Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Siyaset değişerek Dine zarar olacak diyenler!!!
İnkilâb-ı siyasî cihetiyle dininden havf eden adam, dinden hissesi beytül-ankebut gibi zaif düşmüş cehalettir, onu korkutur; takliddir, onu telaşa düşürttürür. Zira, itimad-ı nefsin fıkdanı ve aczin vücudu cihetiyle saadetini yalnız hükümetin cebinden zannettiğinden kalbini, aklını da hükümetin kesesinden tahayyül eder, korkar.
İnkilâb-ı siyasî cihetiyle dininden havf eden adam, dinden hissesi beytül-ankebut gibi zaif düşmüş cehalettir, onu korkutur; takliddir, onu telaşa düşürttürür. Zira, itimad-ı nefsin fıkdanı ve aczin vücudu cihetiyle saadetini yalnız hükümetin cebinden zannettiğinden kalbini, aklını da hükümetin kesesinden tahayyül eder, korkar.
Reklam
Yedinci Nükte: Ramazanın sıyamı, dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeğe gelen nev'-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mal, bire bindir. Kur'an-ı Hakîm'in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir.
Ahlaki ve Dini Değerler
Şayed kendi ahlâkî ülkülerimizin gerçeklenemediğini, yaşamadığını gördüğümüz için bir düşüklüğe inanılıyorsa, daha büyük bir yanılmaya düşülmüş olur. Zira kendi ülkülerimiz, bütün bir toplumun veya dünyanın benimsemesi gereken evrensel bir prensip değildir, böyle bir iddiada da bulunulamaz. Toplumdaki her değişme nesnel bir kuvvetle ferdi kendine itaât ettirir. Bize göre, bozulan bir ahlâk değil, değişen hayat şartları ve onun ayrılmaz bir sonucu olan inanç ve aksiyon değişmeleri vardır. Asıl ahlâk bakımından zaif olanlar, bu zorunlu değişmelere uyamayanlardır. Ahlâklı adam, içinde yaşadığı çağ ve toplumun insan aksiyonlarına vermiş olduğu yeni yönlere ayak uydurabilen ve vicdanını bu dinamik gerçekliğe göre düzenleyebilen, ilerleyene engel olmayandır. Asıl ahlâkî vazife, insanlığın, ulusun, genel olarak toplumun, kendi ilerlemeleri için bizden beklediği işleri yapmaktan ibarettir. Fakat dinî değerlerin durumu böyle değildir. Ahlâk, daha çok yaygın değerlerden örülmüştür; din ise, organlaşmış değerleri kapsamaktadır. Ahlâk, ulusların töre ve âdetlerine, ulusal ve bireysel ihtiyaç ve karakterlerin uygun olarak zaman zaman değişmek, başkalaşmak zorunda olduğu hâlde, din, asla değişmemek şartıyla bir defa kurulmuş ve bütün insanlık için kabul edilmesi zorunlu olan aşgın bir hakikat sayılmıştır. Dinlerin birbirini de hoş görmeyen bu benciliği bile, kaynagının yüceliğine rağmen sarsıntılar geçirmektedir.
Sayfa 24
Hem müşahade ettim ki: Birisi, dininde salabetli bir adamın taasubuna hücum ediyordu. Lakin salabet-i diniyenin kıymet ve ehemmiyeti olan takva, hakda sebat, ahlâkta metaneti, delil olarak yerine ikame etmeden önce... İşte bu adam, o fakirin salabet-i diniyesini böylece ifsad etmiş oluyordu.. Evet, kim ki evinin tavanı altındaki zaif direği çekmek istiyorsa, evvelen onun yerine kuvvetli bir direkle muhafaza altına aldıktan sonra kaldırsın. Yoksa bilmeden evi harab etmiş olacaktır.
Sayfa 404 - Envar NeşriyatKitabı okudu
Binaenaleyh tarihlerin naklettikleri Peygamberimizin (A.S.M.) bidayet-i hayatına maddî, sathî, surî bir nazar ile bakan bir adam şahsiyet-i maneviyesini idrak edemez ve derece-i kıymetine vâsıl olamaz. Ancak bidayet-i hayatına ve levazım-ı beşeriyetine ve ahval-i zahiriyesine ince bir kışır, nazik bir kabuk nazarıyla bakılmalıdır ki, o kışır içerisinden, iki âlemin güneşi ve tûbâ gibi şecere-i Muhammediye (A.S.M.) çıkmıştır. Ve feyz-i İlahî ile sulanmış ve fazl-ı Rabbanî ile tekâmül etmiştir. Binaenaleyh Nebiyy-i Zîşan'ın (A.S.M.) mebde-i hayatına ait ahval-i suriyesinden zaîf bir şey işitildiği zaman üstünde durmamalı; derhal başını kaldırıp etraf-ı âleme neşrettiği nurlara bakmalı. Mesnevi-i Nuriye - 86
Reklam
Gıybet
Gıybet, ehl-i adavet ve hased ve inadın en çok istimal ettikleri alçak bir silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal etmez. Nasıl meşhur bir zât demiş: اُكَبِّرُ نَفْس۪ى عَنْ جَزَاءٍ بِغِيْبَةٍ ٭ فَكُلُّ اِغْتِيَابٍ جَهْدُ مَنْ لَا لَهُ جَهْدٌ Yani: "Düşmanıma gıybetle ceza vermekten nefsimi yüksek tutuyorum ve tenezzül etmiyorum. Çünki gıybet; zaîf ve zelil ve aşağıların silâhıdır." Gıybet odur ki: Gıybet edilen adam hazır olsa idi ve işitse idi, kerahet edip darılacaktı. Eğer doğru dese, zâten gıybettir. Eğer yalan dese; hem gıybet, hem iftiradır. İki katlı çirkin bir günahtır.
Sayfa 276 - Envar
25. Lem'a 25 deva- Hastalar Risalesi
25.lema hastalar risalesi 25 devadır Hastalara yazılmıştır.bir merhem, bir teselli, bir reçete bir geçmiş olsundur. İhtar= Risalenin tamamı 4 buçuk saatte telif edilmiştir. gayet süratli. Kelimelere takılmayın.bana da dua edin diyen üstat Sure-i Bakara 156 sure-i Şura 79-80** tefsiri yapılmıştır. [: Insanlığın on kısmından bir kısmı
Altınbaşak neşriyatKitabı okudu
144 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.