esra ğayretli

esra ğayretli
@yumusak_ge
nirvana'ya ulaşmama dağlar var ve dağlar ancak okuyarak aşılır.
körlük olarak bakış; tecrit olarak teşhir
başkalarının bakışlarındaki şehvetli onaya muhtaç olduğu sanılan yanıltıcı varlık arayışı, bedenin-taşıyıcısı bireyi anlamdan ve ruhtan yoksun; yüzeyden müteşekkil bir nesneye evirir. bu yüzden teşhire koşutlanan çağdaş beden, bütünü olmayan uyumsuz parçalardan oluşur. pazar, bedenin sarmala dönüşen bu resmin tamamlanmamasını temin eder ki, bu onun kâr kaynağıdır. fakat birey içinse bu, coşkulu görünüm kombinasyonları kadar yıkıcı bir bölünmedir de. göründüğü gibi ve göründüğü kadar var olacağı empoze edilen modern bireyin soyunduğu kadar silikleşmesi, bağırdığı kadar sözsüzleşmesi, görünmeye çalıştığı kadar yitmesi bundandır.
Sayfa 10 - sertaç timur demir
Reklam
bir ölüyü borçlandırmak
ben, sezai karakoç'un ping pong masası şiirindeki çarpıcılığı biraz da, şiirin sonundaki, bir methin arkasından gelen tedirgin edici sessizliğe ve sekteye borçlu olduğunu düşünüyorum: "gözlerin ne kadar güzel ne kadar iyi/ ne kadar güzel ne kadar sıcak/ tak tak tak tak tak tak tak" söyleyip kurtulmuş ve bir suskunlukla baş etmeyi göze almış, sahici insanın güzelliğidir bu.
kitap yazarsam bir gün içinde geçer belki | ğ
söylediği sözün nereye gittiğini idrak edemeyen biriyle karşılaştı. karşılaştı demek doğru sayılmaz. hep orada olan biriyle nasıl karşılaşılır? hevesini kıracak birkaç sözcük savruldu havaya. bazısını seçti aldı. sözcükleri aldı içine ama hiçbir sözcüğün kendisinden çıkmasına izin vermedi. hevesi kırılan herkes gibi heyecanlarını toplayıp rafa kaldırdı. havada asılı bir sessizlik bırakarak...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Teşyi
şehir, zamanla el ele... yol senin, yollar senin. kuşlar gidecek olanın değil dönecek olanın şarkısını söylüyorlar.
...serçeler de onun mutluluğunu paylaştıklarını, cıvıldayışlarıyla dile getiriyorlardı. kendisi de serçeler gibi uçabilse, şu nar ağacının yaprakları arasından sevincini tüm insanlara kuşlar gibi öterek haykırabilseydi keşke! ama hayır! tanrı, insanları insan, serçeleri de serçe yaratmıştı. insan serçe, serçe de insan olamazdı! o halde tanrı'nın işlerine burnunu sokup o'nu kızdırmadan bu tür düşlerine son verip kendi işlerine koyulmalıydı.
Reklam
Reklam
87 öğeden 61 ile 75 arasındakiler gösteriliyor.