Taylan Özbay Gönderileri
Taylan Özbay kitaplarını, Taylan Özbay sözleri ve alıntılarını, Taylan Özbay yazarlarını, Taylan Özbay yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Edebiyatımızın Ustalarının Gözünden Atatürk ve Devrimin YönüTaylan Özbay · Telgrafhane Yayınları · 202014 okunma
"Biz, Kurtuluş Savaşinin barut kokusu üstlerinden gitmemiş öğretmenlerden ders okuduk..."
Sayfa 138 - Telgraf hane yayınları 2020Kitabı okudu
"Bu ülkede Atatürk diye büyük bir adam gerçekten yaşadı mı? Sanki toplumca bir düş görmüşüz, sonra uyanıvermişiz."
Sayfa 108 - Telgraf hane yayınları 2020Kitabı okudu
"İnsanoğlunu biraz yoğursan, sevsen, aydınlatsan, pırıl pırıl iyilik ve güzellik anıtları doğar"
Sayfa 18 - Telgraf hane yayınları 2020Kitabı okudu
Sosyal hayattan çekilirken, sosyal medyaya hapsoluyoruz.
Sayfa 156Kitabı okudu
Atatürk karşıtları, çoğunlukla Atatürk'e doğrudan cephe almak yerine, O'nu ikiye ayırır: Kurtuluş Savaşı komutanını yüceltirken, Devrim Savaşı önderini yok sayarlar. Oysa Atatürk'ün mücadelesi birbirinden ayrılmaz iki bölümden oluşuyordu: Ulusal kurtuluş ve devrimler aracılığıyla ileri adımlayarak verilen asıl kurtuluş savaşı. İşte Atatürk karşıtları bu ikinci bölümü yok sayar, reddederler.
Sayfa 132Kitabı okudu
osmanlı devletinde
'1875'de bütçenin 17 milyon gelirine karşılık 13 milyon lira dış borç ödemesi vardı'
Sayfa 117Kitabı okudu
baltalimanı ticaret anlaşmasının faydaları(!)
Osmanlı İmparatorluğu, 1838 yılında İngiltere'ye 1.81 milyon sterlin tutarında dışsatım, 3.85 milyon sterlin tutarında dışalım yapıyordu; dışsatımm dışalımı karşılama oranı yüzde 47'ydi. 1853 yılına gelindiğinde, dışsatım 2.58 milyon, dışalım ise 8.95 milyon sterline çıkmıştı. Dış ticaret açığı, o zaman için çok büyük bir miktar olan 6.37 milyon sterlindi; dışalımın dışsatımı karşılama oranı yüzde 29'a düşmüştü.
Sayfa 116Kitabı okudu
Tarık Zafer Tunaya
Laikliği biz sadece din ve devletin ayrılması olarak kabul edemeyiz. Ona ikinci bir unsur katıyoruz, o da şudur: Devletin, dinci çevrelerin devlet işlerine karışmamasını sağlaması ve onu kesin ve güçlü şekilde kontrol etmesi. Eğer devlet bu kontrole sahip değilse asla Iaikliği getiremiyor demektir. Bu kontrolü yapmadığı nispette, gösterdiği zaaf nispetinde laiklikten uzaklaşıyor demektir. Anayasasında ne yazarsa yazsın, şunu söylemek mecburiyetindeyiz ki o devlet laik olamaz.
Sayfa 79Kitabı okudu
Mahmut Esat Bozkurt'un önemli bir sözü vardır, 'Demokrasinin nasibi irticanın elinde oyuncak olmak değildir' der. Demokrasinin bugünkü nasibi hem irticanın, hem bölücülüğün, hem sermayenin elinde oyuncak olmaktır. Demokrasi ancak bu kesimler için geçerlidir. Bunların dışında kalanlar, olur da haklarını arar, seslerini duyurmak isterlerse ya faşisttirler, ya cuntacı, darbeci ya da marjinal...
Sayfa 71Kitabı okudu
29 Ekim gecesi saat 20.30'da ilan edilen Cumhuriyetin ilk Cumhurbaşkanı da on beş dakika sonra 20.45'te seçilen Mustafa Kemal olur. (Mustafa Kemal) Seçimin hemen arkasından yaptığı konuşmasını, 'Türkiye Cumhuriyeti, mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır' diyerek bitirir.
Sayfa 68Kitabı okudu
'Yaşasın Cumhuriyet!'
Sayfa 68Kitabı okudu
1 ) Hilafet seçeneği
2) Komünizm seçeneği
3) Faşizm seçeneği
4) Cumhuriyet seçeneği
İşin garibi, dönemin koşulları düşünüldüğünde belki de en uzak ihtimal, cumhuriyet seçeneğidir. Mustafa Kemal'in en yakınındakiler hilafet yanlısıdır; hilafet makamının kaldırılmasını düşünmek bile istemezler. Bu grubun başını Rauf Orbay çeker. Öte yandan faşizm Avrupa'da yükselen, komünizm Sovyetler'de uygulanan ideolojilerdir. Kuşkusuz, cumhuriyet rejiminin bu kadar uzak ihtimal olduğu bir tarihte ve coğrafyada, Mustafa Kemal bu diğer üç yönetim biçiminden birinde karar kılsa, dönem itibariyle normal karşılanırdı. Ancak O, bunların hiçbirini tercih etmedi. Halkla yürüttüğü savaşın sonunda, bağımsızlık ve egemenliği yine o halka vermekte karar kıldı. Ve bunu, cumhuriyetin önemini anlayamayan tüm yöneticilere rağmen gerçekleştirmek istedi.
Sayfa 62Kitabı okudu