Aslında bu bir kitap değil bu aslında bir erkeğin anı defteri , sevgilisinden ayrıldıktan sonra içini açtığı bir günlük diyebiliriz.Ve bunu bir mektupla belki sevdiği kadın görür diye Okuyan Us yayınevine yolluyor ve yayınevide defteri olduğu gibi hatta kapağını bile değiştirmeden yayınlıyor ülkemizde oldukça satılan ve beğeneilen bir kitap oldu içinde hiç bir konu bulunmamasına rağmen.Adamın ara ara büyük harflerle yazdığı sözler sanırım içimize fena dokundu.
Benim en çok sevdiğim sözüyse : "Dayanmak kelimesinin içinde yanmakta var." oldu.
Bu sabah okumaya baslamistim ve bitirdim... birkac saatte bitebilecek bir kitap zaten. Kelimelerle oynamasini, duygu dusuncelerini anlatis tarzini sevdim. Akilda kalici ve etkileyici cümleler vardi: "Mutluluk: Eğer zamani geri alabilseydim, almazdim." gibi
Dikkat spoiler içerir!
Tunç İlkman'dan okuduğum ilk kitapla karşınızdayım. Kitapla ilgili çok beklentim yoktu. Fakat bu kitabı sonu için bile okuyabilirsiniz.
Aşk romanı gibi gözükse de aşk sadece asıl konuya giriş için bir malzeme. Şöyle açıklamamda fayda var: Yemeğinizin tadını daha da güzelleştirmek için baharat ekleriz. Baharat kitabımızda
Son on sayfada ters köşe yapıyor okurunu.. Merakla başladığım bir kitaptı hızlı bir şekilde de bitti.. Bu tarz kitapları okuyunca şekerleme yapmış gibi hissediyorum kendimi.. İnsanı yormayan hatta dinlendiren tarzda..
HerkesleşmeTunç İlkman · Destek Yayınları · 20161,104 okunma
Okuduğum ilk andan itibaren "Albert Camus-Yabancı" tadı aldığım bir kitaptı. Ömer karakteri - ki baş kahramanımız oluyor- Meursault ile çok fazla ortak özelliğe sahipti bana göre. Son birkaç sayfa hakikaten ters köşeydi. Ömer, Meursault'tan daha duygulu sanmıştım, çok yanılmışım :)
HerkesleşmeTunç İlkman · Destek Yayınları · 20161,104 okunma
