Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gelelim sana, hiç bu kadar susmak istememiştim... Bizim mevzular belliydi de, kafamız karışıktı işte biraz. “Kendi düşmanına kıyamadığında, dostuna hainlik üzerine konuşmaktan da caymalı insan.” demişti Sara hatun. Yani insan ki; omuz omuza yürür, uzun uzadıya böyle yollarda yan yana akar, süzülür ve gider ya hani. Demem o ki, oğlum Mehmet, “Aynı
canım, uzandığın yerde yazıyorum, yorgunum pek, aynada yüzümü gördüm, âdeta yeşil. havalar soğuk, yaz gelmeyecek. haftada otuz liralık odun lâzım, başa çıkılır gibi değil. demin, sofada iş görürken battaniyemi aldım sırtıma. camlar, çerçeveler kırık, kapılar kapanmıyor. burda barınmamız imkânsız artık, taşınmalı, ev yıkılacak üstümüze. kiralarsa dehşetli pahalı. sana bunları ne diye anlatırım? üzüleceksin. derdimi kime dökeyim? kusura bakma.
Reklam
Ahmet Erhan
ı her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla... bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı. bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha
Ben burada böyle nasılım ki Geçmişim urlaşıyor boynumda Bu şaka değil Hayretimi kafama kim tükürüyor Sevgim çok uzaklarda olan ne Gücü bitmeyen kim ben ondan değilim Şu güldüğüme bakın Kimliğime neşe diye kendimi yazıyorum Nefretsiz gölün parlağı, hani, yurduma koşul Sırtıma şaka Kimsem yokmuş gibi halime kardeşimmişim gibi üzülüyorum Bektaş şenel
BİRKAÇ YIL Ayrılıkları takip eden günler hep ürkütücüdür. Anılar bazen kaçamak bakışlarla göz kırpar. Geçmiş manzaralar art arda sıralanır durur. Genellikle çıkış noktası şöyle olur anıların: Karlı bir yolda yalnız başıma yürüyorum. İnsanlığa dair hiçbir iz yok etrafta. Yürümeye devam ediyorum. Yolumun üzerinde vahşi hayvanların ayak izlerini
Kış Uykusu'ndan
Aydın+ Necla- +bugün fatmayla pazara gitmeyecek miydiniz siz? -fatmaya git dedim sen, benim canım istemedi. +bitirdin mi benden aldığın kitabı? -çoktaaan. +eee ne diyorsun, çevirmeye değer buldun mu? -valla uğraşmama değeyecek bir şey değil bence. çalışmanı bölmeyeceksem bir şey sorabilir miyim? +tabi, ama allah aşkına kötülüğe karşı koymamakla
Reklam
“Canım, uzandığım yerde yazıyorum, yorgunum pek, aynada yüzümü gördüm, âdeta yeşil. Havalar soğuk, yaz gelmeyecek. Haftada otuz liralık odun lâzım, başa çıkılır gibi değil. Demin, sofada iş görürken battaniyemi aldım sırtıma. Camlar, çerçeveler kırık, kapılar kapanmıyor, burda barınmamız imkânsız artık, taşınmalı, ev yıkılacak üstümüze. Kiralarsa dehşetli pahalı. Sana bunları ne diye anlatırım? Üzüleceksin. Derdimi kime dökeyim? Kusura bakma.”
Ben burada böyle nasılım ki Geçmişim urlaşıyor boynumda Bu şaka değil Hayretimi kafama kim tükürüyor Sevgim çok uzaklarda olan ne Gücü bitmeyen kim ben ondan değilim Şu güldüğüme bakın Kimliğime neşe diye kendimi yazıyorum Nefretsiz gölün parlağı, hani, yurduma koşul Sırtıma şaka Kimsem yokmuş gibi halime kardeşimmişim gibi üzülüyorum Bektaş şenel
Milattan Önceki Şiirler
I her şey bir acının bilincine varmakla başladı. bir taşı kaldırıp atmakla, bir kapıyı açmakla… bir el, hep bir şeyler yazdı, biz doğduktan bu yana kağıtlara şimdi bütün yaşadıklarım karalama kağıtlarında kaldı.bir kalem kendi kendine yazar bu şiiri. insanlar işlerine gider, ben acıya giderim. bir günde bütün isalarımı çarmıha gerer ve her günümü
Canım, uzandığım yerde yazıyorum yorgunum pek, aynada yüzümü gördüm, adeta yeşil. Havalar soğuk, yaz gelmeyecek. Haftada otuz liralık odun lazım, başa çıkılır gibi değil. Demin, sofada iş görürken
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.