Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ne güzel anlattın sevdayı be Kamer
Sonra başladı: "Kimsenin bilmediği, kimsenin girmek istemediği bir sokağın içinde, elleri nasır tutmuş, kalbi karalar bağlamış bir adam yaşarmış. Burada güneş doğmaz, ay da gecenin göğsüne sokulurmuş. Bu adam, gökyüzüne hiçbir zaman bakmazmış çünkü onun için ayın da güneşin de bir önemi yokmuş... Ta ki bu sokağın başına biri düşene dek... Evet, evet bu oymuş. Göğün göğsünden düşen bu ay ışığı, adamın avuçlarına doğru süzülmüş. Adam önce nasıl tutacağını bilememiş, elleri titremiş korkudan ve sönmesinden korktuğu için dokunmaya kıyamamış ama sorun şuymuş ki; bu Adam onu izlemiş, önce bakmış sonra görmüş. Ellerindeki nasırdan çalmış tenine ve acısı hafiflemiş. Avuçlarının arasındaki bu şey ona gönderilmiş bir ilaçmış, farkında değilmiş. Önce dokunmuş sonra saklamış, önce okumuş onu sonra yazmış... Bu adam, bu kadını artık avuçlarının arasından çıkarıp kalbinin tam ortasına bırakmış çünkü orası, tam da orasıymış kimsenin giremediği kaderinin yazısı... Kalbi atıyor, yüzü gülüyor ve ellerinin içindeki yaraları iyileşmeye başlamış. Adam artık gökyüzüne bakmaya, geceye sarılmaya ve zihnini onunla doldurmaya başlamış çünkü hayat buymuş, bu imiş... Hayat, o gece ışığı sönmüş bir ayın varlığından ibaretmiş..." Kalbim diyorum, ellerindeymiş başından beri...
Sayfa 453 - Kamer-AymiraKitabı okudu
Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi...
Reklam
Sanki isa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öptüğümüz zaman gereği olmazmış gibi...
Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi...
O sırada zavallı Madam Ortans acele acele yastığının altını yokluyor, bir şey arıyordu. Tehlikeyi sezer sezmez sandığından, beyaz, parlak kemikten yapılmış bir İsa’yı bulup çıkarmış, yastığının altına saklamıştı. Sandığın dibinde, yırtık iç gömlekleri ve kadife paçavraların arasında, yıllardır onu unutmuştu. Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi.
Sayfa 292
"Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi…"
Sayfa 292Kitabı okudu
Reklam
Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi.
Sayfa 292 - ZorbaKitabı okudu
Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi...
Sayfa 292Kitabı okudu
Sanki İsa, yalnızca ağır hasta olunduğu zaman alınan bir ilaçmış da, yaşadığımız, iyi günler gördüğümüz, yiyip içtiğimiz, öpüştüğümüz zaman gereği olmazmış gibi...
Sayfa 292Kitabı okudu
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.