Daha çok roman okuyan biri olarak ilk defa bu tarzda bir kitabı okuduğumu belirtmeliyim. Hatam olursa affola.
Birkutukitap'ın Kasım kutusunda yer alan kitaplardan biriydi 'Biri Bizi Gözetliyor' kapak tasarımı ve arka kapak yazısı dikkatimi çok çekmişti. Okuduğumda 1984'ü okuduğumdaki hislerim günyüzüne çıkmış gibi hissettim. Çünkü o kitapta bahsedilen teorilerin elinizdeki kitapta somut örneklerini görüyorsunuz. Hayatınızın bir parçası olan teknolojinin görünmeyen ya da görmek istenmeyen yönlerini; olumlu ve olumsuz sonuçlarını... Siyasetin ayrılmaz bir parçasının teknolojiyle ne boyutlara ulaşabileceği... Örnekler çoğaltılabilir. Kitap bu konuda çok kapsamlı ve alıntılar insanı tatmin eder nitelikte.
Kitap bittiğinde nasıl bir dünyada yaşadığınızı bir nebze daha anlıyor ve teknoloji toplumunun bir parçası olmanın ne demek olduğunu biraz daha fark ediyorsunuz.
Keyifli okumalar dilerim.
Dünyaya geldiğimiz andan itibaren hakkımızdaki her şeyi kayıt altına almayı nasıl başarıyorlar? Hangi yöntemler kullanılıyor? Bu ve bunun gibü birçok soruya cevap verirken sık sık 1984,Crsur Yeni Dünya distopyalarından da bahseden, sindire sindire okunması gereken, herkesi sarmayacak bir kitap.
Uydu takibi, beyin parmak izleri, yüz tanıma sistemleri, akıllı telefonlarımızdaki casuslar, dijital fişlemeler, kameralarla donatılmış şehirler, elektronik devlet uygulamaları.... Yani kısacası BİRİ BİZİ GÖZETLİYOR.
Çok ama çok fazla tekrar vardı. Birde uzun zamandır bu bilgiler o kadar çok tekrar edildi ki.... Bazı sayfaları atlayarak okudum.
Belki 20'li yaşlarda olsaydım, bu konularda bilgimde az olsaydı, daha bir merak ile okurdum diye düşünüyorum.
Günümüz toplumu için söyleyebileceğimiz en önemli gelişme hiç şüphe yok ki teknolojik alan içerisinde gerçekleşmektedir. Adeta hızına yetişilemeyecek derecede ortaya çıkan bilim dünyasının son numuneleri gündeme geldiklerinde adeta nutkumuz tutulur. Peki bu teknolojinin beraberinde getirdiği sorunlar nelerdir? Ya da sorunları umursamadan teknolojinin nimetlerinden sonuna kadar istifade mi etmeliyiz?
Uğur Dolgun bu konuya parmak basarak teknolojik gelişmelerin paralelinde ortaya çıkan "Gözetim Toplumu" kavramını detaylandırmış... Teknolojinin bireysel ve toplumsal gözetimi arttırdığına dair yapılan tespitler fazlasıyla ilginç... Özellikle dünyanın jandarması Amerika'nın yapmış olduğu son teknolojiye dair iletişim, izleme ve gözetim faaliyetlerinin komplo teorisini andırmasına rağmen fazlasıyla gerçekleri yansıttığını söyleyebilirim. Teknolojik gözetimin, sosyolojik etkileri, tarihsel oluşma süreçleri, iktidarla ilişkileri ise dikkate şayan... Velhasıl her şeyin fazlasının zarar olmasından mütevellit Gözetim'inde fazlası zarar imiş :) Bu arada kitabın "1984" ve "Cesur Yeni Dünya" gibi distopik romanlara dair önemli bilgiler içerdiğini belirtmek istiyorum. Adı geçen romanlara dair yapılan tespitler hiç de yabana atılır cinsten değil.
Teknolojiyle birlikte insanların nasıl izlendiğini, takip edildiğini, fişlendiğini anlatan bir kitap. Yer yer bildiğimiz şeylerin tekrarlandığı arada şaşırdığım bilgilerin verildiği okunsa da olur okunmasa da denilen bir kitap.
