Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yukio Mishima

Yukio Mishima
@yukio_mishima
48 okur puanı
Eylül 2019 tarihinde katıldı
Matt Haig
“Şu kadarını anlamıştım ki insanlar yaşlandıkça hayatları giderek kötüleşiyordu. Dünyaya küçücük eller, küçücük ayaklar ve sonsuz bir mutlulukla geliyordunuz ve ellerinizle ayaklarınız giderek büyürken mutluluğunuz yavaş yavaş buharlaşıyordu.”
Reklam
296 syf.
·
Puan vermedi
insanlar...
Son zamanlarda oldukça popüler olan bu yazarın, Gece Yarısı Kütüphanesi kitabı eminim çoğunuzun kitaplığında ya da almak istedikleri listesinde bir yerlerde bulunuyordur. Bu kitap ondan çok daha önce, 2013 yılında kaleme alınmış. Ancak ilk baskısı 2022 Mart ayında Domingo yayın evi tarafından basılmış. Yazar popüler olunca, diğer kitapları da arkasından geliyor demek ki :) Her neyse kitaba dönelim. Bir matematik profesörü olduğunuzu ve dünyanın en büyük matematik denklemini çözdüğünüzü düşünün, sonrasında sizden uzak bir galakside yaşayan başka bir canlı topluluğunun kısacası uzaylı deyip de geçebiliriz. Sizin yerinize geçerek, çözdüğünüz denklemi tüm dünyadan silmeyle görevlendirildiğini hayal edin. İnsan toplumunu bilen ama hiç kendini bir insan gibi hissetmemiş bir uzaylının, dünyaya ve insalığa bakış açısı. Anlayamadığı bir çok duygu karmaşası. Bir taraftan da bence bu kitap, Matt Haig’in insanlığı eleştirme kitabı, hangi açıdan bakarsanız artık. İsterseniz bir profesörün hikayesini okur gibi, isterseniz de derin anlamlar çıkarabileceğiniz bir kitap. Arada sırada şair Emily Dickinson’dan alıntılar da bence kitaba çok yakışmış. “Şu kadarını anlamıştım ki insanlar yaşlandıkça hayatları giderek kötüleşiyordu. Dünyaya küçücük eller, küçücük ayaklar ve sonsuz bir mutlulukla geliyordunuz ve ellerinizle ayaklarınız giderek büyürken mutluluğunuz yavaş yavaş buharlaşıyordu.”
İnsanlar
İnsanlarMatt Haig · Domingo Yayınları · 20236,9bin okunma
296 syf.
·
Puan vermedi
İnsanlar
İnsanlarMatt Haig
8.4/10 · 6,9bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yukio Mishima
@yukio_mishima·Bir kitabı okumayı düşünüyor
Yalnız Gezenin Düşleri
Yalnız Gezenin DüşleriJean-Jacques Rousseau
8/10 · 4.025 okunma
Reklam
Onun gibi çok insan var mı bilmek isterdim. Ezici çoğunluğun, özellikle Yeni Kitle insanlarının sanatın hiçbir türüne azıcık olsun ilgi duymadığını elbette biliyorum. Ama bunun nedeni onun gibi olmaları mı? Yoksa hiç dert etmemeleri mi? Yani, sanat gerçekten onları rahatsız mı ediyor (ve bu yüzden yaşantılarında hiç yer vermiyorlar) yoksa gizliden gizliye onları sarsıyor ve ürkütüyor da, kendilerini sanatın can sıkıcı olduğuna inandırmak zorunda mı kalıyorlar?
304 syf.
·
Puan vermedi
Yazarın okuduğum ilk kitabı, kendisininde yazdığı ilk kitap bu. Psikolojik bir gerilim. Hikayeyi iki karakterinde kendi ağzından farklı açılarla okuyoruz. Sonunun ise böyle bitebileceği aklımın ucundan geçmemişti. Kitaba başladığımda hızlıca yüz sayfa kadar okudum. Sürükleyici başladığı için elimden bırakmak istemedim. Hikayenin kalan kısmını
Koleksiyoncu
KoleksiyoncuJohn Fowles · Ayrıntı Yayınları · 20208,3bin okunma
Hayatlarımızdaki en büyük trajedi belki de, özgürlük mümkün olduğu halde yıllarımızı aynı eski kalıpların içinde tutsak kalarak geçirmemiz… İnsanları çekincesizce sevmeyi, sahici olmayı, çevremizdeki güzelliklerin tadını çıkartmayı, dans edip şarkılar söylemeyi isteyebiliriz. Ama biz her günümüzü hayatımızı eksilten iç sesleri dinleyerek geçiriyoruz.
272 syf.
