"Yalnızlığı hiç bilmeyeceksin.
Tenhadaki lanetli sular, tanrılarındır.
Ve bilir belki yaşlanan ırmak
Gölge olmak değil onun yazgısı,
Baş eğmemek, yiğitçe haykırmak;
Gölden göle, dağdan denize
Özgür akarak bentleri kırmak…
Kör kuyular, tanrılarındır.
Bilge olmaktır ırmağın yazgısı,
Sormağı bilmek yanıtsız soruyu.
Susmağı bilmek ve coşup durmağı.
Köhnemiş dağlara, ham meyvalara
Taze bir ses taşıyıp bir yeni çağ açtırmak.
Akıp giden bir akıldır ölüm,
bilir bunu su.
Toprakta hep ezilse de aşkın uğultusu,
Çağıldayan o ölümsüz pınarlar, ummanlar
davet edecek
Seni görkemli beraberliğine.."
… yoksa, Kim göğüs gerebilir kırbaçlı ömrün cefasına,
Zorbanın haksızlığına, küstahın hor görmesine,
Karşılıksız kalan sevginin çektirdiği acıya,
Adaletin yavaşlığına, yönetimin kibrine,
Değersizlerin sabırlı erdemleri ezmesine
Kim katlanır-çıplak bir hançerle kendi hesabını
Görüp huzura kavuşmak varken? Kim dayanır sanki
Ağır yaşam yükü altında inleyip ter dökmeye,
Ölümün ardından gelecek bir şeyden korkutmasa?
Keşfedilmemiş bir ülkedir ölüm: Sınırlarını
Aşan hiçbir yolcu dönemez
Zamanın soytarısı değildir sevgi asla,
Gül yüzlüler göçse de orağına düşerek
O değişmez kısacık günlerle haftalarla,
Direnir ve katlanır mahşerin ucuna dek.
•
Yanılıyorsam bunda ve çıkarsa yanlışım,
Ne hiç kimse sevmiştir, ne ben şiir yazmışım.
Kırk yılın kışı, güzel alnını kuşattı mı,
Kapladı mı yüzünü derin çukurlar artık,
Gençliğin kibirli, süslü giyim kuşamı
Beş para etmez olur, hırpani yırtık pırtık:
O zaman sorarlarsa güzelliğin nerdedir,
Dinç ve şen günlerinin hazinesi ne oldu;
Dersen yuvalarına çökmüş şu gözlerdedir,
Bencil utancıyla israfa övgüdür bu.
Kavuşur güzelliğin çılgınca alkışlara
"Benim güzel çocuğum beni kurtarır" dersen
"Ve yüzümü ağartır ben yaşlandıktan sonra."
Güzelliğin onda sürdüğünü göstersen!
O, sen yaşlandığında yeniler varlığını
Soğuktan donan kanın duyar ısındığını.
Black Mountain'da (North Carolina Eyaletinde) toplanan ve Charles Olson'un belirlediği 'somut, kinetik, lirik' estetik çevresinde birleşen grup, bizde de dikkatle izlenen ve yankılar yapan 'Beat Kuaşğı', o kuşağın kimi özelliklerini sürdüren San Francisco şairleri (Lawrence Ferlinghetti, Gary Snyder v.b.), Robert Lowell ve John Berryman gibi 'itiraf ve kişisel ızdırap' ozanları, Frank O'Hara'dan ilham alan ve bizim 'İkinci Yeni'yi andıran New York Topluluğu', kimisi öfkeye ve başkaldırıya yönelen Zenci şairler (Langston Hughers, Robert Hayden, Gwendolyn Brooks, Amiri Baraka v.b.), Aram Saroyan ve Richard Kostelanetz gibi 'elle tutulur' ya da 'bulunmuş' şiirler düzenleyenler, 1960'lı yıllardan beri önemi artan 'Yeni İmgeciler' v.b., ustalardan çeşitli yararlar sağlamakla birlikte, özgün türlerin yaratıcıları oldular.
Yaşayan Amerikalı Şairler,
İngiltere'den Amerika'ya göç edip Amerikan uyruğuna giren W. H. Auden, etkileri 21'inci yüzyıla kadar sürecek gibi görünen yeni tadlar ve üslup özellikleri getirdi. Yeni kuşak, Robert Frost'tan çok öğrendi.
Yaşayan Amerikalı Şairler,