Jules Verne'in yolculuk hikayelerinden en değişiği bu hikayedir bence. Okurken Cüneyt Arkın filmi izliyormuş hissine kapılıyorsunuz. Yolculuğun yanında kahramanlık, savaş, isyan temalarına sahip genel olarak Bu tarz bir şeyler size keyif veriyorsa bu hikayeyi de çok seversiniz.
Michel Strogoff çar'ın habercisi. Tatarlar isyan etmekte ve Strogoff 5500 kilometrelik tehlikelerle dolu bir yolu gidip çarın kardeşine bir haber götürmek zorunda. Ülkenin kaderi buna bağlı. Tabii ki kimse kim olduğunu bilmemeli bu yolculukta yoksa öldürürler.
Jules Verne okurken görmek istediğim, tadına doyamadığım o zeka parıltılarını bu kitapta çok göremedim. Yani aslında yine çok zekice bir kurgu ama ne bileyim, işin içinde savaş, vurdu kırdı olunca benim ilgim azalıyor. Fütüristik bir şeyler bekliyor insan Jules Verne'den.
Bir de Michel Strogoff karakteri neredeyse mükemmelize edilmiş bir karakter. Çok cesur, zeki, kıvrak zekalı, güçlü vs. vs. Böyle karakterler gerçekçi gelmediği için de çok hoşuma gitmiyor onları okumak. Gerçekçi bir konseptte yazılmamış olsa belki rahatsız etmezdi ama tarihi, gerçekçi bir hikaye okurken karakterlerin de gerçeği yansıtmasını bekliyorum.
Jules Verne'den çok daha güzel hikayeler varken bunu aşağı sıralara alabilirsiniz bence.