İkinci kitabın sonunda ilk kitabını yayımlatmayı başaran Tove’yi bu sefer ilk evliliğini yapmış olarak buluyoruz. Kendisinden yaşça hayli büyük, kültür dünyasından çok etkilendiği bir yayıncı olan Viggo F. ile yaptığı evlilik, içindeki arayışı dindirememiştir. Hayatına yeni romanlar, yeni ilişkiler ve yeni evlilikler de sokan Tove, bir süre sonra derin bir çukura düşer adeta. Uyuşturucu bağımlılığına girdiği anda Tove’nin hayatı gibi metin de biraz ağırlaşıyor. Yazarın zaten akıcı ve samimi olan üslubu, önceki kitaplarından daha derin bir dürüstlükle buluşuyor. Üç kitap boyunca yazarla kurduğumuz başarılı empati sayesinde, düştüğü karanlığı fazlasıyla hissediyoruz.
Kadın kimliğini geçmişine yaptığı cesur yolculuğu sırasında yeniden ve yeniden keşfedilen bir hale dönüştürüyor Ditlevsen. Aynı zamanda bir insanın yaşamında geçirdiği bütün safhaların iç dünyasında yarattığı büyük tahribatlara onun otobiyografisi eşliğinde şahit oluyoruz. Bir süre sonra bu, kendimizle bir yüzleşmeye de dönüşüyor. İnsanın arayışlarına ulaşma çabasının en zor yolculuklardan olduğuna bir kez daha ikna oluyoruz.