir tecessüs.
Reklam
Romanla televizyon ve sinema arasında büyük bir benzerlik vardır. Bunların hepsi bizi tecessüsümüzden yakalayan ve sadece vakit geçirmeye yarayan, vakit öldürmeye yarayan birer parazit tür haline gelecektir. Demek ki vaktiyle roman büyük hizmetler etmiştir. Psikolojinin, sosyolojinin kaynağında roman vardır. İnsanı tanımamızı kolaylaştırmıştır. Romanı tecessüsümüze hitap ettiği için, büyük fedakârlığa ihtiyacı olmadığı için odanıza çekilip, sedire uzanarak, sigaranızı yakar, kahvenizi içer okursunuz. Bu sayede kültür de edinebilirsiniz. Fakat bu kültür ciddi değildir, bulanıktır. İnsanlar olgunlaştıkça romana itibar azalacaktır ve azalmaktadır.
İslâm öncesi dönem, belli bir zaman çerçevesine sığmayan bir destanlar çagı... Asırları kucaklayan bu döneme, Danilevsky ve Spengler'e uyarak kültür çağı da diyebiliriz. Kavim, kanından ve coğrafyasından gelen bütün vasıflarıyla kendisidir. Bir ciçeklenme, bir gelişme, bir dal budak salma, bir gururlanma devresi.. Çeşitli inançlar, çeşitli
Sayfa 103Kitabı okudu
Cemil Meriç, yıkılan ve yok olmaya mahkum edilen bir medeniyetin küllerinden neş'et eden diriliştir.
"İslâm, bir nasslar bütünü değil, insanın olgunlaştıkça bir kere daha başvurup anlamağa çalışacağı bir esas hakikatler bütünüdür. Yani bir nevi anayasadır. Donmuş, bitmiş, son sözünü söylemiş bir kitap değildir Kur'an; seyyaldir, insanla beraber büyür, insanla beraber gelişir. Bütün büyüklüğü burada. Yani geometrik bir kitap değildir. Yaşayan, gelişen bir kitaptır. Kur'an'daki işaretler medeniyetler doğurmuştur. Yüzyıllardır birçok millete, bilhassa Osmanlı'ya kılavuz olmuştur. Kur'an biz geliştikçe gelişir, biz büyüdükçe büyür. Yani biz onda neyi ararsak, bir parça onu buluruz. Haddizatında bir medeniyet rehberi olarak ele alınmalıdır. Bin sene evvel ondan anladıklarımız arasında farklar vardır. Biz olgunlaştıkça, irfanımız arttıkça Kur'an da bize ona göre konuşur." Cemil Meriç
Sayfa 72 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türk-İslam medeniyeti bir hamle ve îman medeniyetidir.
Sayfa 23 - TimaşKitabı okudu
"Münevverleri şartlandıran, münevverlerin düşüncelerine istikamet veren, düşüncelerinin hudutlarını çizen, kucağında yaşadığı cemiyettir. Kimse bunun dışına çıkmamıştır, çıkamamıştır ve çıkamaz." Cemil Meriç
Sayfa 258Kitabı okudu
"Dinsizlik bir hastalıktır. Fert dinsiz olabilir, fert ate olabilir. Fakat toplum dinsiz olamaz. Toplum dinini kaybettiği andan itibaren vahşi bir hayvan sürüsüdür. Yırtıcı, riyakâr, mel'un, en adi canavardan daha tehlikeli bir sürüdür. Nitekim tarihin hiçbir devrinde hiçbir topluluk dinsiz yaşayamamıştır. Mukaddessiz yaşayamamıştır. Bu itibarla bir topluma yapılacak en büyük kötülük onun dinî inançlarıyla oynamaktır." Cemil Meriç
Sayfa 209Kitabı okudu
"Osmanlı'nın insanlığa en büyük armağanı, insanlığın ezelî rüyasını, yani insanı gerçekleştirmiş olmasıdır. İzm'lerin sezdiği, aradığı fakat bir türlü bulamadığı gerçek insanı." Cemil Meriç
Sayfa 188Kitabı okudu
Reklam
"Osmanlı'da felsefe yoktur. Çünkü felsefe, şüphenin çocuğudur. Mutlak hakikate eren kimseler için böyle bir zihin çabasına ne ihtiyaç var? Cedlerimiz, hayat tecrübelerini, düşünce ve intibalarını kâh sözle, kâh yazıyla aktarmışlardır. Bu fikir mahsullerinin bütününe irfan diyoruz." Cemil Meriç
"İrfan, kemale açılan kapı, amelle taçlanan ilim."
Sayfa 21 - Cemil MeriçKitabı okudu
Türk-İslam Dünyasında Fikir Üretimi Neden Durdu?
Efendim, son olarak şunu soracağım: Türk-İslam dünyasında fikri üretim asırlardan beri durmuş. Büyüyen, devleşen ve her gün bizi biraz daha tüketen, yutan problemlere ileri, yapıcı çözümler gelmemiş. Çözülmesi gereken temel problem bu sanıyorum. Bu konuda hareket noktamız ne olmalı, nasıl bir yol takip edilmeli sizce? Yıllardan beri bu konular
Günümüzün en büyük davalarından biri kültür emperyalizmi. Mesela yanlış konmuş. Kültür beşeri bir değerdir. İstismar hedefi güden telkin ve propagandaların adı ideolojidir, kültür değil. Kültür deyince, azıcık batılılaşmış bir münevverin aklına -meselâ Şerif Mardin'in- Beethoven, Bach, Leonardo da Vinci, Shakespeare gelir. Ne kadar lüks, ne kadar ince bir silahtır bu. Beethoven'i tanıyacaksınız ve emperyalizme kurban olacaksınız! Kim kurban olacak adam? Beethoven'i 40 milyonda kaç kişi tanıyabilir, kaç kişi zevk alır Bach'tan? Emperyalizmin bu kadar transandantal silahlara ihtiyacı yoktur. Atom bombasıyla serçe avı! Bu manevi taarruzun önüne geçilemez, ancak tesadüfi hisarlar kurulabilir. Bunlardan birinci dildir. Dil, yani tefekkür. Dil, yani iman. Dil, yani bizi biz yapan bütün değerler. Sonra mensubu olduğumuz medeniyetin tefekkür abideleri. Tefekkürde gümrük olamaz. Bir tesiri başka bir tesirle önleyebiliriz. Pencerelerimizi bir düşünceye açalım, ama vakur, dimdik. Bütün milli ve insani değerlerimizin idrakiyle mağrur. Bu yabancı misafirlere layık oldukları şekilde ve misafir olduklarını bilerek istikbal etmek şartıyla.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.