Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

W. Montgomery Watt

W. Montgomery WattHazreti Muhammed yazarı
Yazar
7.8/10
54 Kişi
242
Okunma
36
Beğeni
4.193
Görüntülenme

W. Montgomery Watt Sözleri ve Alıntıları

W. Montgomery Watt sözleri ve alıntılarını, W. Montgomery Watt kitap alıntılarını, W. Montgomery Watt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arap etkisi kendisini göstermeden önce Avrupa'daki tıbbi uygulamanın niteliği düşüktü.
Sayfa 100 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Modern batılı, İslam dünya tarihi anlayışının noksanlıklarının farkında olabilir ancak, bu düşünce kendisinin İslam dünya tarihi anlayışının kutsal şeyler gibi sakladığı temel doğruları görmezden gelmesine izin vermemelidir.
Sayfa 71
Reklam
... her din diğerini ihtida ettirmeye mi çalışacak, yoksa, diyalogla mı meşgul olacak? Üçüncü bir ihtimal daha var, ayrı kalmaya çabalama.
Sayfa 205
Ya Kur'an'ın tamamı Şeytan'dan geldiyse
Bir ara Hz. Muhammed, putlara açıkça şefaat hakkı tanır gibi görünen bazı cümleleri Kur'an'ın ayetleri olarak söyle­miş olmalıdır. Bunlar bir rivayete göre şöyledir: Lat ve Uzza'ya mı tapıyorsunuz? Ve diğer üçüncüsü olan Menat'a mı? Onlar göğe yükseltilen kuğulardır; Şefaatleri umulur; Hoşnutlukları görmezden gelinmez.
Hz. Muhammed aleyhindeki yaygın temelsiz iddialardan biri onun, tutkularını ve şehvetini tatmin edebilmek için kendisinin de sahte olduğunu bildiği dini öğretileri savunan bir sahtekar olduğudur. Bu tür bir samimiyetsizlik, daha ön­ce de tartışıldığı gibi İslam dininin gelişimini anlaşılmaz kıl­maktadır. Bu görüş ilk kez bir yüzyıl önce Thomas Carly­le'in On Heroes [Kahramanlar Üzerine] derslerinde gayret­li bir biçimde ortaya kondu ve o zamandan bu yana gitgide artan bir biçimde bilim insanlarınca kabul görmeye başla­dı. Kendisi ve davası hakkındaki sağlam bir inanç, Hz. Muhammed'in dünyevi bir bakış açısından başarılı olma imka­nının görülmediği Mekke dönemindeki zorluklara ve ezi­yetlere dayanmaya hazırlığını açıklayabilir. Samimiyet olmaksızın, Ebubekir ve Ömer gibi güçlü ve dürüst karakter­li insanların bağlılığını ve hatta adanmışlığını nasıl kazana­bilirdi? Deistler için bir başka soru ise, tanrının İslam gibi büyük bir dinin yalanlar ve aldatmaca üzerinde gelişmesi­ne nasıl izin verdiğidir. Bu da Hz. Muhammed'in samimi ol­duğunu savunmak için güçlü bir kanıttır. Bazı açılardan ha­talıysa, hataları kasıtlı yalanlar ya da sahtekarlıktan kaynaklanmamaktaydı.
fikir çarpışmaları
Kur'an, Hz. Muhammed'in Mekke'deki yaşamımn geri kala­nında, onunla muhalifleri arasında geçen söz ve fikir savaşını yansıtır. Kur'an hem yeni dini açıklarken, hem de onu savunurken kendisine karşı ileri sürülen itirazi görüşleri de alıntılar.
Reklam
Athanasius'a göre Mesih'in faaliyeti iki yönlüdür. Günahkar beşeriyet adına ölüm cezasını kabul etmesi ve daha önemlisi, kendisiyle insan tabiatının bozulmaz olduğu ve ölümden sonra diriltildiği tanrısal Söz'ün lsa'ya enkarnasyonudur. Beşeriyetin kurtuluşunu gerçek­leştirmek için zorunlu olduğuhdan lsa hakikaten öldü; ancak onun bedeni Söz'le (logos) bir olduğundan artık, bozulmaya tabi değildi, bu yüzden, üçüncü gün diriliş gerçekleşti. Mesih'in be­ deniyle bir 9lmaları sayesinde hıristiyanlar, bu bozulmazlığı ya da ölümsüzlüğü paylaşırlar. Athanasius'un öğretisini özetleyen bir cümlesi vardır: "Mesih bizi tanrısal kılmak için bedenlendi". Bu düşünce çizgisinde, antik Mısır'ın ölümle ve ondan kurtul­mayla meşgul oluşunun hıristiyanlaştmlışmı görmemek mümkün değildir.
İslam kültürünün yayılması kuşkusuz Arapların ticaret ve tüccarlık alanındaki becerileri ve enerjileri tarafından da desteklendi.
Sayfa 31 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
11. yüzyıl itibariyle Sünni tanrıbilimciler, felsefecilere karşı konumlarını koruyamayacaklarını fark ettiler. Arapça yazan Yeni Platoncuların kanıtlamaları konusunda kendisini okuma­ larla ve özel araştırmalarla geliştiren parlak, genç tannbilimci Gazali (ö. 1111) yaklaşık 1090 yılında, önce felsefecilerin düşün­celerinin anlaşılır ve nesnel bir açıklamasını, ardından da bu düşüncelerin yıkı a biçimde çürütülmesini kaleme aldı. Gazali'den sonra daha usçu tanrıbilimciler, kendilerine yöntembilimle­rini sağladığından dolayı Aristoteles mantığını kabul ettyier ama Yunan bilimleriyle giderek daha az uğraşır oldular. Doğu' da belirli tipte felsefeler geliştirilmeye devam edildi ama bu felse­feler Batı İslam'ını çok az etkilediler ve bunların üzerinde çok az çalışıldı. Ayrıca kimi modern düşünürler, bunların felsefe­ den daha çok teosofiye yakın olduklarını düşünmektedirler.
Ben şahsen, Hz Muhammed'in kendisine vahiy olarak gelen şeyin kendi bilincinin ürünü olmadığına inanmakta samimi olduğuna ikna oldum. Hz Muhammed'in gerçekten bir peygamber olduğu kanaatindeyim ve biz Hristiyanların; "onları meyvelerinden tanırsın" anlamındaki Hristiyan prensibi gereğince bunu kabul etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü asırlar boyunca İslam, birçok aziz ve mübarek insanlar yetiştirmiştir.
320 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.