Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

W. Montgomery Watt

W. Montgomery WattHazreti Muhammed yazarı
Yazar
7.8/10
54 Kişi
240
Okunma
36
Beğeni
4.127
Görüntülenme

W. Montgomery Watt Sözleri ve Alıntıları

W. Montgomery Watt sözleri ve alıntılarını, W. Montgomery Watt kitap alıntılarını, W. Montgomery Watt en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dünyadaki büyük insanlar içinde hiçbiri Hz. Muhammed kadar iftiraya uğramamıştır.
bedeviler, öyle dindar Müslümanlar olmadılar.
Öte yandan bedeviler, gerek Muhammed hayattayken gerekse daha sonraki zamanlarda pek öyle dindar Müslümanlar olmadılar.
Reklam
Daha dengeli bir görüşe doğru ilk adım Thomas Cariyle tarafından atılmıştır. Cariyle dünyanın büyük dinlerinden birinin kurucusu olması dolayısıyla O'nun bir sahtekar olduğu düşüncesini reddetti. Daha sonra gelen alimlerin bir kısmı, zaman zaman O'nun akıl hastası olduğunu belirtseler de, Hz. Muhammed'in samimiyetini kabul etme girişimleriyle bu yolu izlediler. Gustav Weil, O'nun saralı olduğunu ispat etmek için çalıştı. Aloys Sprenger daha da ileri gitti ve Hz. Muhammed'in saraya İlaveten isteri'ye de tutulduğunu iddia etti. Sir Wilîiam Muir sahte peygamber düşüncesine benzer bir düşünceyi muhafaza etmiş ve Hz. Muhammed'İ, Mekke'de dürüst ve yüce-ruhlu bir resul ve vaiz iken, Medine'ye gittikten sonra, dünyevi başarılar uğruna Şeytan'ın oyunlarına teslim olan bir kişi olarak tasvir etmiştir. D.S. Margoliouth O'nu, bile bile halkın kafasını karıştıran birisi olarak suçlamaktan çekinmiyor ve ruhçuluk tarihinin, olağan dışı güçleri olan insanların nasıl ko-layca sahtekarlığa yönelebileceğini gösterdiğine işaret ediyordu. Hıeodor Nöldeke, Hz. Muhammed'in peygamberi ilhamının gerçekliği üzerinde ısrar ederek, O'nun saralı olduğu düşüncesine karşı çıkıyor ve kendisinin ilahi güçlerin etkisi altında olduğuna inanacak derecede güçlü coşku nöbetlerine maruz kaldığını düşünüyordu
Arap etkisi kendisini göstermeden önce Avrupa'daki tıbbi uygulamanın niteliği düşüktü.
Sayfa 100 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Hz. Muhammed'in Bedir'de alınan esirleri genel olarak fidye almak amacıyla tutma kararı, sadece yumuşak mizacın ve Müslümanların mâlî durumlarının iyileştirilmesi ihtiyacının bir işareti değildi. Bu muhtemelen, ufukta görmeye başladığı daha uzak amaçlarını gerçekleştirmek için, Mekkelilerin idari kabiliyetlerinden yararlanmak istemesinin ve bu nedenle de, görevinin Ķureyşlileri yok etmek değil, onları kendi davasına kazanmak olduğunun anlaşılmaya başlamasıdır.
Sayfa 48
Ya Kur'an'ın tamamı Şeytan'dan geldiyse
Bir ara Hz. Muhammed, putlara açıkça şefaat hakkı tanır gibi görünen bazı cümleleri Kur'an'ın ayetleri olarak söyle­miş olmalıdır. Bunlar bir rivayete göre şöyledir: Lat ve Uzza'ya mı tapıyorsunuz? Ve diğer üçüncüsü olan Menat'a mı? Onlar göğe yükseltilen kuğulardır; Şefaatleri umulur; Hoşnutlukları görmezden gelinmez.
Reklam
... her din diğerini ihtida ettirmeye mi çalışacak, yoksa, diyalogla mı meşgul olacak? Üçüncü bir ihtimal daha var, ayrı kalmaya çabalama.
Sayfa 205
Modern batılı, İslam dünya tarihi anlayışının noksanlıklarının farkında olabilir ancak, bu düşünce kendisinin İslam dünya tarihi anlayışının kutsal şeyler gibi sakladığı temel doğruları görmezden gelmesine izin vermemelidir.
Sayfa 71
Hz. Muhammed aleyhindeki yaygın temelsiz iddialardan biri onun, tutkularını ve şehvetini tatmin edebilmek için kendisinin de sahte olduğunu bildiği dini öğretileri savunan bir sahtekar olduğudur. Bu tür bir samimiyetsizlik, daha ön­ce de tartışıldığı gibi İslam dininin gelişimini anlaşılmaz kıl­maktadır. Bu görüş ilk kez bir yüzyıl önce Thomas Carly­le'in On Heroes [Kahramanlar Üzerine] derslerinde gayret­li bir biçimde ortaya kondu ve o zamandan bu yana gitgide artan bir biçimde bilim insanlarınca kabul görmeye başla­dı. Kendisi ve davası hakkındaki sağlam bir inanç, Hz. Muhammed'in dünyevi bir bakış açısından başarılı olma imka­nının görülmediği Mekke dönemindeki zorluklara ve ezi­yetlere dayanmaya hazırlığını açıklayabilir. Samimiyet olmaksızın, Ebubekir ve Ömer gibi güçlü ve dürüst karakter­li insanların bağlılığını ve hatta adanmışlığını nasıl kazana­bilirdi? Deistler için bir başka soru ise, tanrının İslam gibi büyük bir dinin yalanlar ve aldatmaca üzerinde gelişmesi­ne nasıl izin verdiğidir. Bu da Hz. Muhammed'in samimi ol­duğunu savunmak için güçlü bir kanıttır. Bazı açılardan ha­talıysa, hataları kasıtlı yalanlar ya da sahtekarlıktan kaynaklanmamaktaydı.
