Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Yusuf
Yusuf
@yusufciya
Hepimiz çukurdayız ama bazılarımız yıldızlara bakıyor.
532 okur puanı
Kasım 2020 tarihinde katıldı
Budala; sara hastası olan, saflığı ve masumiyeti temsil eden Prens Mışkin etrafında dönen olayları konu edinen ve kitapta yok yok dedirten bir Dostoyevski klasiğidir. Kitaba derinlemesine baktığımızda Dostoyevski'nin; hastalık psikolojisinden, ölüm korkusuna, yaşama tutkusundan, din-Tanrı-ahlak sorgulamasına, saf iyilikten, aşka, gururdan,
Büyük Patlamanın Işığı, büyük patlama, evrenin genişlemesi ve kozmik mikrodalga arka plan ışınımının keşif sürecini detaylıca anlatan bir kitaptır. Büyük patlamaya inanmak için bilimsel sebepler vardır. Evrenin genişlemesi ve ilk atomların oluşmasıyla beraber en önemli sebeplerden biri olan kozmik mikrodalga arka plan ışınımının keşfi bilim dünyasında büyük bir yankı uyandırmıştır. Öyle ki okuyacağınız bu kitabın kendisi de bu yankıyı açıklamak için yazılmıştır.
Kitabın ilk bölümlerinde biraz daha bilimsel bilgiler sunulurken geri kalan büyük bir kısımda bu keşif sürecinde yapılan araçlardan ve süreçte rol oynayan bilim insanlarından bahsedilmektedir. Kitap, bu konulara meraklı olan herkesin anlayabileceği sade bir dil ve anlaşılır bir üslupla yazılmıştır. Ki kitap, Stephen Hawking'nin Zamanın Kısa Tarihi adlı eserinden sonra en çok okunan bilim kitabı ünvanını elinde bulundurmaktadır.
Bu keşfi yapan bilim insanlarını ve süreci anlatmak elbette önemli ve gereklidir ancak yazar sanki biraz abartmış gibi. Açıkçası, kitabın kapağından da hareketle, biraz daha bilimsel bilgilere odaklanmasını beklerdim. Okurken yer yer sıkıldığımı söyleyebilirim. İncelemeyi daha fazla uzatmadan; kitapla ilgili hiç inceleme yoktu, ben de kitabı merak edenler için bir tane yazayım dedim. Vesselam.
Bir Türk Ailesinin Öyküsü, Türkiye'de savaş pilotu görevinde bulunan; İrfan Orga'nın çoğunlukla çocukluk anıları olmakla beraber, anılarını anlattığı ve Osmanlı'nın son zamanlarına ayna tuttuğu kitabıdır. Kitabın önemi büyüktür çünkü savaşa sürüklenen (1.Dünya Savaşı) bir imparatorluğun çektiği sancıları bütün çıplaklığıyla
Okur Takip Önerileri
İnsanın Acısını İnsan Alır, Şükrü Erbaş'ın denemelerinden oluşan kitabıdır. Kitap üç bölüme ayrılmıştır: İlk bölümde Şükrü Erbaş'ın, şiir tadında olan satırları bizleri karşılıyor. İkinci bölümde yazar; sanat, şiirin içeriği ve yapısı hakkında görüşlerini sunmuştur. Son bölümde ise birtakım yazarların yaşamına, yapıtlarına ve sanat anlayışlarına değinilmiştir.
İlk bölümdeki satırlar; insan ruhunun derinliklerine hitap etmekle beraber, hayatın anlamlandırılması, insanların birbiriyle yabancılaşması, coğrafyanın getirdiği durumlar, aşk, sevgi, yalnızlık, zaman, varoluş problemleri gibi konuları içermektedir. İkinci ve üçüncü bölüm yazarın değerli düşüncelerini içermekle beraber ilk bölümün kendisi başlı başına bir kitaptır. Bir yaşam dersidir.
Kitap, ilk giriş cümlesinden sonuna kadar defalarca okunmaya değer bir eserdir. Zamanının, çağının esiri olan bütün kitapseverlerin buluşabileceği satırlar...
Nasıl biliyoruz?
Bilimi yanlışlamak için harcadığımız çabayı, bilimi anlamak için kullansaydık muasır medeniyetler seviyesine uzun zaman önce ulaşmıştık. Diyerek incelememe başlıyorum.
Üç Adımda Evren kitabı; nasılların kitabıdır. Nasıl mı? Güneş'in Dünya'dan 150 milyon kilometre uzakta olduğunu biliyoruz. Peki ama nasıl? Güneş'in kütlesini nereden
Sabahattin Ali, genellikle romancı kişiliğiyle tanınır ancak güzel roman yazdığı kadar güzel şiirler de yazmıştır. Zaten bilindiği gibi çoğu şiiri de bestelenmiştir. Şiirlerini çoğunlukla herkesin anlayabileceği şekilde halk diliyle yazmıştır ancak bununla da yetinmemiş divan geleneğinden de faydalanmıştır.
