HÜSEYİN NİHAL ATSIZ HAYATI
12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975
Hüseyin Nihal Atsız Bey'in babası, Gümüşhane ilinin Dorul ilçesinin Midi köyünden 'Çiftçioğulları' ailesine mensup (Deniz Makina Önyüzbaşısı) Hüseyin Ağa´nın oğlu (Deniz Güverte Binbaşı) Mehmet Nail Bey olup; annesi ise, Trabzon'un kadıoğulları ailesinden (Deniz Yarbayı) Osman Fevzi Bey´in
"Yüzbaşı Sançar uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ızdıraplı kahkahalar ve şerefli ilâhiler işitilir. Bu ilâhiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ızdıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ızdıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüz yıllarca sürüp gidecek."
Cengiz Aytmatov’un Nihal Atsız hakkında “Bozkırda doğmuş olan ben bile, bozkır hayatını, hiç bozkır görmemiş Hüseyin Nihâl Atsız kadar canlı anlatamazdım.” sözü bile Nihal Atsız’ın bu kitabını övmek için bir neden aslında.
Bozkurtların her satırını, her sayfasını okudukça ata topraklarına duyulan hasret artıyor. Hayallerinizde kurduğunuz ata
Gerçekten çok harika bir eser. Kitap 2 eserin birleşimi "Bozkurtlar'ın Ölümü" ve "Bozkurtlar Diriliyor" beni en çok etkileyen "Bozkurtlar'in ölümü" oldu. Eski Türk törelerini öğrenmiş oldum keşke hep aynı törede kalsaydık anlamış oldum ki ne zaman arap toresini benimsedik biz o zaman bozulmaya elverişli olduk. Ve en önemlisi kadınların otakta söz sahibi olması şuan Türkiye'mizde ne yazıkki kadınlarımiza değer verilmiyor. Neyse . Eserde en çok etkileyen karakter Yüzbaşı Sancar oldu kendime benzettiğimden olsa gerek en çokta Sancar'a güldüm ata bindirip yollamalarina . Eser çok sade anlatımıyla sürükleyip gitti " Bozkurtlar diriliyor" u 2 saatte bitirdim gerçekten harikaydı. Sözün kısası herkesin okuması lazım bu kitabı
Yüzbaşı Sançar Uçmağa varalı on üç yüz yıldan çok oldu. Onun düştüğü meçhul yerde, ay ışıklı yaz gecelerinde hâlâ ıstıraplı kahkahalar ve şeref ilahileri işitilir. Bu ilahiler rüzgârın çıkardığı sestir. Onu herkes işitir. Fakat o ıstıraplı kahkahaları herkes duyamaz. Onun yankılarını uzak, yakın ellerden, ancak içinde Tanrı Dağı’nın odu yanan gönüller sezer. Bu ıstıraplı kahkahalar Yüzbaşı Sançar’ın soyu, onun düştüğü yerde zafer töreni yapıncaya kadar yıllarca, belki yüzyıllarca sürüp gidecek