Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tahir Uluç

9.6/10
9 Kişi
29
Okunma
4
Beğeni
2.370
Görüntülenme

Tahir Uluç Sözleri ve Alıntıları

Tahir Uluç sözleri ve alıntılarını, Tahir Uluç kitap alıntılarını, Tahir Uluç en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kazvinî'ye göre aynadaki görüntülerin bir gerçekliği yoktur.
İnanma ilk safhada kimi dinî inançları farklı adanmışlık seviyelerinde benimsemek olarak kendini dışa vurmakta, bir sonraki aşamada başkalarını o inanca çağırmak gelmekte ve son aşamada zıt inançlarla mücadele ve çatışma ortaya çıkmaktadır.
Reklam
...insanların tabiatlarıyla baş başa bırakılmaları, yani dinden mahrum edilmeleri, insanlığın sırf yok olmak için yaratılmış olması demektir, ki bu gayesizlik anlamında hikmetsizliktir. Bu da Tanrı için söz konusu olamaz. O halde Tanrı insanlara peygamber ve din göndermelidir.
Düşünmek ve bilmek, zihinde var olan bilgileri belli bir sıraya göze dizerek zihinde var olmayan bilgilere ulaşmaktır.
Varlık, insanın doğrudan bilgisine sahip olduğu en evveli ve en apaçık kavramdır. Varlıktan daha evveli, daha apaçık ve daha genel bir kavram olmadığından varlık başka bir kavramla anlaşılıp tanımlanamaz.
Sayfa 171Kitabı okudu
Reklam
İnsanın bedensel arzu ve ihtiyaçlarının çokluğu, çeşitliliği ve karmaşıklığı onu toplumsal bir hayat sürmeye zorlamış, bu zorunluluk ise insan bireyleri ve toplumları arasında çatışma ve savaşlara sebep olmuştur.
Ayna Sembolizmi ve Öncesi
. İslam dünyasındaki optik bilimin kurucusu olarak kabul edilen İbn-i Heysem (ö.1039) gelen ışınla yansıyan ışığın açılarının niçin birbirine eşit olduğunu fizik ve geometrik olarak ispatlamıştır. İbn-i Heysem'e göre ışık çok yüksek bir hızla hareket ettiği için ayna gibi parlak yüzeylerde ne durabilir, ne de yüzeye nüfuz edebilir.
Görme duyusu ateşi güzel bulur, ancak bir de dokunma duyusunu dinleyelim ateş hakkında ne diyor! Bir şeyden alınan estetik zevk elde edilen yararla kıyaslanamaz. Faydasız güzel, güzel olmayan faydalıdan üstün değildir.
Sayfa 117Kitabı okudu
İşrakimenon Paradoksu
Bir kimse bilmediği şeye has olan bir zâtîyi, bir başka yerden bilmiyorsa, bilmemeye devam eder. Fakat bu zâtî, bir başka bağlamda bilinirse, bu kez de tanımlanan şeye has olmaz. O halde o zâti o şeye has olup duyularla görülen ve bilinen bir nitelik değilse, bilinmemeye devam eder. Dolayısıyla tanımlanan de bilinmemeye devam eder.
Reklam
Hemen bütün dinî, felsefî ve mistik geleneklerde insan; beden ve ruhtan oluşan bir varlık olarak tasavvur edilir. Yine insanın beden yönünün yansımaları olarak yeme, içme, evlenme ve çoğalma gibi arzu ve ihtiyaçlar zikredilir iken ruh yönünün tezahürleri arasında düşünme ve inanma özel bir vurgu eşliğinde dile getirilir.
İki insanın iki farklı şeye sahip olduklarını karşılıklı olarak kabul etmeleri bir zıtlık veya çelişki doğurmaz iken iki insanın iki farklı inanca sahip olması halinde bir çelişkinin doğması kuvvetle muhtemeldir.
Sühreverdi
Tanım, görülmeyen bir şeyin hakikatinin bilgisini vermez. O şey görüldüğünde ise tanıma gerek kalmaz.
İbn Sina/ Risaletü'l- Hudud
Farz edelim ki zâtî olmayan lâzim arazîlerin içinde yer almadığı bütün meçhul zâtîlere ulaşıldı ve tanımda yer verildi, yani yakın cins zikredildi. Pekiyi, insanoğlu tanımlanan şeye tam karşılık gelecek ve hiçbirisini dışarıda bırakmayacak şekilde bütün kurucu fasılları nasıl elde edecek?... Bu ve benzeri sebeplerle, ancak pek azı dışında, gerçek tanıma ulaşmak mümkün görünmemektedir.
Alemin Hadisliği Ve Muhdisin Gerekliliği
" Maturidi'ye göre ezelde hudûs diye bir şey imkansızdır. Bir şeyin ezelden yaratılmış olması, yani kendisine yokluk sebkat etmeden veya hiç yok olmaksızın varlığa çıkması mümkün değildir."
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okudu