Şiirlerinin havasına baktığımızda kasvetli bir atmosfere sahip olduğunu görüyoruz. Şiirleri genellikle; aşk, hüzün, yaşamın sorgulanması ve doğa etrafında şekillenir. Şiirlerinde yer yer zıtlıklar da görmek mümkündür. Çoğu şiirini beğendim diyebilirim.
Yazarı tanımayan yoktur. Ne gibi şeylerle meşgul olduğunu, yaşamı boyunca nelerle uğraştığını da bilmeyen yoktur. Verdiği yapıtlara bakınca insan ruhuna hitap ettiği söylenebilir. Aynı şekilde şiirlerinin çoğunda da duygusal derinliği okuyucularına tattırmıştır... Keyifli okumalar diliyorum
Mecit Ömür Öztürk, bu kitabında; İslam ışığıyla bütün insanlara çeşitli teselliler vermektedir. Bunu yaparken de Doğu ve Batı'dan birçok filozof, yazar, âlim ile beraber peygamberlerin başına gelen olaylardan örnekler vererek güzel bir eser ortaya koymuştur. Kitapta; Nietzsche'den tutun da, Gazali'ye, Tolstoy, Dostoyevski, Marcus Aurelius, Schopenhauer gibi dünya medeniyetine katkıda bulunmuş birçok insanın görüşlerinden örneklere yer verilerek okuyucuya 99 adet teselli sunulmuştur.
Kafanız karışıksa veya herhangi bir duruma ya da olaya hiçbir anlam veremiyorsanız bu kitap "bence" illaki kafanızdaki bazı sorulara yanıt verecektir. Müslüman değilim, yazarın görüşleri beni ilgilendirmez demeyin çünkü o kadar çok filozof, yazarın görüşü harmanlanmış ve felsefik mesajlar verilmiş ki her insanın bu kitapta kendisine bir pay veya yer edineceğini düşünüyorum.
Benim kitapta üzerine çokça düşündüğüm ve beni etkileyen kısım, mutluluk ve mutsuzluk üzerine verilen çeşitli düşünceler olmuştur. İlgili düşüncelerden birkaç örnek vererek incelememi bitiriyor ve sizlere keyifli okumalar diliyorum.
"Acılarımızı artıran, acıya karşı dayanma gücümüzü azaltan, ıstıraplarımızın ateşini yükselten eski mutluluklarımızla yaptığımız kıyaslardır."
"İnsan kendini mutsuz olduğuna inandırdığı kadar mutsuzdur."
Diriliş, Nehlüdov ve iğfal ettiği Maslova adındaki karakterlerin etrafında dönüp ruhsal uyanışlarını ele alan bir Tolstoy başyapıtıdır. Eserimiz; Nehlüdov'ün, jüri olarak katıldığı bir mahkeme salonunda yargılanan Maslova ile karşılaşması ile başlar. Bu karşılaşmadan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Nehlüdov karakteri kendi bildiği
Evrenin büyüklüğü karşısındaki küçüklüğümüzü ve evren tarihinde yalnızca küçük bir andan ibaret olduğumuzu çeşitli örneklerle anlatmaya çalıştığım #232824665 bu incelememe göz atmanızı ondan sonra bu incelemeyi okumanızı tavsiye ediyorum ve kitaba geçiyorum.
Soluk Mavi Nokta, Carl Sagan'nın Kozmos adlı kitabının devamıdır. Kitap ismini
Bilimi sevdiren adam.
Evren, 13,8 milyar yıl önce oluşmaya başladı. Dünya, 4,54 milyar yıl önce oluştu. Dinozorlar, 243 milyon yıl önce ortaya çıktı ve 66 milyon yıl önce soyları tükendi. Homo Sapiens, 300.000 yıl önce dünya sahnesine çıktı. Yerleşik hayata 13.000 yıl önce geçildi. Yazı, 5500 yıl önce Sümerler tarafından icat edildi. Kopernik, Dünya merkezli evren
Didem Madak'ın şiirlerinde çok fazla zıtlıklar bulunuyor. Bazen şairi; ne olursa olsun, yaşama karşı bütün heybetiyle dimdik dururken görüyoruz bazen de bir odanın karanlığında sigarasının aleviyle bir başına görüyoruz. Şiirlerinde sık sık kedilere, kitap karakterlerine, gerçek hayattan kişilere ve günlük hayatın bütün sıradanlıklarına rastlamak mümkündür.
Didem Madak, şiirlerini konuşma dili ile açık ve anlaşılır bir şekilde yazmıştır. Bu sebeple şairin iç dünyasına girebilmek çok da zor değil. Didem Madak'ın şiirlerinde ruhuma hitap eden parçalar buldum. Bu parçalar beni şaire ve şiirine yaklaştırdı. Hızımı alamayıp diğer kitaplarını da okudum. Bu kitaptan sonra şairin diğer iki şiir kitabını da okumanızı tavsiye ediyor ve iyi okumalar diliyorum.
