Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

W. Montgomery Watt

Hazreti Muhammed yazarı
Yazar
7.8/10
54 Kişi
245
Okunma
36
Beğeni
4.242
Görüntülenme

W. Montgomery Watt Sözleri ve Alıntıları

W. Montgomery Watt sözleri ve alıntılarını, W. Montgomery Watt kitap alıntılarını, W. Montgomery Watt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İbrahim'in dini ilk başlarda hanifiye ya da hanif dini olarak adlandırıldı. Hanif sözcüğü Batılı bilim insanlarınca fazlasıy­la tartışılmıştır. Önceleri Yahudiler ve Hıristiyanlar tarafın­dan "putperest" için kullanılmış görünür ve ayrıca eski Suri­ye-Arap dininin Helenleştirilmiş (ve felsefi) biçimini benim­seyenleri de ifade ediyordu. İslam öncesi Arabistan' da her ne kadar tektanrıcılıktan etkilenen insanlar bulunuyorsa da ve bunlar sonraki Müslüman yazarlar tarafından hanifler ola­rak adlandırılsa da, onlar kendileri için bu adı kullanmıyor­muş gibi görünür. Kur'an' da bu kelimeye yeni bir anlam veri­lir ve ne Yahudi ne de Hıristiyan olmayan bir tektanncı kim­se anlamına gelir. Hıristiyanlar bunu "putperest" anlamın­da kullanmaya ve Müslümanları onu kullanarak aşağılama­ya devam etti. Bu durum, kavramın Müslümanların gözün­den düşmesinin sebebi olabilir. Bir süre Müslümanlar "ibrahim'in dinini, hanifi" izlediklerini söylemekten gurur duy­dular. Bununla beraber, sonunda onlar, "İbrahim'in dini, ha­nif, Müslüman" biçimini tercih etmeye başladılar. Müslü­ man, "teslim olmuş" (yani, Allah'a) anlamına gelen, fiilden türetilmiş bir sıfattır. Bunu, İbrahim için kullanmak uygun düşüyordu; çünkü o, Allah'ın kurban etmesini emrettiği oğ­luyla birlikte kendisini (Allah'a) teslim etmişti (Kur'an Saf­fat Süresi, 103) İslam "(Allah'a) teslim olma" anlamında, bu­na karşılık gelen isim fiildir ve bir din için güzel bir isimdir.
Bir süre pusulayı Çinlilerin icat ettiği varsayıldıysa da, bu bir efsanenin yanlış anlaşılması nedeniyleydi. Çinli denizcilerin pusulayı kullanmalarına ilişkin ilk kayıt yaklaşık M.S. 1100 tarihlidir ve aynı zamanda onlara pusulanın kullanımını yabancılardan gördükleri söylenmektedir. Yabancılar rahatlıkla Araplar olabilir, çünkü Çinliler 9. yüzyıldan beri Basra Körfezi'nde ve Kızıl Deniz'de ticaret yapıyorlardı.
Sayfa 38 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kur'an, daha başından beri, mesajının önceki peygamberle­rin ve özellikle, sırasıyla Yahudiliğin ve Hıristiyanlığın ku­rucusu olan, Musa'nın ve İsa'nın mesajlarıyla aynı olduğun­da ısrar etmişti.
Müslüman İspanya'nın belediyecilik alanındaki uygulamaları Arapların binlerce yıllık kent yaşamı deneyimi mirasının parçası oldukları Ortadoğu'dan kaynaklanan düşünceler üzerine tesis edildi.
Sayfa 46 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Temel inanç formülasyonlarının kabulü
İnançta tam bir uzlaşım, Hıristiyan cemaatinin birliği için temel kabul edildiğinden, Büyük Kilisenin doğu kısmının Ortodoks Kilisesi olarak tanınması tesadüfi değil­dir. Batı kısmı ise, daha çok kilisenin Katolikliğiyle yani, bütün. dünyada kilisenin birliği ile ilgilidir ve bu gerçek, havarilerden alınan hiyerarşinin otoritesinin kabulüyle devam ettirilecektir.
İslam'ın Grek felsefesiyle karşılaşması, onun Hırisityanlık'la karşılaşmasının bir parçası değildir; ancak, bir çok bakımdan onunla ilişkilidir. İslami medeniyet tarihinin karar anlarından birinin, Avrupa medeniyetinin gelişmesinde birincil önemde olan Grek felsefi düşüncesinin reddi olduğu ve bu reddin onun Avrupa medeniyeti ile anlaşmasını daha da güçleştirmesi olduğu, batılı bilim adamları tarafından ileri sürüldü.
Sayfa 75
Reklam
Araplar yalnızca Yunan düşüncesinin aktarıcıları değildirler, aynı zamanda öğrendikleri disiplinleri hem canlı tutan hem de onların sınırlarını genişleten gerçek taşıyıcılardı.
Sayfa 71 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Avrupa'nın Arap tıbbına bağımlılığının 15. ve 16. yüzyıla kadar sürdüğü, basılan ilk kitapların listesine bakıldığında görülmektedir. Bu kitaplardan ilki, Pavia'da bir profesör olan Ferrari da Grado'nun Rhazes'in büyük tıp ansiklopedisi Continents'in dokuzuncu kısmı üzerine bir yorumdu.
Sayfa 103Kitabı okudu
uzun ama okunmalık
Çıplak gerçekler hakkında bir tartışma yoktur ama gerçeklerin iddiaları doğrulaması o kadar kesin değildir. Ha ram ayların ihlal edilmesi edimi bir hilekarlık mıydı yoksa putperest dininin bir kısmına haklı bir riayetsizlik mi? Zey­nep'le evliliği cinsel arzuların bir ürünü müydü yoksa daha düşük bir ahlaki seviyeye ait istenmeyen bir
Zeyd'in yokluğunda Hz. Muhammed'in Zeynep'le karşı­laşmasının ve onun fiziki cazibesine kapıldığına dair hika­yesine ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Hikaye, en erken tarihli kay­naklarda yer almamaktadır. Dahası Zeynep evlendiği sırada otuz beşinde yada otuz sekizindeydi ki, bu o dönemdeki bir Arap kadını için ilerlemiş bir yaştı. Hatice hariç Hz. Muham­med'in diğer hanımlarının tümü, onunla evlendikleri sırada daha genç yaştaydılar ve çoğunluğu çok daha gençtiler. Zey­nep hala sahip olduğu güzelliği kullanmış olabilir fakat bu hikayenin gerçek bir temeli olsa bile, günümüze kadar ak­tarılırken üzerinde bazı değişiklikler yapıldığı şüphesini ta­şımak gerekir. Daha sonraları Müslümanlar "İslam'da inzi­va hayatının olmadığını" ve kendi riyazetlerinin genellikle bekarlığı içermediğini ileri sürmekten hoşlandılar. Hz. Muhammed'in kadınlarla münasebetinin boyutları ve roman­tik niteliğiyle övünmek bununla uyumludur. Hatta Hz. Mu­hammed'in dirimselliğinin, bir gecede tüm eşlerini tatmin edebilecek kadar güçlü olduğuyla bile böbürlenilmişti. Daha ilk bakışta bu evlenmedeki aşk temasını, Hz. Muhammed'in hayatını anlatan biyografların hayal güçlerinde geliştirdikle­ri duygusu uyanmaktadır. Elli altı yaşına gelmiş bir insanın, otuz beş ya da daha yaşlı bir kadına tutularak duygularına kapılması pek makul değildir.
320 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.