SÜPÜRGE SESİ
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var. Gözlerim kanatlanıp dağı
Oğuz Atay
Oğuz Atay
artık yaşamak istemiyorum... onların istediği gibi yaşamak istemiyorum... normal bir insan olmaya zorladılar, bana boş yere vakit kaybettirdiler. olmayınca da anormal dediler. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım, mürekkeple yazmışlar; oysa ben kurşun kalem silgisiydim, azaldığımla kaldım. kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim
Reklam
_________ Stresi Yönetelim _________ ******************  Stres yönetimi konusunda verilen derste öğretmen su dolu bir bardağı kaldırıp öğrencilerine sordu;  – Bu su dolu bardağın ağırlığı ne kadardır? Öğrenciler, 200 gr ile 400 gr arasında diye cevap verdiler. Öğretmen cevaplar üzerine dedi ki; – Bardağın ağırlığı önemli değil. Herkes rahatlıkla kaldırabilir. Önemli olan bardağı ne kadar uzun süre elinizde tuttuğunuzdur. Eğer, bir kaç dakika tutarsam, ağırlığı hissetmezsiniz. Fakat bir kaç saat tutarsam, bardak ağır gelmeye başlayacak ve kolumda bir ağrı hissedeceğim. Eğer, çok daha uzun süre tutarsam, kolum dayanılamayacak kadar ağrır ve artık kalkamayacak hale gelir. Aslında bardağın ağırlığı aynıdır ama ne kadar uzun süre tutarsanız, bardak size çok daha ağır gelir. Öğretmen anlatmaya devam etti: – Eğer sıkıntılarınızı küçük bile olsa devamlı yanınızda taşırsanız, hiç dinlenmezseniz sonunda sıkıntı dayanılamayacak duruma gelir. İşteki sıkıntınızı eve taşırsanız, durmadan sıkıntılarınıza yoğunlaşırsanız, hayatınız çekilmez bir hal alır. Yapmanız gereken bardağı yere bırakıp bir süre dinlenmek ve daha sonra kaldığınız yerden devam etmektir.  💥💥Sıkıntılar ve sorunlar çözülmediği sürece zaten bıraktığınız yerde sizi bekliyor olacaklardır. Neden devamlı taşıyıp kendinize yük edeseniz ki…
Bizim halk zayıflığı sevmiyor. Zayıflığın ne şekilde olursa olsun sergilenmesini bir erdem olarak görebilecek bir gelenek yok... Mütevazılık falan hiçbir zaman gerçek bir üst değer olamamıştır bizde. Bir ortamda mütevazı olmaya kalkarsanız saygı hemen azalmaya başlar, hissedersiniz. Kültürün bütün elemanları insanları şişinmeye, öğünmeye, defolarını gizlemeye itiyor. Bu da çok ağır bir yük taşımamıza neden oluyor. Gizlenecek şeyler devamlı birikiyor. İtiraf kültürü gelişse, bunları söylediğimiz zaman takdir görebileceğimizi düşünsek bunları açığa çıkaracağız. Yükten kurtulacağız. O zaman politikacı da özür dilemek için adeta fırsat kollayacak belki. Takdir göreceğini düşünecek. Ama bugün düşünmüyor, çünkü özür dilediği anda işini bitirecekler. Nuri Bilge Ceylan
ne yana dönsem ben kaçamadığım ben bir duvar ördüm aşamadığım içim içimi kemirirken hengamede bir kapı karşımda açamadığım geceler bir kabusun habercisi hava kararmasın başlar esaret ! 'gecenin şerri ' gecenin iç karartan isi yorganın altı sıcak bir nezaret bu yük ağır bu yük kaldırılmayacak, bu yük sırtlanmayacak kadar büyük yorgun kalbim daha çok mu sınanacak ? bak dinle artık atıyor tek tük.
Sevgiye saplanıp kalmaya karar verdim. Nefret, taşımak için çok ağır bir yük...
Martin Luther King
Martin Luther King
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.