Willi Heinrich Heidelberg, Baden-Württembergde doğdu ve İkinci Dünya Savaşında bir Nazi askeri olarak Doğu Cephesinde 1. Alman taburu içerisinde Rusyaya karşı savaştı. 101. Öncü Bölüğünde geçirdiği yıllardaki karakterler, ünlü eseri Das Geduldige Fleisch adlı romanında piyade karakterler halini aldı. Savaş sırasında Heinrichin savaştığı bölük büyük kayıplar yaşadı ve Heinrich beş kez yaralandı.
Savaştan sonra kendini edebiyata veren Heinrich, ilk kitabı olan In einem Schloss zu wohnen adlı romanı 1950-52 yılları arasında kaleme aldı. Ancak 1976ya kadar bu eseri yayınlamadı. Yazar ilk mesleki romanı olan Das Geduldige Fleisch romanını 1955te yayın dünyasına sundu. Kitap edebiyat dünyasında önemli bir etki bıraktı. Bunun sayesinde 1956da kitabın İngilizce çevirisi yapıldı.
Heinrich yazın yaşamına bir savaş tarzı roman yazarı olarak girmesine rağmen 1970li ve 80li yıllarda yığın edebiyatına dönük ve tamamen ticari kaygılar güdülen kitaplar da yayınladı. Son kitabı Der Gesang Der Sirenen 1994te basılan Heinrich; bu yıldan sonra herhangi bir kitap çıkarmadı. Yazar, 2005te Karlsruhe yakınlarında vefat etti.
"Buzulların tepesindeki hava gibisin sen ..
gözlerim kamaştığı için bakmaya cesaret edemediğim nesnelere benziyorsun ..
Hem kendinsin hem de kendinden çok daha fazlası "
Türlü saçma şeylerden anlam çıkarmaya çalışmamıza ,büyük çözümler bulmak için yırtınmanıza,iri laflar etmenize ,sonrada dönüp başladığınız yere çakılmanıza kahroluyorum ..
Baş kahraman, 50 yaş üstü, fabrikatör, evli, iki yetişkin oğlu bulunuyor. Çocuklarından da küçük Cilly adında bir kıza aşık olur, kız da ona.Aileleri , arkadaşları ve birbirleri arasındaki ilişkileri, ruhsal sıkıntı ve mutlulukları sürükleyici ve edebi yön ihmal edilmeden aktarılmış. Tavsiye ederim.
Orijinal ismi “İn stolzer Trauer” (“Gururla yas tutuyoruz!” veya “Yastayız ama gururluyuz!”) olan ve 1972 yılında yayınlanan eser, dilimize Ozan Sözer tarafından toplamda 232 sayfada tercüme edilmiş. O dönemde Hürriyet Ofset tarafından kalın kapak formatında basılan kitabı ben 9.- TL gibi komik bir fiyata almıştım.
1955 yılında kendisini dünya
"İnsan Postu"... Ana-baba günlerini yaşayana savaş meydanlarının en değersiz eşyası.
"İnsan Postu"... Savaşı yapan kazanan kaybeden ama hiç değeri olmayan tek mal.
İkinci Dünya Savaşı'nın en korkunç günleri Rus cephesinde yaşandı. Beyaz cehennemde bıraktı bür sürü genç postlarını. Herkes Rus cephesinde bir Almanya ideali için çarpışıyordu, aç savaş tanrısını hürriyetle doyurmaya çabalıyorlardı. Ama sonunda, Steiner ve emrindekiler Hitler uğruna dövüşmeyi bırakıp postlarını, umutsuz hayatlarını kurtarmaya çabaladılar.
"ARKA KAPAK TANITIM YAZISI"
İnsan PostuWilli Heinrich · Hürriyet Yayınları · 197922 okunma