Yener yorumladı.
Yenisöylem; yönetimin ideolojik gereksinimlerinin karşılandığı, bütün öteki düşünce sistemlerinin devre dışı bırakıldığı bir dildir. Bu dil insanların düşünce ufuklarını genişletecek değil daraltacak biçimde geliştirilmiştir. Öyle ki bu yönetimde insanlar düşüncelerinde bile suç işleyemezler. Yenisöylemde buna düşüncesuçu adı verilir. Sisteme aykırı düşünenin düşüncesini daha ifade etmeden sırf düşüncesi farklı olduğu için ortadan kaldırıldığı adeta buharlaştırıldığı bir ülke. Sürekli savaşa hizmet eden bir ekonomi, güç ve iktidarın sınırsızca kullanıldığı, gerçekliğin denetim altında tutulabilmesi adına geçmişin sürekli değiştirildiği, kitaplarda, paralarda, duvarlarda her yerde posteri asılı olan Büyük Biraderin gözünün her daim üzerinizde olduğu, sürekli olarak tele-ekran adı verilen aygıtlardan sesli ve görüntülü olarak izlenen, nefret, korku ve baskıyla denetim altında tutulan, sadece partiye çalışan insanlar yığını. Cinselliğin, aile bağlarının, arkadaşlık ilişkilerinin dahi yok edildiği bir toplum düzeni. Bir insanlık karabasanı! 
George Orwell
En sert mesaj ikisinin de işkence gördükten sonra kendi iç dünyalarında "kendilerinden daha çok sevdikleri kimse olmadığını" fark etmeleridir. Serbest kaldıktan sonra kendi iradeleri ile birbirlerinin hayatlarından çıkıyorlar. Muazzam bir eser.
Yener yorumladı.
Can çekişen birini izlerken insan yaşadığı korkunç üzüntüyü büyütür, büyüttükçe ölenin kendisi olmadığından duyduğu sevinç görünmesin diye. Başkasının helaki hayatta olmaya kıymet katar, anlatılacak ömürlük bir tecrübe katar, şükür katar.
Sayfa 26
"Bu ölüm herkeste, yakın bir dostun ölümünü duyan herkesin hissettiği gibi, ölenin kendisi değil de başkası olması sevincini uyandırmıştı."
İvan İlyiç'in Ölümü
Yener yorumladı.
Türkiye beklendiği gibi kendi şartları içinde yürüyüp kendisi oldu ama görüldü ki bu olduğu şey pek sevimli bir şey değildir. Evet bir Türkiye doğdu ama sanki daha doğar doğmaz, büyüyüp gelişemeden, serpilip olgunlaşamadan birdenbire yaşlandı. Bir bebeğin sırasıyla çocukluğa, gençlikten yetişkinliğe, olgunluğa ve nihayet ihtiyarlığa geçisi değil, aniden ihtiyarlamasıydı bu; aşırı duygusallıktan bir gecede saçları ağaran film karakterleri gibi. Duygu patlamaları yaşayan bir sınırda kişilik, bir ihtiyar bebek, tarihin bir anomalisi.
Sayfa 17 - Yapı Kredi Yayınları 10. Baskı (2023)
Belki de değişim sadece yüzeysel ve şekilsel olduğu içindir. Rüzgar dinince yine her şey eskisi gibi olmuştur.
