Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sude

Sude
@zamanegencitr
Rize
11 okur puanı
Ocak 2020 tarihinde katıldı
İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi raciun
Reklam
·
Puan vermedi
Süheyla.
Süheylâ. Yumuşak huylu kadın demek. Ah Süheylâ. Akasyalar açar mıymış Süheylâ? Kitabın kapağını açıp okumaya başladığınız zaman farkında olmadan sonuna gelmiş olmanız çok olası. Kitap akıp gidiyor, anlamayacaksınız. Süheylâ’ya üzülürken Engin’e kızacaksınız. Engin’in Süheylâ vesilesiyle sorgulamaları başladığında duygularını oldukça yoğun yaşayan bu kadına hayranlık duyacaksınız. Oldukça nahif bir hikâye. Zenginliğin madde de olduğunda ne kadar eksik kaldığımızı manevi yanımızda olduğunda ise ne kadar kıymetli olduğu eşyaları tasvir edişiyle, levhalarda yazan öğütleriyle, Süheylâ’nın sade ve sakin halleriyle Engin’i etkileyişiyle çok güzel anlatıldı. Altını çize çize okuduğum ilk hikâye kitabı oldu. Yarım kalmış bir aşk hikâyesi denebilir mi bilmiyorum. Süheylâ’ya haksızlık etmek istemiyorum. Engin’in hırslarının peşine düşmesi ve Süheylâ’nın da onun hayallerine anlam veremiyor oluşu yollarını bir şekilde ayırdı. Sonrasında karşılaşmaları, Engin’in Süheylâ ile konuşmak istemesi fakat Süheylâ’nın çok haklı ve takdir edilesi bir sebepten ötürü özlemine rağmen usulünce reddetmesi Engin’i çok derin sorgulamalara itti. Hırslarla ve heveslerle dolu dünyasında gördüğü herkese malum soruyu sordu ancak kimseden tatmin edici bir cevap alamadı. Sorgulamaları neticeye ulaştığında Süheylâ’yı aramaya koyuldu. O arayışlara çok girmek istemiyorum, kitabın can alıcı bir noktasını söyleyebilirim yoksa. Kitabı okuyanları da Engin gibi bir sorgulayışa iteceğine inanıyorum hikâyenin. Süheylâ Engin gibi okurların hayatına da yön verecek. İstifadeli olmasını dilerim. İyi okumalar.
Yoksulluk İçimizde
Yoksulluk İçimizdeMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 202110,7bin okunma
Sude tekrar paylaştı.
"Biz, harpten muzaffer çıkan istiklâlini alan bir millet değil miyiz? Evet. Peki, bu millet ne için Yunanla harp etti? Belki Yunan gelirse, dinimi değiştirir, ezanımı değiştirir, yazımı değiştirir, dilimi değiştirir, kıyafetimi değiştirir diye harp etmedi mi? Ee! Bunların hepsini sen yaptıktan sonra, birader, sen daha mı gavursun yahu!.." diye aralarında konuşurlardı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sude tekrar paylaştı.
"Demek ki, plan çok dikkatli yapılmış; hanedandan Fatihlerin, Yıldırımların, Muradların, Kanunilerin, Selimlerin evladından erkek veya kadın hiçbir ferdin memlekette bırakılmamasının sebebi, demek ki buymuş..." "Evet ağabey, dikkat buyurun. Fethi Bey kimdir? Dünkü İttihatçı. Memleketin canını yakmış, talan etmiş eşkıyadan birisi... Bu zat geliyor, Konya gibi yerden rey alıyor; Aşık Mehmed ona destan yazıyor; fısıltı, Fethi Bey kazanacak, dedirtiyor. Onun yerinde hanedandan birisi olsaydı, bir de seçim yapılsaydı, kim bilir ne olacaktı?"
Sude tekrar paylaştı.
çıkık elmacık kemikleriyle çekik gözleriyle ve Müslümandılar. Zulüm dolu rus ve çin yüklenmesi etinle evinle döllerinle ölülerinle bize benzeyin, değişin demekteydiler bize
Sayfa 18
Reklam
Sude tekrar paylaştı.
ah kardeşler gönlümün yükünü kaldıramıyorum
Sayfa 56
Müslüman, çağın gözüyle İslam'a bakmaz, İslam'ın gözüyle çağa bakar.
Dinin buyruklarına ve yasaklarına, ancak ve yalnız dinin buyruğu ve yasağı olduğu için uyulur. Bir Müslüman için domuz eti yememenin tek sebebi dinin bu husustaki buyruğunu yerine getirmek içindir. Başka bir şey için değil... Fakat dinin hükümleri içindeki hikmetleri araştırmak olsa olsa fazilettir.
Dine Allah'ın emri olduğu için ve salt bunun için inanmak asal bir usûl meselesidir. Bu nedenle akla, mantığa yahut hikmete ve felsefeye uygundur diye dine inanmak küfür sayılmıştır. Dinin hükümlerine (yani Allah'ın hükümlerine) hiçbir sebeple mukayyet olmadan inanmak, inanmayı kendi hakikati içinde yakalamak ve öylece saklamak anlamına gelir.
Sayfa 50
Allahım, inşirâh ferahlığı yarabbim, yüce mevlam
Reklam
"Arkadaşlar biraz delikanlı olun, biraz milli damarlarınızı kabartın ya. Biraz masaya vurun ya. Sizin ülkenize hıyanet etmiş, tepenizden bomba yağdırmış şerefsizler topluluğunu, saraylarında ağırlayan adilerin ürünlerini almayın. Yemeyin, içmeyin ya! Çaputları kafasına geçsin biraz. " Abdulmetin Balkanlıoğlu
Sude tekrar paylaştı.
Biz önce sözlü ve fiili duayı beraber götürmeyi öğreniriz. Fiili dua sahada olmak, çalışmaktır. Sözlü dua yakarış ve tevekküldür. Fiiliyat olmazsa tembelleşiriz tevekkül olmazsa kibirlenir, isyan ederiz.
103 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.