·
Puan vermedi
İnceleme
Bazen canım hiç ağır şeyler okumak istemediği zamanlarda, bu tarz bolca cümlelerin altını çizmeyi istediğim kitapları okumayı seviyorum. Şu sıralarda böyle bir kitap arıyordum ve daha önce “Gece Yarısı Kütüphanesi” kitabını okuduğum Matt Haig'in bu kitabı gözüme çarptı. Acaba çok klişe şeylerden mi bahsedecek, (güç içinizde) mi diyecek diye düşünürken tam olarak öyle olmadığını fark ettim. Zaten çok büyük beklentilerim yoktu ama kitabın adının hakkını verdiğini düşünüyorum. Son zamanlarda gelecek kaygılarından endişe ettiğim için biraz olsun beni rahatlattığını söylesem yalan olmaz. Yazar, geçmiş dönemlerde yaşadığı ağır travmalar ve psikolojik sorunlarından sonra hayattan aldığı dersleri, en dibe indiğinde nasıl yukarıya yeniden çıktığını anlatırken. Bazen de sevdiği kitaplar, müzikler ve filmleri bize tavsiye ediyor. Bazen de sevdiği sanatçılardan alıntılar yapıyor. Biraz hayatın içinden, deneyimlerden oluşan ve yazarla karşılıklı sohbet ediyormuş hissini almak istediğiniz bir kitap arıyorsanız, bu kitabı okuyabilirsiniz. Son olarak kitaptaki sevdiğim bir alıntı ile bitirmek istiyorum; Hayatlarımızdaki en büyük trajedi belki de, özgürlük mümkün olduğu halde yıllarımızı aynı eski kalıpların içinde tutsak kalarak geçirmemiz… İnsanları çekincesizce sevmeyi, sahici olmayı, çevremizdeki güzelliklerin tadını çıkartmayı, dans edip şarkılar söylemeyi isteyebiliriz. Ama biz her günümüzü hayatımızı eksilten iç sesleri dinleyerek geçiriyoruz.” — Tara Brach Keyifli okumalar.
Rahatlama Kitabı
Rahatlama KitabıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20222,328 okunma
"Kendinizi görebilmeniz için hayatı bir anlığına durdurmanız gerekir. Fotoğraf makinesinin karşısında yaptığımız gibi. [...] Hayat ise sürekli hareket halindedir ve kendinizi asla gerçek olarak göremezsiniz."
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
167 syf.
·
Puan vermedi
İtalyan yazarlar hakkında pek fazla bilgim yok, daha önce Calvino okumuş ve beğenmemiştim. Luigi okuduğum ikinci İtalyan yazar ve şu yazarla tanışma kitabı lafına uyuz oluyorum ama yazarın okuduğum ilk kitabı diyeceğim. Başlangıçta hiç sevmesem de, ortasında ve sonlarına doğru şapka çıkardığım bir eser oldu bu. Vitangelo Moscarda isimli ana karakterimizin, aynanın karşısında kendisine bakarken, eşinin ona burnunun yamuk olmasını söylemesi ile başlıyor hikaye. Karakterimizin vücudunun bütün kusurlarını yüzüne vuran sevgili eşi Dida'nın eleştirileri karşısında, karakterimiz hayatı ve varoluş kimliğini sorgulamaya başlıyor. Bu sorgulamadan şöyle bir sonuç ortaya çıkıyor; Herkes kendisini tek kişi sanır ama aslında bu bir yanılsamadır. Çünkü bir insanı herkes kendisine göre tanır. Bu durumda bir insandan aslında birden çok vardır. Ayrıca yaptığımız eylemler, başka bir şeyin iyi ya da kötü olmasını sağlayabilir. ve sonsuza kadar kalıcıdır. "Ne yaparsanız yapın kurtulamazsınız" demiş Luigi. Bizden yüzlerce varsa, bu eylemler bir tane biz için geçerli olur. Eylem bittiğinde o biz de biteriz. Yaptığımız bir eylemi herkes kendince değerlendirir, kimine göre doğrudur, kimi yanlış olduğunu savunur. Herkese göre farklı olduğuna göre, herkesin gözünde bizde başka bir insandan ibaretiz. Bir yerden sonra bu sorgulamalar bizi yalnızlığa götürüyor. "Yalnızdım. Tüm dünyada yalnız. Kendim için bile yalnız." dediği gibi Luigi'nin. Şimdi soruyorum; İnsan bir midir? hiç midir yoksa binlerce midir?
Biri, Hiçbiri, Binlercesi
Biri, Hiçbiri, BinlercesiLuigi Pirandello · Aylak Adam Yayınları · 20184,052 okunma
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.