Hz. Muhammed'in vefatından sonra bazı kabilelerde hoşnutsuzluk baş gösterdiğinde, Mekke'nin sadakatinin esas olarak Süheyl bin Amr tarafın­dan sağlandığını öğrenmek daha şaşırtıcıdır. Hepsinden da­ha ilginç olan Ebu Cehil'in oğlu lkrime'nin durumudur. İlk başta Hz. Muhammed tarafından cezalandırılan ardından af­fedilen İkrime adanmış bir Müslüman haline geldi ve birçok önemli askeri ve idari konuma getirildi. İslam için göster­diği azmin ne derece güçlü olduğu ona atfedilen şu sözler­den anlaşılmaktadır: "Seninle savaşmak için harcadığım pa­ranın daha fazlasını, Allah yolunda harcayacağım"; "Lat ve Uzza için hayatımı tehlikeye attım, Allah için onu tehlikeye atmaktan mı kaçınacağım?" Bu sözlerine uygun olarak Suri­ye'deki savaşların birinde "şehit" olarak can verdi.
Reklam
İslam kültürünün yayılması kuşkusuz Arapların ticaret ve tüccarlık alanındaki becerileri ve enerjileri tarafından da desteklendi.
Sayfa 31 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Ben şahsen, Hz Muhammed'in kendisine vahiy olarak gelen şeyin kendi bilincinin ürünü olmadığına inanmakta samimi olduğuna ikna oldum. Hz Muhammed'in gerçekten bir peygamber olduğu kanaatindeyim ve biz Hristiyanların; "onları meyvelerinden tanırsın" anlamındaki Hristiyan prensibi gereğince bunu kabul etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Çünkü asırlar boyunca İslam, birçok aziz ve mübarek insanlar yetiştirmiştir.
623 yılında bir iki dahili olay meydana geldi. En önemlisi, Nisan ayında meydana gelen, Hz. Muhammed'in Ayşe'yle evliliğinin gelinin en fazla dokuz yaşındayken gerçekleş­miş olmasıdır (...) Kaynaklar Ayşe'nin çocukluk ve gençlik yılları üzerine doğrudan yorum yapmaz, yine de onun nasıl oyuncaklarıy­la oynamaya devam ettiğini ve Hz. Muhammed'in de oyun­lannın ruhuna nasıl girdiğini tasvir ederler. Hz. Muhammed "Bunlar nedir" diye sorar, Ayşe de "Süleyman'ın atları" ce­vabını verir. Elli üç yaşındaki bir adamla on yaşlarındaki bir kız arasındaki bu ilişki, karı-koca arasındaki ilişkiden ziyade baba ve kızı arasındaki ilişkiye benzeyen, tuhaf bir ilişki olmalıdır. Elbette 7. yüzyıl Arabistan'ında kızların çok daha erken olgunlaştıklarını unutmamak gerek.
Sayfa 121Kitabı okudu
Kâğıt, Çin'de icat edildi ve 8. yüzyılın ortasında Araplarca esir alınan Çinli zanaatkârların özgürlüklerini kâğıt üreterek kazandıkları söylenmektedir. Kâğıt, başlıca alternatifi Mısır papirüsünden daha ucuz olduğundan önemi çok geçmeden fark edildi. Harun Reşid'in veziri Yahya bin Halid yaklaşık 800 yılında Bağdat'ta ilk kâğıt fabrikasını kurdu. Ardından kâğıt üretimi Suriye ve Kuzey Afrika üzerinden batı yönünde, İspanya'ya doğru yayıldı ve böylece kâğıt yaygın biçimde kullanılır hale geldi.
Sayfa 45 - Bilgesu YayınlarıKitabı okudu
Muhtemelen Medine'ye göçten sonra Hz. Muhammed'in, lslam için Yahudiliği model aldığı düşünülme­ye başlandı. Mekke'yi terk etmesinden önce, Yahudi usulü­ne uygun olarak, Kudüs'ü kıble ya da namaz esnasında yö­nelinmesi gereken yön olarak seçtiği söylendi. Aşure orucu­nun, Yahudilerin Kefaret Günü'nün, Medine'de Müslüman­lar tarafından uygulandığı görülmektedir. lslam'ın ayırt edi­ci özelliği haline gelen topluluğun hep birlikte yerine getir­diği özel Cuma ibadeti, şu ya da bu şekilde Yahudilerin Cuma günleri gerçekleştirdikleri Sabbath ibadetine hazırlanış­ları ile bir şekilde bağlantılıdır.
Sayfa 116Kitabı okudu
316 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.