Akıl ile zeka arasındaki fark nedir?
Akıl aslında bir kabiliyettir, zeka da öyle. İkisi arasındaki en önemli fark, bir başkasından akıl alabilirsiniz ama zekayı asla. O, her insanın kendisine mahsustur.
Bir hastalık söz konusu olmadığı sürece şüphesiz herkesin aklı vardır. Akıllı olmak, kendi davranışlarını bilmek, kontrol edebilmek, doğru ve
Ne garip… Bir insana küsünce tüm hayata küsmek ne garip… Bir insanı hudutsuzca sevince tüm dünyayı sevdiğini düşünmek, o insan artık hayatında olmadığında tüm dünyanın hatta kendi kalbinin bile seni terk ettiğini düşünmek… Başka şeyler düşünmeye çalıştıkça zihninin dönüp dolaşıp aynı şeye takılması… Ne garip. Bir zamanlar neşe dolu olduğun, etrafına hep ışık saçtığın o günlerin bir asır kadar geçmişte kaldığını şaşkınlıkla görmen ne garip. Oysa bir asır değil, bir sene öncesiydi sadece gündelik telaşları umursadığın, kalbinin kırılmasına izin vermemek için kalbine tamamen kulaklarını tıkadığın ve bu yüzden hep neşeli , cıvıl cıvıl olduğun… İnsanlara bol keseden dağıttığın aklından, artık kendine hiç pay düşürememen ne garip…
Çok zor durumlar güzel insan, yaşadıkların hiç kolay değil. Teselli etmek bile yaşadıklarını küçümsemek gibi geliyor. Ama ben kendi adıma arkadaşımın artık hayata dönmesini, yasını sonlandırmasını, yaşamaya devam etmesini istiyorum. Şöyle yap böyle yap demek hattim değil, çünkü gerçekten acına çok saygı duyuyorum. Ama mutlu olmanı da çok istiyorum. Umarım iyileşir yaraların. Güç, kuvvet, sabır diliyorum...
Güzel düşüncelerinle yine beni şaşırtmadın. Güzel dileklerin için çok teşekkür ederim arkadaşım ama keşke yasımı sonlandırmakla geçecek kadar kolay olsa. Başka başka şeyler de var üst üste gelen ve ben artık kaldıramadığımı hissediyorum. Umarım artık her şey güzel olur.
Özellikle içine girer girmez geniş bir alanla karşılaştığınız ve diğer katlara buradan merdiven veya asansörle çıktığınız, banka, otel veya benzeri binalarda ana giriş kapılarının döner kapı tipi olduğunu görmüş, belki de dört kanatlı olan bu kapıların bir gözüne acele ile iki kişi birden girmeye çalışıp zorluk yaşamışsınızdır.
Döner kapıların tek amacı enerji tasarrufudur.
Bu tip büyük binaların içerleri devamlı olarak ısıtılır ve ısınan hava sürekli yukarı doğru yükselir. Dışarıdaki soğuk hava kapının önünde onun yerini alabilmek için kapıyı açmanızı beklemektedir.
Bina dışına açılan normal bir kapıyı açtığınızda dışarıdaki soğuk hava sert bir rüzgar şeklinde içeriye hücum eder.
Bu arada içerde yükselmekte olan sıcak havanın az miktarda da olsa giren soğuk hava ile yer değiştirip açılan kapıdan dışarı kaçması mümkündür.
Bu sırada binanın iç ısısı düşer, kazanlar veya klimalar daha sık devreye girer ve tekrar normal ısıya ulaşabilmek için belirli bir enerji (motorin, elektrik, vb.) harcanır.
Özellikle çok kişinin sık sık girip çıktığı binalarda döner kapılar bu ısı kaybını en aza indirir. Döner dört kanattan ikisinin arasına girerken, kapılar dönüp önünüzdeki kanat sizin içeri girmeniz için yeterli aralığı sağladığında, arkanızdaki kanat soğuk havanın girişine mani olacak şekilde girişi kapamış durumdadır. Aynı şekilde karşı taraftaki diğer iki kapı da sıcak havanın dışarı çıkmasına mani olur ve içerinin ısısı korunmuş olur.
Bir Hataylı olarak bu bilgiyi okumak benim için çok zordu. Zira canım döner çektiğinden bilginin devamını okumak istemedim :)) Antakya döneri mi, İskenderun döneri mi daha iyi onu tartışalım bence😂
Çaysız bir dünya nasıl olurdu acaba? Çay keşfedilmeseydi, çaydanlık, çay fincanı, kaşığı, işyerlerinde çay paydosu, şehirlerarası otobüslerde çay molası olamazdı. Şükür ki çay milattan önce 2737 yılında büyük Çin İmparatoru Shen Nung tarafından tesadüfen de olsa keşfedildi.
Shen Nung bir gün bahçede ağzı açık bir kapta su kaynatırken çalılıklardan