Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük toplumuna mensup kişiler, Osmanlı Devletinin menfaatine çalışmalıdır
Sayfa 86 - ÖTÜKEN YAYINEVİ
“İsmail Gaspıralı, Yusuf Akçura ile 22 Ocak 1912’de İstanbul’da yapılan toplantıda gençleri ikna ederek Türkçülük fikrini kabul ettirmişlerdi.”
Reklam
Türk Dostu :)
1700'lerden itibaren Osmanlılar'da Batılılara karşı doğan ve Cumhuriyet döneminde neredeyse resmi tutum haline gelen aşağılık kompleksinin farkında olan Batılı devletler, özellikle 1800'lerden itibaren ülkemizde "Türk dostu" yazarlar, çizerler, bilginler, diplomatlar gönderdiler. Mükemmel Türkçe bilen ve kendilerine iltifatta bulunan bu kişileri gören Türkler buna bayılırlar. Her biri artık o adamın gönüllü muhbiri olur. Pierre Loti Claude Fareres, Arminius Vambery gibi adamlar bu cinstendir. Mesela Türkçü Yusuf Akçura, İttihatçı Ahmed Rıza Bey ve gelenekçi şair Yahya Kemal'in; üçünün de Paris'te gidip akıl danıştıkları adam, İngiliz casusu olduğu alemce bilinen Vambrey'dir. Akçura'ya Türkçülük, Ahmed Rıza'ya Batıcılık, Yahya Kemal'e de Cumhuriyetçilik propagandası yapan bu adamdır. 2005 yılında İngilizler arşivlerindeki Vambrey dosyasını kamuya açtı. Vambrey'nin İngiliz casusu olarak istihdam edildiği gerçeği açığa çıktı.
Sayfa 275Kitabı okudu
12 Mart 1912'de Şair Mehmed Emin Bey, Yusuf Akçura, Ahmed Ferit Bey, Ağaoğlu Ahmed Bey, ve Doktor Fuad Sabit Bey tarafından Türkçülük müesseselerinden en uzun ömürlüsü olan Türk Ocağı kuruldu.
Atalarımızdan geliyorsa demek ki :))
Gerçekten Türklerin teori ve düşünme ile uğraşıp yorulmaktansa, başkalarının teorik düşüncelerinden çıkan pratik sonuçları uygulama ile işi kolaylaştırmayı seçtiklerini gösteren tarihi olaylar pek çoktur..
Neden İslam birliğinden ziyade #Turan dediğimize bir örnek.
Şeyhin düşündüğüne göre: "İnsanlar arasında kapsamı geniş olup birçok insanı birbirine bağlayan iki bağ vardır: Biri dil birliği - diğer bir deyimle ırk birliği - ikincisi din. Dil birliğinin, yani ırk birliğinin dünyada beka ve sebatı hiç şüphe yoktur ki, dinden daha devamlıdır. Çünkü az bir zamanda değişmez. Halbuki ikincisi böyle değildir: Tekbir bir dil konuşan ırkı görürüz ki, bin yıllık bir müddet zarfında, dil birliğinden ibaret olan ırka bir bozulma söz konusu olmadığı halde, iki üç defa din değiştiriliyor". Bu genel ifadeden Şeyh Cemalettin'in din birliğinden çok ırk birliğine dolayısıyla ittihad-ı İslam'dan çok herhangi ırki bir birliğe, mesela Bütün Türklüğe Kıymet verdiğini anlamış oluyoruz.
Reklam
156 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.