Yürüyorsun adım seslerini , adımların altında ezilen çakıl taşlarının seslerini dinleyerek... Yürüyorsun, bütün seslerin mânâlarına yönelerek... O an her ahvâl yolcu oluyor, sen de onlarla beraber... Işık, cılız bir ışık yolcu oluyor mesela... Ağaçların dallarının sesleri de... Yürüyorsun, ruhuna değiyor her bir âlem... Ve yürüyorsun... Peyderpey olmak istediğin yerdesin... Bütün sessizliğin sağlandığı yer, aslında biliyorsun sessizlik sağlanmaz, sen sesleri duymamaya başlarsın işte o andır olmak istediğin yere ulaştığının göstergesi...
O lahzâ sen dahi yoksundur ki... Ve derin bir yoğunluk kaplar, bir şeylerin ruhunun etrafında döndürüldüğünü hissedersin... Ve bilirsin oraya takılmaman gerektiğini lâkin telkin dahi vermezsin ruhuna...
Yürüyorsun karışarak yokluğa, kaybolmuyorsun ve aydınlık yollardasın... Özüne doluyor parlak aydınlıklar, zerrelerine ulaştığını hissediyorsun, bir mânâ sancısı diye fısıldıyorsun ruhuna... Bu bir mânâ sancısı... Sancı demeye hayâ edilen... Hayır hayır bu bir mânâ şenliği vesselam...
“İnsan ne zaman kabz hali yaşasa, üzerinde manen bir sıkıntı, bir yoğunluk yaşasa; geçmiş ümmetlerin, Ashabı Kiram’ın, Ehli Beyt’in, Resulullah’ın ve dahi Evliyaullah’ın kıssalarını okuyunuz. O kıssaları okumak insanın üzerindeki kabz halini kaldırır.”
Yazar: https://1000kitap.com/incikupelikiz
Hikaye Adı : Rüya
Link: #32205538
Ressam : Van Wieck
Tablo: hizliresim.com/Q2pOAy
Trafik akmak bilmiyor. Herkes kornalarının üzerine çökmüş gibi sanki. Ya da düğün konvoyu havasında. Birazdan birisi elinde mendille arabanın camından dışarı sallayacakmış gibi
"Kaygı, insanın özü ve varlık yapısı ile ilgili varoluşsal bir durumdur. O, insanın doğasından, yapısından kopup gelir. İnsanlık niteliği arttıkça kaygı da yoğunlaşır, sentezdeki ruhsallık güçlendikçe kaygı da güçlenir. Kaygının yoğunluk derecesi insan olmanın, bir ben olmanın derecesini de verir.'
-Søren Kierkegaard
Düşünüyorum da bence severek evlenen az. Hadi zorla sevmediği insanla evlendirilenleri de eledim. Bence ülkemizde yoğunluk nefsi arzularını tatmin etmek için evleniyor. Yani bir kişi erkeği yada kadını arzuluyor, nefsi çekiyor hem kendi adı aile içinde kirlenmesin hemde karşı tarafın adına leke düşmesin niyeti. Evlilik olsun da yanında biri olsun nefsini, arzularını tatmin etsin.
Aşikârım,
Aşikârım bugün,
Hiç soluksuz bir hâlde,
Bir haber beklercesinden.
Aşikârım neyim var neyim yoksa,
Güneş bize de doğunca,
Kuvvetle muhtemel yaşarken,
Yürünen yolun yol olmaması
Demek değildir yolun yok olması
Emektir bazen verilen yolun yarısı
Kararı sen verirsin etrafına kalır akıllanılması
Ümitlenen duyguların sadece yük olması
Demek değildir yükün tatlı olmaması
Gelecektir bazen taşınan yükün nasırı
Yararı sen belirlersin gözünde yoktur yararlısı
Uykunda olur yorgunda düşersin
İnsanoğlusun elbet bir kere seversin
Pişman olmam deme bir kere edilirsin
Her şeyi bir kere yaşayıp bir kere hissedersin
Kimisi ders alır yanına yaşadığı günleri
Kimisi dert alır yanına yaşadığı günleri
Kimisi sert alır yanına yaşadığı ölümleri
Kimisi fert alır yanına yaşadığı gönüllüleri
Yaşanıp gidilen tatlı zamanın yanına
Yaşlan ruhlum diyebilen varsa yanınızda
Uykunuzda kalmaz yarınınızda
Ölüm alır bütün yorgunluklarınızıda