Kanser Hastasının Ölmeden Önce Yazdığı Yazı
"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam
Seni bulmaktan önce aramak isterim
Seni sevmekten önce anlamak isterim
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim
–Özdemir Asaf
#Doğum günüme ithafen ;)
Bugün en çok sevdiğim bir yazarın doğum günü.
Ve iyi ki doğmuş diyorum.
Çünkü, o hepimizin içimizdeki bir şeylerin tek kurtarıcısıydı.
Ne desem az.
Ama iyi ki doğmuşsun edebiyat adamı...
Kendisini şu alıntılarıyla anmak istiyorum.
Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim. ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında tv
Üzerinde ”EN GÜZELE” yazılı, altından bir elmayı, şölenin yapıldığı salonun ortasına bırakıverdi. Doğal olarak bütün tanrıçalar, bu elmaya sahip olmak istediklerinden uzun tartışmalar oldu. Sonunda üç büyük tanrıça dışında diğerleri çekildiler. Ama kudret tanrıçası Hera, zekâ tanrıçası Palas Athena ve Aşk tanrıçası Afrodit elmaya sahip olmakta
Hep şiir olmasın birde kısa hikayemi paylaşayım. Onay verirseniz kitap haline getirebilirim. Saygılar bizden. Buyrun.
İŞLENMEMİŞ CİNAYET
Sararmış uzun otların aradından kaldırıp başını yola baktı. Polis arabasının siren sesiyle tekrar çukura büzüldü. Neydi bütün bunlar ne anlama geliyordu. Siren sesi kesilinceye kadar öylece kaldı. Bryni
sen diye severim
yağmur delısı
ben oyun ebesi bir çocuk gibi
yağmur delisi bir sevdalıyım
ne vakit düşmeye başlasa damlalar
şu kentin haylaz sokaklarına
rüzgârına bırakılmış bir uçurtma gibi
bırakırım kendimi damlaların altına.
her yağmurlu gün doğum günümdür benim
her yağmurda yeniden var olurum
her damlaya seni anlatır
her damlada seni severim
vururken ıslaklığın yüreğimin kıyısına
kara bulutları tenine benzetip sen diye severim
Hoş geldin en sevdiğim mevsim.
Hoş geldin hüznün en huzur verdiği zaman.
Hoş geldin güzel Eylül...
Doğum günümün dahil olduğu ay olduğundan mı severim bu ayı yahut başka hüzünlü sebepten mi bilemiyorum ama kendimi en iyi hissettiğim aydır Eylül.
Garip...
Tüm doğanın yavaş yavaş ölmeye başladığı bu mevsimde ben; nedense yeniden doğar gibi mutlu ve tüm hüzünlerimden zevk alacak kadar huzurlu hissediyorum.
Hoş geldin güzel Eylül.
Hoş geldin içimin gülen yüzü.
Hoş geldin kazandıklarımla kaybettiklerimin ters orantılı hüznü.
Okan KUZU
"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey
kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..
Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim..
Oturma odasında TV
Ayfer Kadife kardeşime sevgilerimle
Tebessüm sadece yanaklara mı konar? Hayır!
Birkaç sene önce kardeşimi kaybettiğim için küstüğüm o hüzün şehri meğerse yıllar sonra bana bir kardeş daha verecekmiş. Gönlü sevgiyle dolu olan güzel kardeşim koca koca tebessümler kondurdun kalbime. Doğum günüm için hediye ettiğin kitap, benim için bir kitaptan daha fazlası... Hediyen ve küstüğüm şehre kalbimi yeniden ısındırdığın için çok teşekkür ederim.
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir.
Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12