Çavdar Tarlasında Çocuklar (1) kitabını okuduktan sonra şu cümleler kafamda dolandı durdu:
“ .... büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta-yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi
ERNEST HEMINGWAY, 1899 yılında, Oak Park, Illinois’te doğdu. Yazarlığa, 1921’de Kansas City Star gazetesinde başladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında, İtalya cephesinde gönüllü olarak cankurtaran sürücülüğü yaptı. Piyade birlikleriyle birlikte olduğu bir sırada önemli bir biçimde yaralandı; ülkesine geri döndü. 1921’de Paris’e yerleşti; orada,
Parkta kardeşine top atan çocuk,
Hep birlikte oynasak ya!
Büyükler almaz beni aralarına
Ama sizin minik dünyanıza evren sığar,
Ben de sığarım:
Beraber oynayalım
Seradan zamana
.
.
.
İşte bir sera, seracılık ve tarihi derken, Roma’da hobi bahçesi gibi kullanılan, ortaçağda ve özellikle sanırım soğuk bir coğrafya olduğundan İskandinavya’da keşfedilen meyve duvarlarından, gelişe gelişe sera bahçelerine evrilmiş günümüzdeki haline bürünmüş bir teknoloji, arayışımız bir gerçekliğin sanatla ilgisi, daha çok
Saat sekizde Zapata, Jaguar’ının direksiyonunda yalnız olarak,
Froideveaux sokağına geliyordu. Arabayı ağır ağır sürmeye devam etti, sonra park etmiş arabaların arkasında durdurdu,
motoru çalışır durumda bıraktı ve arabadan indi.
Zapata, asfaltın orta yerinde, sırtını arabanın
yarı açık kapısına dayadı, gelip gidenleri bir süre süzdü.