Sofi Huri

Rabiat-Ül Adeviye yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
7
Okunma
0
Beğeni
328
Görüntülenme

Sofi Huri Gönderileri

Sofi Huri kitaplarını, Sofi Huri sözleri ve alıntılarını, Sofi Huri yazarlarını, Sofi Huri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir gün Râbia hasta iken, Hasan Basri, Mâlik ed-Dinar ve Şakik-i Belhi onu ziyarete gittiler. Hasan Basri söze başlıyarak, 'Rabbinin sillesine metanetle sabretmeyen kişi dâvasında sâdık değildir,' dedi. Râbia hemen atıldı, 'Bu sözlerden benlik kokusu geliyor,' dedi. Şakik-i Belhî söz alarak, 'Rabbinin sillesi için şükretmiyen davasında sâdık değildir,' dedi. Râbia yine, 'Bize ondan daha iyi bir şey lâzım,' dedi. Üçü birden, 'Şu halde sen söyle,' dediler. Bunun üzerine, Râbia dedi ki, 'Allahı düşünerek, o düşünce içinde Rabbinin sillesini unutmıyan, dâvasında sâdık değildir,' dedi.>>
Elmenâvi "Kevakib-el Dürriyet" adlı eserinde diyor ki: "Râbia bir gün ve gecede bin rik'at namaz kılardı; kendisine, bundan maksadın nedir ve ne umuyorsun? diye soruyorlar. Râbia, 'Ben bunu hiç bir sevab ümidiyle yapmıyorum. Sadece kıyamet gününde Resulullah bundan memnun olsun, ve sair peygamberlere, 'Bakınız, bu benim ümmetimden bir kadının amelidir' desin diye yapıyorum,' cevabını veriyor."
Reklam
Rabia'ya, «Cennet hakkında ne düşünüyorsun?» diye sordular. O ise, "Önce komşu sonra ev" meseliyle cevap verdi. Yani, cenneti düşünmeden evvel Allahı düşünmekte olduğunu anlatmak istiyordu. El-Gazali buna şu sözleri ilâve ediyor: "Dünyada Allahı bilmiyen ahrette de Onu göremez. Dünyada mârifetin tadını tatmıyan, ahrette cemali görme lezzetini alamaz; çünkü kişiye, bu dünyada malik olmadığı şey yeniden verilmez, ve kişi ancak ektiğini biçebilir."
Parlak, tatlı bir ilkbahar günü, arkadaşı Abde, Râbia'ya, dışarıya çıkıp Allahın kudretinin eserlerini seyretmesini rica etti. Râbia ise, "Bilâkis sen içeriye gir de Allahın kudretini kendi nefsinde mütalâa et," diye cevap verdi ve ilâve etti: "Benim en mühim işim Allahın kudretini teemmül edip, düşünmektir."
Hz. Peygamberin, "Allahım, Senden kazadan sonra rızayı dilerim," duası bize kadar gelmiş, ve şu sözleri de bize ulaşmıştır, "Allahın gazabını dâvet edecek bir şeyle kimseyi memnun etmeğe kalkma, ve Allahtan gelen nimet için kimseyi medhetme; sana ihsan etmediği şeyden dolayı kimseyi zemmetme, çünkü rızk Allahtandır. Bunu sana, ne senin hırsın, ne de haris kimse, veremiyeceği gibi, kötülüğünü istiyen hiç kimse, o rızka mâni olamıyacaktır; işte, Cenabı Hak, adalet ve hakkaniyetile sevinç ve rahatı rıza ve yakînde, keder ve üzüntüyü ise şüphe ve hoşnutsuzlukta kıldı."
El-Kuşeyri diyor ki, «Sâlih el-Mari her zaman, her kim kapıyı ısrarla çalmakta devam ederse, kapı muhakkak ona açılır," derdi. Râbia ona, "Bu sözü ne zamana kadar söyliyeceksin? Bu kapı ne zaman kapandı ki açılsın?"dedi. Salih, "İhtiyar cehalet içinde, kadın ise ârif olmuş!" cevabını verdi.
Reklam
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.