Nereden, Nereye?
Astronomi Kitabı, Antik Yunan'dan başlayarak modern dediğimiz zamana kadar olan sürede meydana gelen astronomik gelişmelere ışık tutmaktadır. İlk uygarlıkların Astronomi anlayışından, Dünya merkezli Evren modeline, karanlık çağlardan, Galileo'nun aydınlatıcı meşalesine, görelilikten, kuantum mekaniğine...
Kitap; önemli şahsiyetlerin hayatını, ilgili kişilerden birçok alıntı, konuların anlaşılması için birçok fotoğraf, tablo ve grafik barındırmaktadır. Bu bakımdan zengin bir eser olmasına karşın konuların derinliğine inilmediğini de belirtmemde fayda var.
Evren'in insanlık tarihindeki yerine baştan sona seyahat etmeye hazır olun! Bu yolculuk beni heyecanlandırıyor ve sık sık "Nereden, nereye?" Geldiğimizi düşündürüyor. Eminim ki bu yolculuk Astronomi'ye ilgi duyan herkesi hem meraklandırıyor hem de heyecanlandırıyor. Zaten buraya kadar gelebilmemizin temel sebebi de bitmek bilmeyen merakımız ve her keşifin ardından beliren o heyecan duygusu etrafında şekillenen daha fazlasını bilmek arzusudur. İncelemeyi daha fazla uzatmadan sizleri kitapla başbaşa bırakıyor ve keyifli okumalar diliyorum.
Leylim Leylim, Ahmed Arif'in 1954-1959 yılları arasında Leyla Erbil'e yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Mektuplar, sadece bir adamın karaladığı aşk mısralarından ibaret değildir.
Mektuplar; döneminin şartlarını, Ahmed Arif'in zorluk ve sıkıntılarla geçen yaşamını yansıtmakla beraber, bolca acı ve hüzün de taşımaktadır... Bütün bu sıkıntıların etrafında Ahmed'in dayandığı tek şey, kendisini hayatta tutan, ise biricik Leyla'sıdır. Ayrıca Ahmed Arif'in bütün samimiyetiyle, gösterişsiz, kendisi olmasına sık sık şahit oluyoruz.
Bir şairin iç dünyasının derinliklerine yolculuk etmeye hazır olun. Daha fazla uzatmadan keyifli okumalar diliyorum.
Ahmed Arif'in şiiri; Doğu'nun, Anadolu'nun şiiridir. Bu öfke, bu kızgınlık, bu kırgınlık, bu hüzün ve bunların etrafındaki bu umut, halkın umududur.
Yaşadığı dönemde gençler Garip akımının etkisindeyken, şiire her yeni başlayan Orhan Veli tarzını kullanıp, çoğu, tarihin tozlu sayfalarına karışırken o bir meydan okumayla kendi şiir tarzını oluşturmuş ve silinmeden bütün etkisiyle günümüze ulaşmıştır.
Ahmed Arif'in şiirleri ve Nazım Hikmet'in şiirleri aynı doğrultudadır ancak arada bir fark vardır. Cemal Süreya'nın dediği gibi Nazım, şehir adamıdır. Şiirleri de o pencerenin ardındadır. Ahmed Arif ise dağların adamıdır. Şiirlerini halkın, bizim, söylemleri oluşturmaktadır.
Halkın bu başarılı işlenmelerin yanında şiiri sadece bundan oluşmamaktadır. Bazı yerlerde "atom fiziği", "Prometheus" gibi kavramlarla bizi güncel olanın veya mitolojinin içine de çekmektedir.
Fazla da uzatmadan sizleri bu büyük şairin mısralarıyla baş başa bırakıyorum.
Kitap, Astronomi veya Kozmoloji ile ilgilenenler için kara delikler hakkında bilgi edinebilecekleri güncel diyebileceğimiz harika bir Stephen Hawking eseridir. Kitabın başındaki ön sözü kesinlikle okumadan geçmeyin. Ki bu ön söz en az kitap kadar yararlı ve açıklayıcı bilgiler sunuyor.
Kitabın en beğendiğim kısımları: Öncelikle daha önceki Stephen Hawking incelemelerimde dediğim gibi bu karmaşık konuların basit bir dile, yani herkesin anlayabileceği, indirgenerek anlatılmasıdır. Ayrıca diğer kitaplarından farklı olarak bu kitapta verilen bilgilerden sonra başka bir yazar tarafından kısa açıklamalar verilmiş. Artı olarak kitaptaki görseller gerçekten de konuyu anlamlandırmak açısından nokta atışı olmuş.
Kitabın basit dilini bırakın yer yer mizahi söylemler bile görüyoruz ve bu kitaba ekstra bir artı sağlıyor. Okurken asla sıkılacağınızı düşünmüyorum. Bu konulara meraklıysanız çok güzel bir eser ile sizleri baş başa bırakıyor ve keyifli okumalar diliyorum.
